×

Y ve Z Kuşaklarının İş Hayatındaki Farklı Beklentileri



Y ve Z Kuşaklarının İş Hayatındaki Farklı Beklentileri

Levent Taşkın 
 
Y kuşağı, 1981 yılından sonra doğanlar için tanımlanmıştır. Milenyumun başlarında yetişkinliğe adım attıkları için Y kuşağı "milenyum kuşağı" olarak da tanımlanıyor. Dijital teknolojiyle, sosyal medya ve internet ile ilk kez yoğun olarak tanışan kuşaktır Y kuşağı.

Y kuşağı interneti kullanarak bilgiye hızla ulaşma olanaklarına sahip olsa da sosyal ve insan ilişkilerini yüz yüzeden ziyade tamamen sosyal medya ve internet üzerinden yürüten bir kuşak değildir. Çünkü Y kuşağı internet öncesi dönemi de yaşayan ve X kuşağı ebeveynleri ile çocukluklarını internet ve akıllı telefonlar olmadan geçiren bir kuşaktır. Dolayısıyla hem teknolojinin internet ve akıllı telefonlarla günlük yaşamımıza ve iş hayatımıza girişine tanık oldular ve buna aracılık yaptılar; hem de insan ilişkileri ve toplumsal ilişkileri yoğun bir dönemde çocukluklarını yaşadılar.

Y kuşağının özelliklerini saydığımızda kesinlikle 'özgürlük' ibaresini de kullanmak gerekiyor. Y kuşağı için özgürlük olmazsa olmazlardandır. Emir almaktan ya da üzerinde otorite kurulmasından hoşlanmayan bir kuşaktır. Eski yönetim şekillerine karşı çıkarlar ve özgür hissettikleri işlerde oldukça başarılı olurlar. Bu özelliklerinden dolayı X kuşağı tarafından 'bencil' olarak etiketlendirilirler. X kuşağına göre Y Kuşağı, çevreye ve dünyaya çok daha duyarlı bir nesildir. Y Kuşağı üyeleri X kuşağına göre çok daha yaratıcı, özgürlüklerine düşkün, daha eğitimli ve teknoloji tutkunudurlar.

Z kuşağının ortaya çıkışı için hangi yıla bakmamız gerektiği konusunda araştırmacılar fikir birliğine varmış değildir. Farklı ülkelerdeki teknolojik gelişim düzeyine göre 1991 ila 2001 tarihlerinden söz ediliyor. Sosyologlar sıklıkla 1995 yılını referans alıyorlar. Buna göre, günümüzde en kıdemli Z kuşağı üyeleri 24 yaşına ulaştı bile. Ya da çoktan 18 yaşını geçtiler artık.

Z kuşağını Y kuşağından ayıran en önemli unsur, Z kuşağının ellerinde akıllı telefonlar, tabletler ve bilgisayarlarla doğmuş olmalarıdır. Teknolojisiz bir dünyayı tanımadılar. Teknoloji ile iç içedirler ve farklı bir dünyayı bilmiyorlar. Bebekken mama yemeleri için bile ellerine cep telefonu tutuşturulan ve daha konuşmaya başlamadan tabletlerden istediği çizgi filmi seçip seyredebilen bir Z kuşağı yetişti. Y kuşağının aksine, Z kuşağı bebeklik ve çocukluk yıllarını dijital teknolojiyle geçiren bir kuşaktır. Onların hayatında internet, akıllı telefonlar ve dijital teknoloji artık bir yaşam biçimi halini almış durumdadır. Dolayısıyla onların aileleri de onlara uyum sağlamış ve ailelerde internet ve akıllı telefonlarla çevrilmiş durumdadır. Z kuşağını Y kuşağından ayıran bir farklılık da Z kuşağı ailelerinin de dijital teknolojiyle iç içe çevrelenmiş durumda olmasıdır.

