×

Neopozitivizm Karikatürlü Felsefe Notları Bölüm-3

 
Neopozitivizm Karikatürlü Felsefe Notları
Bölüm-3
Viyana Çevresi-3


Hazırlayan ve  Derleyen:  Erdemir Toykan
 

Dungeons and Dragons: Zindanlar ve Ejderhalar, Wizards of the Coast tarafından yayınlanan  masaüstü rol yapma oyunu. Kalem ve hayal gücü kullanılarak oynanan, oyuncuların yanı sıra bir de zindan efendisi olarak ifade edilen oyunu yöneten kişinin olduğu, minimum iki maksimum zindan efendisinin idare edebileceği kadar oyuncu ile oynanabilen bir rol yapma oyunudur. En önemli şey hayal gücü. Her şeyi belirleyen unsur zarlar ve tabi ki o zarları atan kişinin şansı. Oyuna özel 4’lük, 6’lık, 8’lik, 10’luk, 12’’lik ve 20’lik zarlar bulunuyor). 

Philosophers in this comic: Rudolf Carnap, Gottlob Frege, Bertrand Russell, Willard Van Quine, Ludwig Wittgenstein


 
 

Analytic Turn: Analitik Sıra
Master: Baş, usta
Emperically: Ampirik, deneysel
Verified: Doğrulanmış, onaylanmış 
Adventures: Serüven, macera 
Deal: Anlaşma, pazarlık
Measure: Ölçü, ayarlamak
Dice: Zar 

Nicomachus: (MS 60-120) Yunan matematikçi. Introduction to Arithmetic (aritmetiğe giriş), Harmonik El  Kitabı ile tanınır. Sayıların Gizemi.
 Level: Seviye, düzey
Monk: Papaz
 Assets: Varlık, mal
Savings: Tasarrufları
Holding: Tutma, hisse
 Exist: Mevcut
Throw: Atmak
Lawful: Yasal 
Object: Nesne, cisim 
Truth Value: Gerçek Değer
Independent of The  Mind: Zihinden bağımsız olarak 
Wizard: Sihirbaz
Evil: Cin, canavar, şer
Tully: Halk sözcüsü, Cicero
Bard: Halk ozanı (orta çağ kültürünü anlatan) 
Zosssima: Ölümüne kadar insanlara şu öğütlerde bulunur: pişmanlık duymak, korkmamak, içten olmak, kendinden utanmamak, yalan söylememek, sevmek, bağışlamak, paraya tapmamak, hep mutlu olmak. 
Cleric: Din adamı 
Reducible: İndirilebilir, indirgenir
 Damsel: Kız
Stressed: Sıkıntı, acı
Pleased: Memnun olmak
Enter: Giriş, katılmak
Crypt: Mezar odası
Darkness: Karanlık
Fill: Doldurmak
Undead: Ölümsüz
Creatures: Yaratıklar
Rise: Yükselmek
Tomb: Mezar 
Shimmering: Parıltı 
Outmatch: Üstün gelmek, şans tanımamak 
Lich: Kurguda ölümsüz bir canlı türü. Ölümsüzlük elde etmek için büyü ve ritüeller kullanarak sonsuz yaşam için çabalayan bir kralın dönüşümünün sonucudur.
Rethreat: Geri çekilmek
Investigate: Araştırmak
Gahst: Hayalet
Lesser: Daha az
Loot: Kayıp, kaybedilmiş
Treasure: Hazine
Obviously: Açıkça 
Lich: Kurguda ölümsüz bir canlı türü. Ölümsüzlük elde etmek için büyü ve ritüeller kullanarak sonsuz yaşam için çabalayan bir kralın dönüşümünün sonucudur.
Smug: Kendini beğenmiş
Get back: Geri dönmek 
Grin: Sırıtma
Fun: Eğlence
Evidence: Kanıt
Available: Mevcut
To make decision: Karar vermek 
Mummy: Mumya
Ghoul: Hortlak 
Doom Knight: Ölüm, kader şövalyesi, asilzadesi 
Revenant: Hayalet
Observe: Gözlemlemek 
To make judgement: Yargıda bulunmak
Dimwit: Budala
Wait: Beklemek
Sarcophagus: Lahit



