×

Neopozitivizm Karikatürlü Felsefe Notları Bölüm-12



 
 
Neopozitivizm Karikatürlü Felsefe Notları
Bölüm-12
Neopozitivizm Rudolf Carnap Bölüm:3


Hazırlayan ve  Derleyen:  Erdemir Toykan

 
The Vienna Circle Faces A Crisis of Logical Positivism




Philosophers in this comic: Moritz  Schlick, Neurath, Hahn,  Rudolf Carnap, Ludwig Wittgenstein

Guys: Beyler
Riddles: Bilmece gibi konuşmak
Cool: Güzel, soğuk, harika
Grounding: Temel, temellendirme, topraklama
Knowledge: Bilgi
Empiricism: Deneycilik, ampirizm
Hanging: Asılı
Hanging around….: Fransız filozoflarına  takılırken
Seem: Görünmek, gibi görünmek
Loose: Kurtulmak, gevşetmek
Sentimentalism: Duygusallık
Guess: Tahmin etmek, sanmak
Simple: Basit
Rigorous: Titiz, kesin
Individual: Birey, kişi
Empirical: Deneysel, deneyime dayalı olarak
Components: Ana parçalar, temel bileşenler
Measure: Ölçmek, Önlem
Emulate: Benzetmek, rekabet etmek
Indefinable: Tarifsiz, belirsiz, tarif edilemez
Nonsense: Saçma
Inexactness: Yanlışlık
Perfectly: Eksiksiz, mükemmel 
Unambiguous: Kesin, anlamı açık
Disappear: Ortadan kaybolmak, gözden kaybolmak
Dorks: Salaklar
Wake up: Uyanmak
Look: Bakmak
Mirror: Ayna
Biggest: En büyük
Far from: Uzakta olmak
Determine: Karar vermek
Profound: Temel
Truths: Gerçekler
Build: İnşa etmek
Agreed: Aynı kararda olmak


Amerika’da Felsefenin Durumu:

Viyana’da nadir, Prag’da az, Amerika’da sıklıkla felsefi tartışmalar oluyordu.
Almanya: Modern mantık hemen hemen bilinmiyordu. 1936 yılında sembolik mantık için dernek ve dergi oluşturuldu. Bu yıllarda başladı. 20 sene içinde gelişti.

Amerika: Geleneksel Felsefi okulun Kıta Avrupa’daki etkisi gibi burada yoktu. Alman idealizm geleneği, daha önce etkili olan Hegel’cilik kaybolmuştu. Yeni Kantçılık (19 yy’dan bugüne kadar uzanan, Doğa Bilimlerinin idealleştirilmesi. Sosyal Darwinizm’in yaygınlaşması ve pozitivist bilimin güçlenmesine karşı, felsefe içinde gelişen tepki. (Vikipedi)). Bu düşünceler geleneksel anlamda değil de, Almanya’daki Cassier’in anlayışıyla sağlandı. En geniş anlamda ampirist eğilimine sahip felsefe hareketleri etkili olmuştu. John Dewey’in düşüncelerinden edilen pragmatik düşünce biçimi ilerleyici eğitim hareketleri ile temsil edildi. Eleştirel realizm ve bu yüzyılın başında idealizme karşı olarak çıkan yeni yeni realizmin temsilcileri olan realist filozof, ampirist bir eğilime sahipti.  Metafizik reddedildi ve teorik problem çözüm için bilimsel düşünce biçiminin önemi vurgulandı. Son yirmi yıl içindeki analitik felsefe fikri, Mantıkçı Pozitivist’lerin etkisiyle, G.E.Moore ve Wittgenstien ‘dan kaynaklanan İngiliz düşünce aracılığıyla kabul gördü.

Chicago Üniversitesi: Birçok üniversiteden farklı olarak doktora tezleri, Yunanca, Eski Latince ve Orta çağ zamanlarındaki felsefe bilgisine dayanmaktaydı. Bilim tarihçileri sadece bilimsel teorilerin  tanımını vermezler, aynı zamanda o andaki bilgi açısından onların eleştirel değerlendirmelerini yaparlar. Benzer durum felsefe tarihi için de gerekli olmalıdır.