Z kuşağı akıllı telefonlarıyla her yerden, sürekli sanal dünyaya ‘connected’ olan, birbirleriyle telefonlarla konuşmak hatta e-mail göndermek yerine sosyal medyadan şekiller, resimler ve görüntülerle konuşan bir kuşaktır. Toplumsal olaylara, çevreye, teknolojik gelişmeye, ekonomiye, sosyal sorunlara ve adaletsizliğe daha duyarlıdırlar.

Z kuşağı, zevklerine ve kendine düşkün, teknolojiyi hızlı şekilde kullanabilen, işlerini kısa ve ciddi biçimde yerine getiren davranışlarıyla dikkat çekmektedir. Bir anlamıyla teknoloji çağı çocukları olan Z kuşağına ‘’dijital yerliler’’ olarak da tanımlama yapılmaktadır. El, göz, kulak vb. motor becerileri en hızlı ve uyumlu bir şeklide kullanabilen; aynı anda birden fazla işi yapabilen Z kuşağı sonuç odaklıdır. Z kuşağı diğer kuşaklara göre en fazla eğitim almış olan kuşaktır.

Araştırmalara göre Y kuşağı "dünyaya bir kez geliyoruz" düşüncesini benimsiyor ve bunun için de en iyi şekilde yaşamaya çalışıyor. Hayattan keyif almak istiyorlar ve deneyim uğruna risk almaya hazırlar. Y kuşağının %77'si, çok istedikleri bir ürünü almak yerine güçlü bir deneyim yaşamayı tercih ediyor.

Z kuşağı ise hayal kurmakla kalmıyor, hayallerini gerçekleştirebileceğine de inanıyor. Teknik becerileri yüksek ve her türlü bilgiye ulaşabilmeye alışkınlar. Bu nedenle, sahip olduklarından daha fazlasını hak ettiklerini düşünüyorlar. Kendine güveni tam olan Z kuşağı, başkaları (markalar, iş arkadaşları, aboneler) tarafından ciddiye alınmayı ve iş kurma gibi hedeflerini gerçekleştirme konusunda destek görmeyi bekliyor. Z kuşağının %72'si bu arzuya sahiptir.

Y kuşağı çok seyahat ediyor, Z kuşağı ise sınırlar olmadan yaşıyor. Y kuşağı diğer tüm nesillerden daha fazla seyahat ediyor. Bir araştırmada Y kuşağı üyelerinin yılda ortalama 4,3 kez seyahate çıktığı görülmektedir. Bu ortalama, Z kuşağına göre %30 daha yüksektir aynı araştırmada seyahat, Z kuşağı için en yaygın 10 hobi arasında yer almıyor.

20 ülkeden 20 bin katılımcı arasında yapılan bir ankete göre, Z kuşağı, sınırların geçmişte kaldığını düşünüyor. Sınırlar artık internet nedeniyle onlar için yok. İnterneti kullanarak her gün dünyayı dolaşıyorlar. Küçük yaşlardan beri sosyal ağlarda, videolarda ve çevrelerinde dünyanın, kültürlerin ve dinlerin çeşitliliğini gözlemleyebiliyorlar. Farklı kültürleri, farklı iletişim biçimleri, farklı yaşamları ve farklı bakış açılarını çok iyi analiz edip, kolayca benimsiyorlar. Z kuşağı, özellikle bilgiye ulaşma ve elde ettikleri verileri aralarında bir bütün olarak kullanmayı çok iyi biliyorlar. Değişik kültürleri kolayca öğrenebiliyorlar. Veri elde edebilme ve işleyebilmeleri onların öğrenme hızı arttırıp, teknoloji sayesinde tüm dünya insanları ile iletişim halinde olabilmeleri çeşitli insan, mekân ve kültürleri hızlıca tanımalarına sebep olabilmektedir.

Bir dünya insanı olarak ve çok kültürlü ortamlarda yaşamayı bilen kişilikler olarak kendilerini konumluyorlar. Bu nedenle insanların cinsiyeti, yaşam biçimi, dinsel veya cinsel tercihi, rengi, ırkı, düşüncesi onlar için bir sorun veya engel değil. Tam tersine olması gereken ve onların yaşamına renk katan unsurlar. Z kuşağının neredeyse %60'ı, dünyada "kadın" ve "erkek"ten daha fazla seçenek olması gerektiğini savunuyor (Y kuşağında bu oran: %50).