Decay: Bozulma, çürüme
Flesh: Ten, et
Garb: Kıyafet, kılık
Wielding: Kullanma
Tattered: Hırpani
Robes: Usul, işin inceliği
Carry: Taşımak
Insignia: İşaretler, nişan
Forgotten: Unutulmuş
Bears: Sakal
Blac Rod: Siyah Çubuk
Glowing real gem: Parıldayan hakiki mücevher, taş
Rotten: Çürük
Bone: Kemik  
Draped: Kumaşla örtmek
Sentinent: Duygulu, duyarlı
Ghoul: Hortlak
Dressed: Giyinmiş
Lich: Kurguda ölümsüz bir canlı türü. Ölümsüzlük elde etmek için büyü ve ritüeller kullanarak sonsuz yaşam için çabalayan bir kralın dönüşümünün sonucudur.I
Intersect: Kesişmek
Non-sentient: Duygusuz
Well-preserved: İyi muhafaza edilmiş
Essential: Esas 
Created: Yaratıldı
Clothing: Elbise
Reanimated: Yeniden canlandırıldı
Evil:Kötü
Priest: Papaz
Suggest: Önermek
Disguised: Maskelenmiş, gizlenmiş
Wizardy: Sihirbazlık
Faith: İnanç
Broom: Süpürge
Devil: Şeytan
Daemon: Zalim, şeytan
Prop: Destek
Outfit: Kıyafet, donatmak
Deamon: Şeytan, zalim
Drapped: Kesmek, bırakmak
Deceive: Aldatmak
Bleive: İnanmak
Damage: Hasar, zarar
Hit point: Darbe noktası, Bir karakterin alabileceği maksimum hasar puanını belirleyen masaüstü rol yapma oyunlarındaki bir özelliktir
Run away: Kaçmak
State of decay: Bozulma durumu 
Enchanted: Büyülü
Mace: Gürz, tören asası
Holding: Hisse, tutma 
Attack: Atak
Definite Way: Kesin Yol
Divide: Bölmek
Atomic Rules: Bir atomik olgu, nesnelerin (entitelerin, şeylerin) bir birleşimidir.  Eğer ben bir nesneyi biliyorsam, onun atomik olgularla ortaya çıkacak tüm olanaklarını biliyorumdur. Wittgenstein özne ve yüklemden kurulu öğe ya da basit (atomik) önermelerin nesnelerin durumunu dile getirdiği belirtir. Mantıkçı Pozitivistler arasındaki basit önermeler, protokol önermeler, atomik önermeler ve temel önermeler gibi farklı adlandırmalarla kullanılmışlardır.

 
Relationship: İlişki
Attack: Atak
Treasure: Hazine
Governed: Yönetilen
Entire theory: Tüm teori
Rules: Kurallar
Powerful: Güçlü
Risk: Kazanabilinir ya da kaybedilir. Bir olayın gerçekleşme olasılığı.
Fight: Savaşmak
Silence: Sessizlik
Concur: Hemfikir olmak
 Bunch of Pansies: Çok eş cinsel erkek 
Danger: Tehlike
Indivual Observation: Bireysel gözlem
Magic: Büyü, sihir 
Incantation: Büyü, efsun, büyülü söz, sihir
Ethereal: Ruhani
Terrible: Korkunç, berbat
Coldness: Soğukluk
versus Death: Ölüme karşı
Indivual: Bireysel, kişisel
Observation: Gözlem
Rely on: Güvenmek:
Background knowledge: Geçmiş bilgi
Roll: Yuvarlamak
Savings: Biriktirilmiş para, tasarruf
Interpret: Yorumlamak
Forth: İleri, dışarı
To be sick of: Bıkmış, usanmak
At least: En azından
Bard: Halk ozanı (orta çağ kültürünü anlatan)
Coward: Korkak



İngilizce sözcüklerin Türkçe diline çevrimi ile ilgili metin (kaynak: existentialcomics)  

Carnap was a logical positivist (mantıksal pozitivizt) who believed that the only meaningful statements (anlamlı ifadeler) were those that could be empirically verified (deneysel olarak doğrulanabilen).

