×

Bir Tablonun Anlattıkları Bölüm-6



Bir Tablonun Anlattıkları
Bölüm-6


Hazırlayan ve Derleyen: Erdemir Toykan 
 
Sn. Erdemir Toykan tarafından hazırlanan ve derlenen;  dünya klasikleri arasında yer alan tabloları sizlere tanıtmaya devam ediyoruz. Sn. Erdemir Toykan’a bu değerli çalışması için çok teşekkür ederiz. 



ASNIERES’DE YIKANANLAR
GEORGES SEURAT  1859-1891

 

Londra Ulusal Galerisi Eser, ressamın büyük boyutlarda yaptığı ilk iki başyapıtından biridir. Resim, çağdaş renk teorisinin titiz örneklerinden biridir ve sanatçının kısa anları sunmayı hedefleyen izlenimci felsefesinden uzaklaşmaya çalıştığını gözler önüne serer.  Seurat bu tabloda kullandığı tekniği balayé olarak açıkladı. Bu yöntemde, düz bir fırça, betimlenen yatay seviyeye yaklaştıkça küçülen fırça darbeleri vurarak renklerin oluşmasını sağlamak kullanılır. Balayé (küçük fırça darbeleri) tekniğine resmin tamamında değil, ressamın uygun gördüğü noktalarda rastlanır (Örneğin çimenlerin sunumunda). Tabloda yaz öğleden sonrasının sıcaklığı ağaçların ve binaların kenarlarını yumuşatmış ve gökyüzünün rengini solgunlaştırmış gibiydi. Ufukta gök tamamen beyaza dönmüştü. Asnières'de Yıkananlar'ın yüzeyindeki pırıltılı görünüş ısının vurgulanışını ve parlak güneş ışığının varlığını güçlendirmektedir. Sanat tarihçisi Roger Fry resimdeki bu sanatsal başarıyla ilgili şunları yazdı: "Hiç kimse bu tabloyu sarmış olan ürkek duyarlılığı, içe işleyen gözlemi ve bitmek tükenmek bilmeyen tutarlığı Seurat kadar güzel yansıtamazdı."  Merkezdeki figürler yalnız betimlenmişlerdi. Her biri heykel gibi durmaktaydı. Tenleri ve kıyafetleri temizdi. Çevrelerinin farkında değil gibi görünüyorlardı. Sağ alt köşedeki oğlan çocuğu haricindeki tüm karakterler kendi hayal dünyalarına dalmış gibiydiler. Tam ortada ve biraz daha uzakta yer alan yatay ve dikey çizgiler, ön taraftaki figürleri rahatlamış duruşlarıyla tezat oluşturuyordu. Bu pozları, kafalarının açısı ve kollarının pozisyonu insanlar her ne kadar bireysel olsalar da gruba belirli bir estetik kazandırmıştı. Sıcaklı, ırmağın durgun akışı ve tabloda resmedilen insanların duruşları sonsuzluğun ve değişmezliğin simgesi gibiydi.

Akım: Post Empresyonizm

 

NEDİMELER                                                                                                                                                              
DIEGO VELAZQUEZ  (1599-1660) İspany
a
 


Kral IV. Felipe’nin kızı Margarita ve hizmetçileri, resmi yapan Velazquez’in yanında konumlanır. Kral ve kraliçenin ise arka tarafa yerleştirilmiş bir aynadan yansıması görülmektedir. Böylece resim, ayna objesi sayesinde, dışardakini içeriye dahil etmektedir. (Ref: Bilmeniz gereken 50 tablo)

Bu anıtsal yapıtta gerçek boyutlu figürler kullanılmıştır, eğer Nedimelerin önünde durursanız onun bir   parçası haline geldiğinizi hissedersiniz. Yetkin fırça darbeleri, ustaca süslenmiş giysi dağların (en solgun grilerle kullanıldığı zeminin vurguladığı) insan gruplarını, uzaktaki donmuş yansımaları görülen asil ebeveynleri ve sanatçının kendisini yeniden yaratır. Ressam tuvalin başında çalışmaktadır. Tuvalin dikey pozisyonu sahnedeki oyunu böler. Velazquez bizleri hikayenin içine çekmek için perspektif kullanır. Hem zemin hem de tavan yumuşak renklerle ve görece boştur, duvarlar ise kompozisyonu sabitleyen perspektifin hatlarını yineleyen başka resimlerle doludur.

Oto portre: Velazquez gözlerimizin içine bakmakta ve çeşitli renklerin görüldüğü paletiyle fırçasını sanki  o sırada resim yapıyormuş gibi tutmaktadır. Üzerindeki, Santiago şövalyeleri Tarikatı’nın sembolü olan Malta Haçı yapıtını bir süre sonra eklemiştir. Kral ve kraliçe, odanın arkasında duran aynadan yansıyan buzlu görüntüler olarak seçilir.

İnfanta: Tam ortada ışıkta yıkanan sarışın İnfanta, temkinli ve ciddi bir ifade ile bizi gözler. Hizmetçileri onunla ilgilenmektedir. Tüm kompozisyon bu beş yaşındaki kızın resmi ve gerçeğe benzer tasviri etrafında döner.

 Kraliyet ailesinin dokumalarından sorumlu ziyaretçi bir ayağını üst basamağa atmış, kapıda yüzü bize dönük, dış kaynaklı bir ışığa karşı siluet oluşturarak arka planda hareket algısı yaratır. Işık, resmin önünden arkasına doğru ve sağ taraftan cüceleri aydınlatarak ilerler. Velazquez ölçek ve konum ile oynar. Yetişkinler, çocuklar ve cücelerle yaklaşık aynı boyda olacak şekilde küçük gözükür.

Ön planda: Pertusato, önde şakacı bir şekilde ayağını neredeyse kendisi ile aynı boydaki çoban köpeğine yaslamıştır. Sabırlı ve sağlam duruşlu güzel köpek resmin bu köşesini sağlama alır. İzleyiciye en yakın mesafede yer alan köpeğin kafası, yaklaşık İnfanta’nın kafası kadar büyük, gövdesi de eteği kadar geniştir. Velazquez’in ve köpeğin figürleri arasında, tüm kompozisyonu bir araya toparlayan ince, kıvrımlı bir hat çizebiliriz. (Ref: Resimler nasıl okunur, Liz Rideal)

Resimdeki üç bakma işlevi şunlardır. Solda elinde paletiyle ressam, sağda bir ayağı basamakta, içeriye girmeye hazır duran ziyaretçi (bütün sahneye tersten  bakar, gösterinin ta kendisi olan kral ve eşini karşıdan görür); son olarak merkezde, sabırlı model tavrını takınmış, süslenmiş, hareketsiz bekleyen kral ve kraliçenin yansıması. (Ref: manet-velazquez ve estetik modernizm – Michel Foucault)
Paylaş:
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Sosyal Medyada Bizi Takip Edin!
E-Bülten Kayıt