Y kuşağına göre yeni teknolojiler, Z kuşağına göre gündelik araçlar olarak tanımlanıyor. Birisi teknolojiye ve dijital araçlara yenilik gözüyle bakarken, diğeri günlük yaşamının olağan bir parçası olarak görüyor. Y kuşağının karşısına yenilik olarak çıkan "geleceğin teknolojilerinin" Z kuşağı için en başından beri mevcut. Z kuşağının %82'si, yeni teknolojiler konusunda uzman olduğundan emin durumda. Artırılmış gerçeklik, yapay zekalı asistanlar, insansız araçlar gibi konuları çocukluklarından beri duydukları için onları etkilemek daha zor.

Y kuşağı yeni teknolojileri kullanmayı öğrenmeyi değişim olarak görürken, Z kuşağı yeni teknolojilerle yaratıcı fikirler ve iş olanakları yaratarak değişim yaratmayı seviyor. Her ikisi de aslında mobil cihazlara bağlanmış durumda. Bu nedenle her iki kuşağın iş yapma bicinde veya ürün alma kararlarında on-line uygulamaların etkisi çok büyük. Alışverişte Y kuşağı planlı, Z kuşağı anlık hareket ediyor

Araştırmalara göre Y kuşağının. %80'inden fazlası akıllı telefonuyla uyurken, Z kuşağının %100'ü saatte en az 5 kez akıllı telefonunu kontrol ediyor ve Z kuşağından her 10 kişiden 7'si bunu her 2 dakikada bir yapıyor.

Sosyal medyada Y kuşağı içerik tüketirken, Z kuşağı içerik üretiyor. Z kuşağının yarısından fazlası, kendi içeriğini üretiyor. Araştırmalara göre, Z kuşağı için en ilgi çekici meslek popüler video blogger'lığı.
Buraya kadar bahsettiğim farklı özelliklere ve yetişme biçime sahip olan Y ve Z kuşaklarının bir ürün almaya karar verirken de farklı davranış biçimleri vardır.

Z kuşağı ünlülere, Y kuşağı duygusal bağa güveniyor. Z kuşağında sosyal medyada takip edilen ünlülerin tercihleri karar vermelerinde veya tercihlerinde önemli etki ediyor. Y kuşağı ise biraz daha gelenekçi, marka veya kişilere duygusal bağ kurarak tercih yapmayı seviyor. Y kuşağı duygusal bağ oluşturan reklamlara daha olumlu yanıt veriyor. Z kuşağı ise ünlülerin yer aldığı reklamlara daha fazla ilgi gösteriyor. Arıca sosyal medyadaki fikir liderlerinin önerilerinin de Z kuşağı üzerinde Y kuşağına kıyasla %10 daha etkili olduğu yapılan araştırmalarda vurgulanıyor.

Karar verdirme veya dikkatini çekme açısından her iki kuşağın odaklanma süreçleri de önemli. Yapılan araştırmalarda Z kuşağının dikkati, önceki nesle göre %25 daha düşük. Y kuşağı bir konuya 12 saniye odaklanabilirken Z kuşağında bu süre yalnızca 8 saniye. Bu, Z kuşağının daha kolay ikna edildiği anlamına gelmiyor. Z kuşağı muazzam sezgilere sahip. Gençler, bir reklam metnini okurken veya bir video izlerken karşılarındaki bilginin "sahte" veya konuyla alakasız olduğunu hemen anlayabiliyor.

Bu nedenle Y ve Z kuşağına yapılması gereken pazarlama stratejilerinin de farklılaşması gerekiyor.