Gottlob Frege was a mathematician and philosopher, who worked on set theory (set teorisi) and symbolic logic (sembolik mantık). His blurb (konuşma balonu) refers (değinmek) to the fact (olgu) that he was a mathematical Platonist, which means he believed (inanmak) mathematic propositions (edat, ilgeç) must in some way refer to abstract mathematical objects (öz, soyut, teoratik,matematik obje, nesne)  that actually existed (aslında mevcut) in some sense (algı, his, duyu).

Bertrand Russell's blurb (konuşma balonu) refers (değinmek) to Russell's Paradox, which asks whether or not the set of all sets which do not contain (içermek) themselves (kendilerini) contains itself (kendisi). If it does then it doesn't, and if it doesn't then it does ‘’ (Russell paradoksu ‘’bu cümle yanlıştır’’ kendilerinin elemanı olmayan tüm kümelerinin elemanı olmayan tüm kümelerin kümesiyle ilgilidir. Kümeler elemanları olan soyut nesnelerdir ve bazı kümeler kendilerinin elemanı olabilir. Örneğin tüm soyut nesnelerin kümesi soyut bir nesne olduğu için kendisinin bir elamanıdır. Bazı kümeler (çoğu) kendilerinin elemanı değildir. Kendi kendisinin bir elemanımıdır. Yalancı paradoksunun problem teşkil eden’’ya doğrudur ya da yanlıştır’’). This undermined (zayıflatmak, baltalamak) much of Russell's work as he was attempting (girişimde bulunma) to found (dayandırmak, kurmak) mathematics in logic, using set theory heavily (ciddi ölçüde) also undermined (zayıflatmak, baltalamak) much of Frege's work along similar lines (aynı ana hatları yanında) in Foundations of Arithmetic (Aritmetiğin Temelleri). It is said that he literally (asıl itibarıyla) ran (yayınlamak) to stop the presses of the book (kitabın baskılarını) when he received (almak) Russell's letter explaining the paradox (paradoksu açıklayarak), and he eventually (sonuçta) agreed (kabul etmek) to publish the book (kitabın yayınlanmasını) with an addendum, admitting the flaws (hataları kabul ederek) caused (neden olan) by the paradox. In Dungeons and Dragons, a bag of holding (hisse çantası) is a magical bag (sihirli çanta) that has more space (alan) inside than the size of the bag. It accomplishes (yerine getirmek) this by opening a small portal (to another dimension (boyut, ebat). A portable hole is a similar item that opens a hole where you throw (fırlatmak,atmak) it, and works by similar means. If you throw one into the other it creates (oluşturmak) an impossible situation (olanaksız durum, konum) where the extra planes (düzlem) collide (çarpışmak)and both are destroyed (yok olmak).

Quine's blurb (konuşma balonu) refers (değinmek) to his most famous work (en önemli çalışması) The Two Dogmas of Empiricism (deneyciliğin iki kesin fikri, doktrini)), which questions the long held analytic/synthetic distinction (analitik/ sentetik ayrım), and the idea that all knowledge  (tüm bilgi)is reducible (indirgenebilir). He had a more holistic theory (doğanın bütünlüğü inancına dayalı teori) of meaning and knowledge (bilginin anlamı), which says that we use our background knowledge (öncesi bilgiler) to interpret (yorumlamak) any new knowledge or data that we encounter (karşılaşmak). New discovers must have an effect (etki) on the entire network of knowledge (tüm bilgi ağı), rather than (ziyade) just overturning (devirmek) a single data point within it. He was a strong critic of the type of logical posivitism that Carnap and other championed (destekçileri, savunucuları).