Carnap, tanrının varlığına ilişkin ontolojik kanıtları ele alan tez hazırladı.  Modern mantık, tanrının varlığına yönelik ileri sürülen kanıtların mantıksal açıdan geçersiz olduğunu göstermişti. ‘’Felsefi düşüncemin son iki bin yıl süresince, temelde bilimsel düşünen Aristoteles, Leibniz, Hume, Kant, Dewey, Russell gibi bazı filozofların kişisel gelişmemde büyük rol oynadılar.  Felsefi düşüncenin en büyük ilerlemeyi sağlayan Amerika’da yaşıyor olmaktan mutluluk duyuyorum’’ (Carnap).



 Felsefede Sahte Problemler:

İfadelerin Anlamlılık Kriteri İçin Olgusal İçerik
Eğer bir ifade bir olgu durumunu ifade edip, o olgunun anlamına sahipse, olgu durumu var ise doğru, yoksa yanlıştır.

Eğer bir ifade, bilinen ve tanımlanan bir kavram içerirse, ifadenin anlamı bu kavramlarla sağlanır. Diğer taraftan, bir ifade yeni bir kavram içerirse, kavramının bilimsel uygulanabilirliği söz konusu ise, onun anlamı belirtilmelidir. Bu amaçla yeni kavramı içeren ifadenin ne türden deneysel koşullarla doğrulanabileceğini ve hangi koşullar altında yanlış olabileceğini göstermek yeterli olacaktır.

Bütün ampirik bilimler (doğa bilimleri, psikoloji, kültür bilimleri) her ifadenin olgusal bir içeriğe sahip olması gerektiğini onaylar ve pratikte uygular. Her bir ifade, bu alanların herhangi birinde anlamlı (olgusal) olarak dikkate alınmalıdır.

•    Bir ifadenin Teoriksel İçeriği ve Eşlik Eden Tasarımları
Bir nesne tasarımı bir ifadenin içeriğini oluşturmazken, olgu tasarımı bunu oluşturabilir. Bir nesne ifadesinin içeriğine ilişkin dilsel ifade bir isimdir (bir sıfat veya iki sözcük ile beraber olabilir). İsim seçimi bir ifadenin teoriksel içeriğinden bağımsız olduğu için, o tam anlamıyla uzlaşımsaldır (conventional). Teorik içerikten bağımsız olan eşlik eden tasarımları ifade etmemize olanak sağlar.



Realizm ve İdealizm Tezleri: İki Tez
Çevremde algıladığım fiziksel nesneler algımın içeriği değildir, onlar ayrıca kendi kendilerine vardırlar (dış dünyanın gerçekliği).
Diğer insanların bedenleri, sadece benim bedenime benzer şekilde algılanabilir tepkiler vermez (exhibit), ayrıca diğer insanlarda farklı bilince sahiptirler (hetero-psikolojik gerçeklik).

İdealizm tezi şu fikirlerle tanımlanır. 

1)    Dış dünya kendi başına var olan bir gerçeklik değildir; o gerçekliğin temsilleri ve algılamalarıdır (dış dünyanın gerçek olmadığı)
2)    Benim bilinçlilik sürem gerçektir; diğerlerinin bilinçliği ise sadece oluşumlar (constructions) veya kurgulardır (hetero-psikolojinin gerçek olmadığı) (solipsizm aracılığıyla sürdürülür)
Bu çerçevede bu tezlerden idealizmin, olgusal bir içeriğe sahip olup olmadığı ve onların herhangi bir gerçek ifade olmadığı görülecektir.



