×

Batıda ve Bizde Hukuksal Yemin


 Batıda ve Bizde Hukuksal Yemin

Ali Uyar


 
Filmde sanık kürsüye yaklaşır, elini kitabın üstüne koyar ve…

“Gerçeği ve sadece gerçeği söyleyeceğime yemin ederim! “

Ne kadar tanıdık bir Holywood baskıkalıbı değil mi? Ama tercüme eksik! Gerçekte Amerikalı şöyle yemin eder:

"Gerçeği ve gerçeğin tamamını söyleyeceğime, gerçeğin dışında hiç bir şey söylemeyeceğime yemin ederim"

Arada gündüz ve gece gibi büyük bir fark vardır. Eksik metin -gelişmiş toplumlarda- temel bir güvenlik açığı içerdiğinden kabul edilmez. Çünkü orada, toplum kültürü ve yasalar gerçeğin bir kısmını saklamayı (yani gerçeğin tamamını söylememeyi) kandırmaca/kurnazlık kabul eder ve cezalandırır. Öyle ise ne demektir gerçeğin tamamı, bütünü? Açıklayalım:

Bir olay, içinde birçok alt parça içerir. İlgili özne, yüklem ve tümleçler bir bağlam içinde var olur. Doğru yargıya varmak için -olan- bağlamı içinde değerlendirilir. Bütünün parçaları bir araya gelmeden bağlam ortaya çıkmaz. Açalım: Ali Veli’ye sopa ile vurmuş ve öldürmüştür. Ali katildir. Veya katil midir?  Geniş bakalım: Veli’nin kumar borcu vardır. Ayrıca kısa süre önce tabanca da satın almıştır. Ali’nin parasını çalmak için tabancasını çıkarıp ateş etmek istemiş ama tabanca tutukluk yapmıştır. Ali yerde bulduğu sopa ile Veli’ye vurmuş, dengesini kaybeden Veli merdivenden düşerek ölmüştür. Yargı nasıl değişti değil mi? Cinayetten yasal savunmaya, ömür boyu hapisten aklanmaya. Örnekleri çoğaltabiliriz. Görülüyor ki her şey bütünü içinde değerini alır.

Peki 70 seneden beri filmlerde geçen bu sahneyi bize tercüman niye eksik tercüme eder?  İki sebebi vardır:

Başlangıçta tercüman orijinal metni -haklı olarak- kırptı/kısalttı. 1950 senesinde toplumsal kültürümüz bu metni anlayamazdı. Bir milyonu aşan tek bir şehrimiz vardı ve nüfusumuzun 85%’i kırsalda yaşıyordu. Kasabalarda yaşayanlar kuralları herkesçe bilinen, akışı belli hayatlar sürer. Orada olan’ın ancak birkaç alt parçası olabilir ve bağlam herkesçe bilinir. Bu sebepten onların “gerçeği söylediğime yemin ederim” demesi yeterli idi. “Gerçeğin bütününü ve sadece gerçeği” diyerek lafı uzatmanın anlamı ve gereği yoktu.

Ama 1970/1980’lerde Türkiye değişti, sanayileşti, şehirleşti. Kültür artık kozmopolitti. Herkesin ayni şeyi anlaması için, tanım bütün alt parçalarını içermeli ve bunun dışında kalan her şeyi -kafa karıştırmamak için- dışarıda bırakılmalıydı. Vakti gelmişti. Tercüman dürüstçe tercümeyi yaptı. Ama medyayı elinde tutan güçlüler düzeltmeye izin vermedi! 

Adalet güçlüye hizmet eder. Güçlü, haklı olduğu zaman, doğal olarak hakkını alır, ama Orta Şark’ta hakkı olmadığı zaman da hak alır. Güçlüler gerçeği eğip bükebilecek imkanları ellerinden bırakmadılar. Bu sebepten eksik tercüme özenle korundu. Doğu kurnazlığı yanılgıyı yaydı ve bilinç altımıza kazıdı. Hala aramızda farkı fark etmeyen okumuşlar var!  

Çağa uyum için değişim ahlaksal ve hukuksal bir gerekliliktir. Başka türlü çağdaş Ahlak’a/Adalet’e ulaşmak mümkün olmaz. Olayın bir parçasını öne çıkarmak, onun üzerinden algı oluşturmak, bağlamı arkaya atıp gözden kaçırmak, dürüst insanlara yakışmaz. Türk milleti, 21nci Yüzyılın gelişmiş milletleri arasına katılmayı hak ediyor. Bu sebepten eksik, geçersiz yemin metnini ne filmlerde ne hayatımızda ne de etik kodlarımızda kullanmaya devam edemeyiz. Artık, her işte, verdiğimiz her beyanda: 

“Gerçeği, gerçeğin tamamını ve sadece gerçeği” 

ele alacağız.  Ve bunu, bir çırpıda, karşı tarafın sormasını/istemesini beklemeden yapacağız. Gelelim bize ve bugün ülkemizde kullanılan hukuksal yemin metnine. İlgili metni herkes internette kolayca arayıp bulabilir. Üzerine düşünmeyi ise okurlara bırakıyoruz.

On senelerce süren yanlış bir gelenekten kurtulmak zor, biliyoruz.   Başardığımız o gün, Türkiye Doğu hukukundan Batı hukukuna geçecek. O kadar kilit, o kadar bıçak sırtı bir sorun bu. Peki bu bize ne getirecek? Cevap basit. Zenginlik ve Refah.

Bu konuda yorulmadan çalışan “Daha İyi Yargı” Derneğini selamlıyor, yolumuza ışık tutan duayen üstaz Ege Cansen’e buradan saygılarımızı sunuyoruz. Evet, The truth, the whole truth, nothing but the truth.

Günleriniz aydın olsun.

 
Paylaş:
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Sosyal Medyada Bizi Takip Edin!
E-Bülten Kayıt