Wittgenstein's blurb  (konuşma balonu) refers (değinmek) to the fact (hakikat)  that he believed (inanmak)  most or all of the problems of philosophy were really just problems of language (dil problemi). Many of the problems in fields such as metaphysics would be dissolved entirely (tamamn çözülür) if language had a precise meaning (kesin anlamı), and philosophers who argue (tartışmak) over such problems are only arguing semantics. He dialog is a parody (parodi) of his only published work, Tractatus Logical-Philosophicus. Many of the lines coorespond (karşılık) directly to the lines in the book, including the final line, which is a parody of the book's final and most famous line: "Whereof one cannot speak, thereof one must be silent" (‘’Bir şey hakkında konuşamıyorsan, orada susmalısın. Metafiziksel bir şey hakkında söz söyleme teşebbüsünde bulunmanın; filozofların bu metafiziksel kurgularla ilgili bir şey konuşmalarının; mantık hakkında konuşmanın; üzerinden sessizce geçip gitmeli ve konuşmamalı’’). Individually (bireysel olarak), the members of the Vienna Circle published extensively (kapsamlı) before, during and after the years of the Circle around Schlick. For some (Frank, Hahn, Menger, Neurath), philosophy was only part of their scientific output (çıktı), with numerous monographs and articles (makale) in their respective disciplines (ilgili bilim dalı) (mathematics, physics and social science); others (Schlick, Carnap, Feigl, Waismann) concentrated (yoğun) on philosophy, but even their output cared relatively little for traditional concerns of the field (alanın geleneksel ilgisi). Here it must be noted that two early monographs by Schlick (1918/25) and Carnap (1928), commonly associated  (ortak ilişki)  with the Vienna Circle, mostly predate  (erken tarihe almak) their authors’ participation  (katılım)  (there and exhibit  (ibraz edilen belge) a variety of influences( etkileri)  not typically associated (ilişkili)  (with logical positivism . Moreover, important monographs by Frank (1932), Neurath (1931), Carnap (1934/37) and Menger (1934) in the first half of the 1930s represent moves away from positions that had been held in the Circle before and contradict (çelişmek) its orthodox profile. Yet the Circle’s orthodoxy, as it were, is not easily pinned down  (zorunlu kılmak, mecbur etmek, saptamak) either. Schlick himself was critical of the manifesto of 1929 and gave a brief vision statement of his own in “The Turning Point in Philosophy”                 (‘’Felsefede Dönüm Noktası’’) (1930). A long-planned book by Waismann of updates (güncelleştirmek) on Wittgenstein’s thought, to which Schlick was extremely sympathetic, was never completed as originally planned and only appeared (görünmek, ortaya çıkmak) posthumously (ölümden sonra). Comparison (karşılaştırma, mukayese) with rough transcripts of the Circle’s discussions in the early 1930s suggest that Waismann’s Wittgensteinian “Theses”, dated to “around 1930”, come closest to an elaboration (özen, ayrıntı) of the orthodox Circle position at that time (but which remained (kalmak) not undisputed (tartışılmaz) even then). Again, what needs to be stressed (sıkıntı) is that all of the Circle’s publications (yayınlar) are to be understood as contributions (katılım, katkı)) to ongoing discussions (devam eden tartışmalara) among its members and associates. (Kaynak: Bilim Dünya Anlayışı. Ernst Mach Derneği Yayınları- Viyana Çevresi).

İngilizce Metin:

Carnap was a logical positivist who believed that the only meaningful statements were those that could be empirically verified.

Gottlob Frege was a mathematician and philosopher, who worked on set theory and symbolic logic. His blurb refers to the fact that he was a mathematical Platonist, which means he believed mathematic propositions must in some way refer to abstract mathematical objects that actually existed in some sense.

Bertrand Russell's blurb refers to Russell's Paradox, which asks whether or not the set of all sets which do not contain themselves contains itself. If it does then it doesn't, and if it doesn't then it does (Russell paradoksu ‘’bu cümle yanlıştır’’ kendilerinin elemanı olmayan tüm kümelerinin elemanı olmayan tüm kümelerin kümesiyle ilgilidir. Kümeler elemanları olan soyut nesnelerdir ve bazı kümeler kendilerinin elemanı olabilir. Örneğin tüm soyut nesnelerin kümesi soyut bir nesne olduğu için kendisinin bir elamanıdır. Bazı kümeler (çoğu) kendilerinin elemanı değildir. Kendi kendisinin bir elemanımıdır. Yalancı paradoksunun problem teşkil eden’’ya doğrudur ya da yanlıştır’’). This undermined much of Russell's work as he was attempting to found mathematics in logic, using set theory heavily. It also undermined much of Frege's work along similar lines in Foundations of Arithmetic. It is said that he literally ran to stop the presses of the book when he received Russell's letter explaining the paradox, and he eventually agreed to publish the book with an addendum, admitting the flaws caused by the paradox. In Dungeons and Dragons, a bag of holding is a magical bag that has more space inside than the size of the bag. It accomplishes this by opening a small portal to another dimension. A portable hole is a similar item that opens a hole where you throw it, and works by similar means. If you throw one into the other it creates an impossible situation where the extra planes collide and both are destroyed.