Y kuşağına ürün satmak için onlara canlı bir deneyim sunmak ve hayatın tadını çıkarmalarına yardımcı olmak, sorunsuz bir kullanım güvencesini kalite ve hizmet farklılığı ile vurgulamak ön planda olmalı. Y kuşağına duygusal bir dokunuş yapmak, bağlılık programları ile onlarla sürekli iletişimde olmak, onları ödüllendirmek, sık sık kendinizi hatırlatmak, sorunlarıyla ilgilenmek ve sürekli sizlere ulaşabilecek on-line hizmetler sunmak çok önemlidir. Y kuşağı aldığı hizmeti ve sonra yaşayacağı deneyimi önceden sorgular. Ya size bağlanır ya da hemen terk eder. Müşteri memnuniyeti ve ilgi onlar için çok ön plandadır ve sizin tavsiyeci müşterileriniz haline gelirler.

Z kuşağına ürün satarken kişisel hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmayı hedeflemek daha etkilidir. Z kuşağı; çevresindeki dünya, yeni teknolojiler ve insanların kültürel çeşitliliği konusunda her şeyi bildiğinden emindir. Bu nedenle onların ilgilerini fiziksel bir ürüne çekmek daha kolay olacaktır. Bu nedenle onlara sağlanacak faydanın, ne kazanacaklarının çok etkili verilmesi gerekir. Bilgiyi doğru ve derinliğine verdiğinizde daha kolay etkileneceklerdir. Bu nedenle ünlüler veya fikir liderleri üzerinde yapılacak reklamlar çok daha etkili olmaktadır Z kuşağı için.  





Peki Z kuşağının Y kuşağına göre iş dünyamızdan beklentileri farklı mıdır?

Nasıl bir iş ortamı onları cezbeder ve motive eder?

Z kuşağı iş yaşamımıza adım atarken bizler hem yönetici hem de işveren olarak Z kuşağıyla çalışmayı ve onların becerilerini doğru kullanmaya hazır mıyız?

Y kuşağı daha kollektif çalışmayı, takım çalışmasını ve ortaklaşa sorumluluk almaya daha yatkındır. Y kuşağının beklentilerini dikkate alarak yönetim stillerini geliştiren yöneticiler, motive olmuş, yaratıcı, iletişimi kuvvetli bir ekiple çalışma şansı bulacaklardır. Y kuşağına hitap edebilen yöneticiler, kişileri kararlara ortak eden, daha demokratik karar mekanizması kuran, ekip üyeleri ile ast üst bariyerini ortadan kaldırabilmiş ve ekip üyeleri için hareket alanı bırakanlardır.

Ekip üyelerinin teknik ve liderlik açısından eksiklerini tespit eden, bunları yapıcı yollarla karşı tarafa aktaran, ardından bu gelişim alanları için yol haritaları çizerek gelişim fırsatı yaratanlar, Y kuşağını başarı ile yönetebilecektir. Şirket seçiminde çalışacağı kişiyi en öne koyan Y kuşağı için iyi yönetici olmak için diğer bir şart ise ona rol model olabilmektir.

Y kuşağı da otoriteyi sevmez ve emir almaktan hoşlanmaz. Daha demokratik katılımcı bir yönetim tarzını iş hayatlarında görmek isterler. Bazıları sorumluluk almayı sevmezken, çoğunlukla inisiyatifi elde tutarak sorumluluk almayı severler. X kuşağına göre hızlı terfi etmek ve çabuk hiyerarşi basamaklarını yükselmek isterler. Sabırsız ve yüksek beklenti içerisindedirler.

Z kuşağı Y kuşağına göre daha iyi eğitimli, dış dünyaya çok daha açık, bireyselliği önde tutan, aşırı rekabetçi, çok fazla demokratik ve dijital dünya içerisinde büyümüş analitik yönü çok daha kuvvetlidir. Z kuşağının iş dünyasından beklentileri de farklıdır. Z kuşağı ile çalışacak yöneticilerin ve şirketlerin de tutum ve davranışları ile şirket yapılarında değişiklikler yapması, Z kuşağı ile uyumlu çalışmak açısından zorunludur.