Dış dünyanın gerçekliği: Afrika’nın bir bölgesinde bulunana bir dağın varlığı veya yokluğu için gönderilen biri realist diğeri idealist olan iki coğrafyacı, olumlu veya olumsuz aynı sonuçlara ulaşacaktır. Fizikte olduğu gibi coğrafyada da gerçeklik kavramı için bazı kriterler vardır. Bunlar ampirik gerçeklik (emperical reality) olarak adlandırılır; bunlar, felsefi araştırma inançları (persuation) her ne olursa olsun sonuçları belirlemeye yöneliktir. İki coğrafyacı, dağın varlığı yanında; ayrıca dağın yüksekliği, şekli ve pozisyonu gibi bütün ampirik çıkarımlarda da aynı görüş birliği içindedir (unanimity) İki bilim adamı filozof olarak konuştukları zaman anlaşmazlık ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda felsefi bir görüşün, doğa bilimleri hususunda bir etkiye sahip olmadığı görülmektedir. Realist, buldukları dağın yalnız coğrafi özellikler açısından anlaşılmadığını ayrıca gerçeklik açısından da anlaşılabileceğini ileri sürer. Fenomenalist düşünür (gerçekliğin bir alt çeşidi) bulunan dağın bizim şimdi bilemeyeceğimiz gerçek bir şey tarafından var kılındığını öne sürer. İdealist düşünür ise, dağın kendinde gerçek olmadığını, aksine yalnızca bizim (idealizmin bir çeşidi olan solipsizm de, ‘sadece benim’ algı ve bilinç süreçlerimizin gerçek olduğunu ileri sürer. İki bilim adamı arasındaki farklılık, ampirik alanda gerçekleşmez. Bu iki tez deneysel alanı aşar ve olgusal içeriğe sahip değildir.



Hetero-Psikolojik Gerçeklik: Fiziksel oluşum tanımları ile hetero-psikolojik oluşumların eş zamanlı olarak meydana gelmesi değil, aynı zamanda bütün özellikleriyle hetero-psikolojik oluşumların, kendisine karşılık gelen fiziksel oluşum tanımlarına bağlı olduğudur (Eğer ‘A’ şu türden koşullara bağlıysa, o halde şu türden tepkiler oluşacaktır (fiziksel, algılanabilir).   Biri psikolojik diğeri fiziksel olmak üzere iki farklı dil formu ile karşılaşmaktayız. Her ikisinin de aynı teoriksel içeriği ifade ettiğini söyleyebiliriz. Psikolojik dil, daha fazla basitleştirme avantajına sahip olmasının yanında fiziksel dilden daha fazla ifade edicidir. Fakat daha fazla teoriksel içeriği kapsamamaktadır. Eşlik eden tasarımları (belirli dillerin seçilmesiyle ifade edilir, yani tonlama, mimik gibi)  ifade eder. Nesne tasarımlarıdır; yani olgulara karşılık gelmezler. Bu nedenle bir ifadenin içeriğini oluşturmazlar. 

Empati bilişsel bir durum değildir; o herhangi bir teoriksel içerik üretmez veya herhangi bir şekilde ifade edilemez. Empati, diğer canlılarla iletişim kurarak yapılabilir ve farklı pratik yöntemlere ve neticede farklı dış eylemlere yol açar. Bütünüyle teoriksel değil, pratik bir durumdur. Etik değerler bu duruma dahildirler, fakat onların doğruluk ve yanlışlıklarına ilişkin bir bağlantı yoktur. ‘A’ gerçekte bir bilince sahip olmamasına karşın, sanki bir bilince sahipmiş gibi davranır’ ve ‘A’ gerçekten bir bilince sahiptir’ ifadeleri sahtedir. Onlar teorik anlamda bir ifade değillerdir, herhangi biri, onları doğru ya da yanlış olarak değerlendiremez (eğer bir ifadenin, yani teoriksel içeriğe sahip sözcüklerde pratik yöntemleri ifade etmede en uygun yol olduğu savı hala tartışmalıdır).
Tarih bilim değildir; bilimi yardımcısı olarak kullanılan pratik bir aktivitedir. 

Buna karşın, empatinin rasyonel gerçeklendirilmesini sağlayan talepler, bilimsel öğeleri barındırır (hold).

Eski ve Yeni Mantık:

Felsefi bilimsel yöntem: Ampirik bilimin kavram ve ifadelerinin mantıksal analizi olarak karakterize edilebilir. Bu tanım, söz konusu yöntemi geleneksel felsefeden ayıran iki önemli özelliğe vurgu yapar. Birincisi, bu felsefi yöntem tam anlamıyla ampirik bilimlerle paralel yürür.  Böylelikle, felsefe artık kendine has bir bilgi alanı olarak ve ampirik bilimlerle eş değerde ya da ondan daha üstün görülmez. İkincisi ise, bu tanımın felsefenin ampirik bilim ifadelerinin açıklığa kavuşturmaktan meydana geldiğine vurgu yapar. Daha açık bir ifadeyle felsefe, bilimsel ifadelerin kavramsal analizi, yani kavramların daha temel kavramlara ve ifadelerin de daha temel ifadelere indirgenmesinden meydana gelmektedir. Mantık artık felsefenin bir disiplini değildir. Mantık felsefenin bir yöntemidir. Mantık, en geniş anlamıyla saf, biçimsel ve uygulamalı mantık veya bilgi teorisini kapsamaktadır. Geleneksel mantık, teknik kullanım, biçimsel açıklık ve içerik zenginliği ile ilgili gereklilikler konusunda yetersizdi. Biçimsel (formal) mantık, daha evvel geliştirilmiş ve yaygınlaştırılmış olan Aristotelesci-skolastik yöntemden beslenmektedir. Uygulamalı mantık alanında, bireysel araştırmalar ve birkaç tane çalışma bulunmaktaydı. Fakat bunlardan bazıları ilginç materyalar içermekteydi. Öte yandan, onların kavramları biçimlendirmedeki titizliği (precision) ve analiz derinliği oldukça ilkel aşamada kalmaktaydı. Biçimsel temel yetersizlikle doluydu.



Yeni mantık matematikçiler tarafından tam olarak geliştirildi. Matematiksel problemler, bu yeniliğin ortaya çıkmasını sağladı. Dönem itibarıyla, doğa olayları, felsefi anlamda öngörülmedi (envisaged). Matematikçiler tarafından talep edilen tarz onları korkuttu, engellemeye çalıştılar (circumvent). Savunucuları tarafından fark edilmeyen yeni mantıkta, eski felsefenin temel dayanaklarından feragat edilmesi gereği düşüncesi bulunmaktaydı. Yeni mantığın ortaya çıkmasından ve eleştirilmesinden önce eski anlamda bütün felsefe, ister Platon. T. Aquinas, Kant, Schelling veya Hegel felsefesi ile bağlantılı olsun veya ister yeni bir varoluş metafiziği (metaphysics of being), ya da tin felsefesi (philosophy of spirit) olsun bunların hepsi yanlış olarak kendini gösteremezdi (proved); aynı zamanda mantıksal olarak savunulamaz ve bu nedenle anlamsız olarak dikkate alınmaktaydı.

Yeni Mantık: Frege, Peano gibi düşünürler, Leibniz’in fikirlerini izleyerek ve eskiden yapılmış (De Morgan 1847; Bode 1854) katkıları dikkate alarak yeni ve kapsamlı mantık oluşturmak için teşebbüste bulunmuşlardır. Whitehead ve Russell yeni mantığın temelleri olan Principia Mathematica (Matematiğin iİlkelerini 1910-13) yazdılar. Göttingen Okulu: Hilbert, Ackermenn, Bernays Varşova Okulu: Lukasiewicz, Lesniewski, Chwistek, Tarski ; Wittgenstein, Ramsey.

Matematik özellikle Leibniz ve Newton’dan beri büyük ilerleme sağladı, yeni bilgiler elde etti. Türev, limit ve karmaşık sayı kavramlarını tanımlamayı başararak, pratikte uygulamaya başladılar. Sayısal kavramlarının mantıksal olarak açıklığa kavuşturulmasını talep ettiler. Sayıların mantıksal analizi ile aritmetiğin mantıksal temellerine yönelik bu araştırma, taleplerin karşılanması ve kesin olan mantıksal sistem olarak adlandırıldı. 

•    Yeni mantığın geleneksel olarak görüldüğü Sembolik Mantık
•    Kendini yüklemlerle (predicate) sınırlandırmak yerine bağlantılar (relation) 
•    Çelişkilerin üstesinden geleceği tip teorisi (theory of types)
•    Mantıktan matematiğin türetilme olanağı
•    Matematiksel İfadelerin totolojik karakterlerinin açıklaması
•    Kavram analiz aracılığıyla bilimleri bir birlik haline getirmek
•    Mantıksal analiz ile metafiziği elimine etmek