Quine's blurb refers to his most famous work The Two Dogmas of Empiricism, which questions the long held analytic/synthetic distinction, and the idea that all knowledge is reducible. He had a more holistic theory of meaning and knowledge, which says that we use our background knowledge to interpret any new knowledge or data that we encounter. New discovers must have an effect on the entire network of knowledge, rather than just overturning a single data point within it. He was a strong critic of the type of logical posivitism that Carnap and other championed.

Wittgenstein's blurb refers to the fact that he believed most or all of the problems of philosophy were really just problems of language. Many of the problems in fields such as metaphysics would be dissolved entirely if language had a precise meaning, and philosophers who argue over such problems are only arguing semantics. He dialog is a parody of his only published work, Tractatus Logical-Philosophicus. Many of the lines coorespond directly to the lines in the book, including the final line, which is a parody of the book's final and most famous line: "Whereof one cannot speak, thereof one must be silent’’. (‘’Bir şey hakkında konuşamıyorsan, orada susmalısın. Metafiziksel bir şey hakkında söz söyleme teşebbüsünde bulunmanın; filozofların bu metafiziksel kurgularla ilgili bir şey konuşmalarının; mantık hakkında konuşmanın; üzerinden sessizce geçip gitmeli ve konuşmamalı’’).


Mantıksal Pozitivizmi Aşmak- Ulaş Bager Aldemir- Viyana Çevresi

Felsefe tarihi, felsefenin felsefi tarihlerinin de tarihidir. Taitekos’taki Sokrates için, yoldan çıkarıcının sarsıntılar yaratmasından ibaret olan felsefe, Platon’da noetik (düşünce gücünün maddeye etkisini inceleyen bilim dalı, duyular ya da deneyle değil de yalnız akılla kavranan bilgi) temaşayı hedefleyen ve bilgiyi de gündeme getiren daha içerikli bir anlam kazanır. Özbilimsel görü (bir şeyin içini doğrudan kavrama, görme) ya da serim (oyun, roman, hikaye gibi anlatı türlerinde kişilerin ve çevrenin tanıtıldığı, konunun, olayın anlatılmaya başlandığı bölüm) diyebileceğimiz öz merkezli düşünüş, Peripatik (Aristo derslerini öğrencilerine nasıl anlattığı için kurucu olduğu ekole peripatetik adı verilmiştir), yani Aristolesçi dizgede de, biraz da olsa dünyevileşerek sürüp gider, felsefeyi hep bir temellendirme meselesi olarak boyutlar. Bu gelenek rasyonalisttir. Paradigma’nın metafiziği.  Skolastikin sarsılmaya başlandığı Aydınlanma Yüzyılında da sürüp gider akılsal temellendirme gayret. Kartezyen Devrim (Descartes felsefesi metodik şüphe olarak bilinen yöntem), Yenibilimsel Paradigma’nın metafizik tabansızlığını telafi etmek amacıyla Meditasyonu salık verir. Kartezyen temelcilik, Kartezyen’in radikal eleştirmeni olan Spinozada aynen sürüp gider. Kartezyen Devrim sonrasında ortaya çıkan, kelimenin tam anlamıyla anlama yetisinin teşhiri tutkusuyla dolup taşan ve Locke, Hume ve Kant’ta cisimlenen gelenek de rasyonalisttir. İsa ve Sokrates gibi Grekoromen (Yunan sanatına dayanılarak geliştirilen Roma sanatı) kültürünün sarsıntı seferinde yer alan Kant’ta cisimlenen, akılsal insanlık ülküsünün Aydınlanma Nedir adlı duru bildirisinde diktumuyla (yetkili söz, atasözü) özetler. ’’Kendi aklınla düşünmeye cesaret et’’. Bu rasyonalist gelenek, Alman İdealizmi’nin zirvesi olan Hegel’de de sürüp gider. Hegel’e göre felsefe ‘’hakikatin nesnel birimidir, bilgiyi kavrayan zorunluluğun bilimidir’. 

