×

Standard nedir, ne değildir? Batı Dünyasında Siyasetçiler, Standartlar, Mühendisler Bölüm-3



Standard nedir, ne değildir? 
Batı Dünyasında Siyasetçiler, Standartlar, Mühendisler 

Bölüm-3

Ali Uyar
 


Standard Gelecektir.


Buraya kadar liberal ekonominin pazarı nasıl büyüttüğünü ve standardın nasıl komşu ülkeleri birbirine bağladığını anlattık. Gerçekten de batı hukuku,serbest piyasa düzeni ve standartlar, bir asırdır gelişmiş dünyada refah yaratarak sürüp geliyor. Öyle görünüyor ki bu düzende üretenler de ve -biz- tüketenler de mutluyuz. Ne güzel değil mi? Ancak bir şey çok iyi görünüyor ise onun arka planına yani işin mutfağına bakmakta fayda vardır.

Kapitalist sistemin belki de en güçlü sürücüsü yenilik/yaratıcılık ve bununla ilgili patent/royalty haklarıdır. Patent hakkının insan fikri doğurganlığının mayası olduğunu biliyoruz. Yeniliğin/yaratıcılığın biz tüketicileri mutlu eden teknolojik rahatlıklar havuzu oluşturduğunu görüyoruz. Batıda teknoloji firmaları AR-GE çalışmalarına kaynak ayırır ve buluşlar yapar. Standard hazırlama komisyonlarına bu firmalar katılır ve katkı verir. Böylece standartlar ilerler, güncellenir. Ancak demokratik yöntemle hazırlanan standartların içine bu firmalar donanım veya yazılım ile ilgili patentlerini saklar. Zira firmaların geliştirdiği teknolojiler katkı verdikleri  standartlardan her zaman bir adım öndedir. İşte bu, yumuşak emperyal güç olmayı getirir. Çoğunlukla kaba güce gerek kalmadan, en ekonomik şekilde, küresel hakimiyet sağlanır.

Liberal/kapitalist düzende, yenilik/yaratıcılık, patent hakları ve standartlar dolanıktır. Bugün, birinci büyük izin verdiği için, internet’i, GPS’i, bir dizi işletim sistemi ve sayısal uygulamayı rahatça kullanıyoruz. Hayatımızı kolaylıyor ama karşılığında bilgilerimizi veriyoruz. İyi olan bu günlerde sorun gözükmüyor. Ama kötü zamanlarda, sunulan imkanlar kapanır ise, karşı ülkelerin kaderi ne olur tahmin edemeyiz. Önümüzde devasa bir soru duruyor: Hoş bir gevşeklik ve düşkünlük içinde, birinci gücün elindeki altyapıyı kullanmak, böylece kendi stratejik altyapısını ihmal etmek  ne kadar doğrudur?

Vatansever devlet adamının 4'üncü görevi, ulusu, gelecekte oluşabilecek tehlikelere karşı hazırlamaktır. Batının teknolojik kökenli tehlikelerinden erkence haberdar olmanın kolay bir yolu da standartların gelişimine bakmaktır. Siyasetçi, ilgili enstitüden bilgi alarak yukarıda ki ağır soru ve benzerlerinin cevabını arar. Devlet adamı, önünü görmesine yardımcı olduğu için, standartları sever ve bilgilenir.

Vatansever akademisyen ve mühendislere düşen görev ise, gelecekte ortaya çıkabilecek imkan ve tehlikelerden devlet adamını haberdar etmek ve kilit alanlarda yeni AR-GE çalışmalarını sürdürmeye hazır olmaktır. Standardlar geleceğin kapısıdır. Oradan geleceğe bakabiliriz.
 
Paylaş:
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Sosyal Medyada Bizi Takip Edin!
E-Bülten Kayıt