Z kuşağının iş dünyasından beklentileri;
  • Daha fazla şeffaflık
  • Fırsat eşitliği
  • Kendini özgürce ifade edebildiği ve hiyerarşiden uzak bir iş yeri
  • Esnek ve özgür çalışma ortamı
  • Yenilikçi, sosyalleşmeyi teşvik eden bir iş yeri
  • Otoriter yönetim yerine katılımcı, demokratik ve lider yapıda bir şirket yönetimi
  • Teknolojiyi takip eden ve dijital çağa uyumlu bir alt yapı
Benim görüşüme göre Z kuşağının detaylarda boğulmama, sonuca odaklanma ve kompakt düşünme yetenekleri iş hayatında en çok kullanılması gereken özellikleridir. Z kuşağı için takdir edilme ve kendisine değer gösterilmesi kavramını önem taşımaktadır. Özellikle ekip liderliği; görevlendirmelerde başarının takdir edilmesi ve teşvik edilerek sorumluluk verilmesi Z kuşağı için motive edicidir.

Z kuşağı hızlı öğrenir ve kişisel gelişimine çok fazla önem gösterir. Teknolojiyle içi içe büyüyen Z kuşağı yeniliklere ve yenilikçi olmaya çok önem vermektedir. Birlikte çalışırken Z kuşağının yaratıcılık özelliklerinin ve dijital teknolojiye dayalı en detay analizleri yapabilme becerilerinin kullanılmasını çok iyi bilmeliyiz.

Z kuşağı bilgiye erişmeye, bilgiyi analiz etmeye, aynı anda birden fazla işi bir arada yapmaya, birden fazla konuyu bir arada analiz edip düşünmeye ve zamanın hızına o kadar çok alışıktır ki, çalışırken sürekli öğrenmenin peşindedir. Aynı zamanda çalışırken sosyalleşmeye ve güncel olayları takip etmeye de çok önem veririler. Bu nedenle mesai saatleri, yer ve konuma bağlı kalmaksızın çalışmak onlar için olmazsa olmazdır. Çalışırken eğlenmeyi ve eğlenceli ortamlar yaratmayı severler. Bu yüzden çalıştıkları ortamların sıkıcı ofis ortamından çok yenilikçi, sosyalleşmeyi teşvik eden ve özendiren, esnek çalışma alanları olan yerler olmasını isterler. Z kuşağı çalışanlarına sunulacak ofislerin, finansal ve fiziki açıdan mümkün ise kişiye özel olması, çalışanların kendi başlarına daha verimli ve etkin olmasını sağlayacaktır.

‘’ Hızla değişen teknolojileri kullanmaya uyum sağlamış Z kuşağı değişime hiç direnç göstermez, tam tersi değişimi teşvik eder ve değişimden keyif alır. ‘’   Y kuşağına göre iş yaşamında avantaj yaratan en önemli özelliklerinden birisidir.

Z kuşağı motivasyonu yüksek ve girişimci bir ruha sahiptir. Temel motive edici faktörler arasında artık sadece maaş yer almıyor. Yeni nesli çekmek isteyen firmaların dikkat etmesi gereken değerlerden biri de sosyal sorumluluk bilincidir. Z kuşağı, şirketin internet sitesinde yer alan firmaların sosyal sorumluluk sayfalarından daha fazlasını görmek istiyor.


‘’Z kuşağı bağımsızlığı ve özgürlük alanlarının geniş olması taraftarı olarak otoriter yönetimi sevmez. Bu yüzden Z kuşağı yönetimi için demokratik yönetim tarzı daha uygundur. ‘’

Cesaretlendirilmek ve motive edilmeyi bekleyen Z kuşağında iş yaşamında liderlik rolleri ve liderlik yönlerinin gelişimi için fırsatların verilmesi önemlidir. İnisiyatif almayı ve sorumluluğu üstlenmeyi seven Z kuşağına iş delegasyonu yapmayı ve onlara görevler vermeyi bilmek çok önem taşır. Teknoloji ile iç içe büyüyen Z kuşağı bürokrasiden ve yavaş işleyen prosedürlerden sıkılır. İşyerinde iş yapma biçimi de dijital dünyaya uygun olmalıdır. Hızlı kararlar alınmalı, esnek ve yaratıcı olunmalıdır.