Rasyonalist gelenek, Antik derinliğin sofistik kaynağını sağlamlaştıran Nietzsche’ci bir müdahaleyle, yerini Batı Metafiziğini türlü türlü şekillerde söken bir geleneğe bıraktı ve bu gelenek 20. yüzyıl felsefesini bir antifelsefe kurdu.  Herbert Marcuse’nin değişiyle aklı kısaltan metafizikleşme hamlesi, irrasyonal veya hermenuatik koyutlarıyla (kanıtsız olarak doğruluğu varsayılan önerme), aklı çöpe atarak sürüp gitti. Batı Metafiziği, zaman zaman Varlık’ın unutulduğu yanlış anlam olarak hırpalandı. Neopozitivist izlek (bir yazın ya da sanat yapıtında işlenen, geliştirilen konunun anlamca ortaya koyduğu ana yönelim)-ilerleyen satırlarda kavranışını irdelemeye çalıştığımız Viyana Çevresi’nin bilimsel ve felsefi leksiyonun (ders, çalışma) mantıksal ve ampirik ideasyonuna (düşüncelerin oluşumu) indirger. Mantıksal pozitivizm’in yanısıra Husserleyen fenomenoloji, Transzendental  (transandantal) (aşkınlar, varlığın üç özelliğidir: gerçek, güzellik ve iyilik. İnsanın ilgi alanının üç yönüne ve ideallerine karşılık gelirler: bilim, sanat ve din. Onları inceleyen felsefi disiplinler mantık, estetik ve etiktir) İdealizminin idealist eleştirisi temelinde, aklı Platonyen saf görüşe götürerek, felsefeyi hakiki başlangıçların bilimi olarak yeniden öne sürer. Akıl yaşam dünyasına gömülmüş ama yeniden gündeme gelmiştir.

Hermenuatik (bildirme, haber verme, açıklama, yorumlama, bilgece açıklama. Bugün hermeneutikten söz ettiğimiz bu terimi Yeni Çağ’ın bilim geleneğiyle bağlantılı olarak kullanıyoruz. Yeni Çağ’ın bilim geleneğiyle bağıntı olarak kullanıyoruz. Girişimin Viyana Çevresinin ilişkisi ise apaçık ortadadır. Analitik felsefe, kökensel felsefenin akılsal tavır alışını sürdürmesi bakımından hala günceldir. Her kuramın önce kendisiyle sınanması gerektiğine dair vurguyu da önemseyerek, Bilimsel Dünya Anlayışını adlı bildirgeyi kendi önermeleri ile sınamak yerinde olacaktır. Viyana Çevresi, Bilimsel Dünya Alayışını (debdebe, gösteriş); deneysel aparatuslarla (alet) doğrulanma şansı olmayan metafizik fazlalıkların bilgi kavramından dışlandığı ve yalnızca duyu verilerinden meydana gelen bilimsel kavramlarının inşasının hedeflendiği bir entelektüel etkinlik anlayışı koyar. Bildirge ‘’Bilimsel Dünya Anlayışı, metafizikçiler tarafından bilgi kaynağı olarak özellikle vurgulayan sezgiyi reddetmektedir. Yine de her sezgisel bilgiyi akla uygun olarak adım adım temellendirmeyi amaçlamaktadır. Araştırma için her araç kullanılabilir; ancak elde edilen bilgi doğrulanmalıdır. Sezgide daha yüksek ve kesin bir bilgi biçimi bulan, duyusal deneyim içeriğini dışarıda bırakan ve kavramsal düşüncenin sıkı zincirlerinden bağışık hiçbir anlatış kabul edilemez.