Bu nedenle şirkette proses ve prosedürlerin yenilenmesi, analitik ve performansa dayalı verilerle süreçlerin analiz edilmesi, yeniliklerin iş yaşamına entegre edilmesi, teknolojinin tüm olanaklarının kullanımına yönelik yatırımların yapılması, uzun toplantılar ve ofiste uzun saatler çalışılması yerine on-line toplantılar, kısa ve hızlı on-line raporlar ve veriler üzerinden değerlendirmeler Z kuşağını işe bağlı ve tutkulu çalışır hale getirecektir. Kariyer planlamaları ve performans değerlendirmeleri ile ölçülebilir bir kariyer yolculuğu Z kuşağı için önemlidir, çünkü o çabuk öğrenir, çabuk gelişir ve hızlıca terfi etmek ister. Buna ait belirgin bir proses yok ise onu işyerinde zor tutarsınız.

Yönetim ile hem resmi, hem de samimi ilişkiler kurmayı tercih ederler. Denetlenmek ve hesap vermekten çekinmezler. Özel yaşamları ve sosyal yaşamlarının işveren tarafından kısıtlanmasından hoşlanmazlar. Esnek çalışma saatleriyle ve home ofis olarak her şekilde iş yapmayı ve sonuç getirmeyi benimsemişlerdir.

Y kuşağından sonra gelen Z kuşağı için işletmelerin yeni stratejilere ihtiyaçları olacaktır. Artık interneti teknoloji olarak görmeyen, aynı anda birkaç işi yapabilen, eğlenceden ve çoklu seçeneklerden dolayı bir türlü dikkatlerini belli bir yere yoğunlaştıramayan gelecek neslin sahip olduğu özellikler, ileride işletmeleri örgüt yapılarında ve yönetim stillerinde değişiklikler yapmaya zorlayacaktır.

Bu nedenle firmaların geç kalmadan hızlı bir şekilde üretim ve yönetim tarzlarını bu duruma uygun hale getirmeleri önem taşımaktadır. İşletmelerin sadece sisteme veya teçhizata değil, yönetim kadrolarına da yatırım yapmalıdır. Mevcut yöneticilerinin egolarından, otoriter yönetim anlayışlarından, teknolojiden uzak yaklaşımlarından, biat isteme beklentilerinden nasıl arındırılacağına yönelik bir eğitim ve yönetici geliştirme programını şirketlerinde uygulayacak tedbirler almalıdırlar.

Yeni nesil gençlerimizin Z kuşağı olarak yetişmesini dikkate alarak onların farklı olma haklarını kullanacağını bilmeliyiz. Onları değiştirmeye çalışmak veya onlarla çatışmak yerine onların farklılığını kabul edip bunu bir avantaj olarak kullanmayı bilmeliyiz. Buna göre işyerlerimizde bir iş modeli oluşturmalıyız. Proses ve prosedürlerimizi esnek ve onların yeteneklerini kullanmaya açık olacak şekilde revize etmeliyiz. Çalışma ortamlarımızı ve çalışma koşullarını onlara göre uyarlamalıyız.  

Gençlere çekici gelen özelliklerin başında profesyonel eğitim ve gelişim yer almaktadır. Şirketler, gençlerin gelişimlerini sağlamada gösterdikleri özen ve kariyer planlarında beklediklerini yakalamalarını sağlayacakları fırsatları verdikleri ölçüde çekiciliklerini korurlar.
Başarılı bir şirket çalışanlarını yaşam boyu öğrenci haline getirebilen bir şirkettir. Yeniliklere ve teknolojiye uyum sağlayan, eski ve yeni jenerasyonu verimli bir şekilde bir arada çalıştırmayı bilen şirketler farklılık yaratacaktır. Bugün de yarın da…..

 
Paylaş:
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Sosyal Medyada Bizi Takip Edin!
E-Bülten Kayıt