Bildiride her ne kadar indüktif dogmayı benimsemese de yani nedenselliği fenomenalist (görüngübilim) (Husserici fenomenoloji, metafiziği sona erdirerek somut yaşantıya dönmek, böylece tıkanmış olan felsefeye yeni bir başlangıç yapmak iddiasıyla ortaya çıkmıştır) saltıklığı (mutlak olan), özgür, bağımsız) (hiçbir ilişkiyi gerektirmeksizin kendiliğinden var olan), için de okusa, fenomenoloji saltıklığı içerisinde bile problemlidir. Fenomenalist ampirizmin eleştirisi; Kavramsallık (Ampirizmin en temel sorunu, algısal verilmişliklerin, yani görgül  (bir kurama değil, yalnızca gözleme dayalı, ampirik)  (tekillerin saltıklığının sağlanamamasıdır. Kant’ın gösterdiği gibi, deneyim denilen şey; hafızanın da işin işine karıştığı bir kavramsallaştırma işlemidir), Özsüzlük (Bilinçteki tüm verilmişlikler saltık seslere indirgenirse, işte böyle bir durumda, tüm bağıntılar keyfileşir ve ayrımlar çöker), Dışsallık ( Kantçı Transzendental İdealizm dış dünya sorununu saltık aklın ötesine atarak, meseleyi pratik akla havale eder ve mış gibi yapmayı salık verir), Zamansallık (Parminidesçi-Platoncu  dönük köken ilkesi  ile Herakleitosçu akış arasındaki düşünsel muhabere , bütün bir düşünce tarihsel birikimi kateder. Hegel, sürekli oluşu onaylamak için diyalektik bir üç değerli mantık geliştirir. Bergson, zamanın felsefi pantokratorudur (Hz. İsa’nın sıfatlarından biridir. Kainatın Efendisi anlamına gelir). Şimdiki zaman denilen şeyin aslında bir rötar olduğunu ortaya koyar), İntersubjectivite (bilinçli varlıklar arasında olan, öznelliklererarasıl) (bir kişinin başka kişilerle olan ilişkileriyle var olması) (Viyana Çevresi sınırlanabilirlik meselesini intersubjektif bir uzay zaman şebekesi temelinde tartışır. Bilimsel bilgi, paylaşılabilir bilgidir) ve İndirgeme (Viyana Çevresinin bütün bilimleri tek bir bilime indirgemekte ilgili önerisi bazı yönlerden problemli) olmak üzere altı temel bağlam temelinde açıklanmıştır.

ETP-1 Neopozitivizm Viyana Çevresi-1
ETP-2 Neopozitivizm Viyana Çevresi-2
ETP-3 Neopozitivizm Viyana Çevresi-3
ETP-4 Neopozitivizm Ludwig Wittgenstein- 1 (hayatı)
ETP-5 Neopozitivizm Ludwig Wittgenstein- 2 (1. dönemi)
ETP-6 Neopozitivizm Ludwig Wittgenstein- 3 (2.dönemi)
ETP-7 Neopozitivizm Ludwig Wittgenstein- 4 (eserleri)
ETP-8 Neopozitivizm Kurt Gödel-1 (hayatı)
ETP-9 Neopozitivizm Kurt Gödel-2 (Viyana Çevresi)
ETP-10 Neopozitivizm  Rudolf Carnap-1
ETP-11 Neopozitivizm Rudplf Carnap-2
ETP-12 Neopozitivizm  Rudolf Carnap-3 (metafizik, etik, psikoloji)
ETP-13 Neopozitivizm Olasılık Kavramı, Bilimde Teori ve Öngörü, Sayılar Sistemi, Ampirizm, Semantik Dil, Ontoloji
ETP-14 Neopozitivizm  Bertrand Russell

Kaynaklar:

1.   Viyana Çevresi                 Hasanhan Taylan Erkıpçak (Almanca Aslından Çeviren) (Pinhan Felsefe yayınları)
2.   Ludwig Wittgenstein                                  Edward Kanterman (Ketebe yayınları)
3: Wittgenstein Üzerine                                  Jaakko Hintitkka  (Sentez yayınları)
4.  Wittgenstein (Dil Yörüngesinde Felsefe)   Hüseyin Subhi Erdem (Köprü kitap)
5.  Gödel'in Tamamlanmamışlık Kuramı         Rebecca Goldstein (Alfa kitap)
6.  Rudolf Carnap                                            Ercan Salgar (Otorite kitap)
7.  Felsefe ve Mantık Yazıları                          Teo Grünberg (cogito-YKY)
8.  Klasiklerle Felsefe                                      Nigel Warburton (Alfa felsefe)
9.  Mantıksal Atomculuk Felsefesi                   Bertrand Russell
10.  existentialcomics                                      Karikatür ve İngilizce Metin
Paylaş:
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Sosyal Medyada Bizi Takip Edin!
E-Bülten Kayıt