Sembolik Yöntem: Matematiktekine benzer olan sembolik biçim kullanımı. Türetmeler aracılığıyla bir açıklık (rigor) elde edilebilir.  Türetmeler, hesaplamalara benzer formülleştirme gibi aritmetik işlemler aracılığıyla yapılır (gösterge, hesap, oransal hesap, işlevsel hesap gibi). Materyal hususlar çıkarımsal yol izler (tümdengelimsel), fakat onlar çıkarımsal yöntemin kendisinde rol almazlar. Bu yöntem öne sürülen varsayımların çıkarımlarının çıkarımsal yönteme (dedüksiyona) bağlanacağı (slip into) garanti eder. Bu türden çıkarımsal açık ifadeler, özellikle geometri gibi alanların aksiyomatikleşmesi için önemlidir. Geometri tarihi, Euklides geometrisinin aksiyomlarından paraleller aksiyomu türetilmesi gibi çıkarım örneği göstermektedir. Paraleller aksiyomuna denk düşen bir ifade, bu türetimlerde örtük olarak var sayıldı ve kullanıldı. Yeni mantık aracılığıyla yapılan analizler, birçok felsefi kavramın açıklık standardını sağlayamadığını; bazıların farklı bir şekilde yorumlandığını, diğerlerinin de anlamsız oldukları gerekçesiyle elimine edildiğini göstermektedir.  Bilgi teorisini sembolik mantıktan vazgeçememesi, fiziğin matematikten vaz geçememesinden farklı değildir.



Bağıntılar Mantığı: Leibniz’in fikirleri yaklaşık ikiyüz yıl sonra ele alınarak sonuca varıldı. Bu sonuçlar bağlantılar teorisiyle (De Morgan 1858, Peirce 1870) görelilik teorisiyle (Macg 1883 Einstein 1905) gün yüzüne çıkmıştır. Temel olgular, bir yapının konumunda değil de; aksine temel olguların konumsal bağıntıları diğer yapılarla ilişkilidir.
Eski Mantıkta ifadelerin biçimi yargısal şekildeydi (precadive form).  Bağıntısal ifadeleri içeren birçok çıkarım yapamadı.


Mantıksal Çelişkiler: Yüzyılın başında matematikteki kümeler teorisinde belirli çelişkiler (paradoxes) görüldü. Bu çelişkilerin matematikten değil de genel mantıksal uyuşmazlıklardan  (logical antinomies) kaynaklandığı görüldü.  Russell tipler teorisi (theory of types) arasındaki çelişkileri elimine etmeyi başardı. Eski mantık yalnız içerik bakımından değil, aynı zamanda çelişkilerin üstesinden gelememesi nedeniyle zayıf bir duruma gelmişti.

Eğer bir kavram kendi kendine uygulanabilirse, o kavram bildirimsel (predicable) olarak adlandırılır. Örneğin soyut kavramı soyuttur. Eğer bir kavram kendisine uygulanamıyorsa, o bildirimsiz (impredicable) olarak adlandırılır. Örneğin Erdem kavramı erdem değildir.

Bütün kavramları bağlayan tipler teorisi hem nitelik hem de bağıntı açısından tiplere göre sınıflandırılır. Basitleştirmek amacıyla kendimizi nitelikler (proporties) sınırlayalım. Niteliği olmayan nesneler (sıfır seviyesi), bireylerin nitelikleri (birinci seviye) ve bireylerin niteliklerin nitelikleri gibi (ikinci seviye). Kare ve kırmızı birinci seviye, mekânsal özellik ve renk ikinci seviye niteliklerdir.  Tipler teorisi birinci seviye niteliklerin, bireylere bağlanabileceği ya da bağlanamayacağı, fakat bu niteliklerin birinci ve daha yüksek seviyedeki niteliklere uygulanamayacağını söyler. Buna göre ikinci seviyedeki nitelikler, sadece birinci derecedeki niteliklere bağlanabilir ya da bireylere uygulanamaz. Eğer bir seviyedeki (n level) nitelikler bir alt seviyedeki (n-1 level) kavramlara uygulanırsa, ortaya çıkacak olan sahte ifadelerden kaçınılmalıdır. Belirli niteliklerin kendine ait olup olmadığı varsayımı ne doğru ne de yanlıştır, fakat anlamsızdır.

Mantığın Bir Dalı Olarak Matematik: Frege matematiğin mantığın bir dalı olarak düşünmüştü. Russell ve Whitehead tarafından da onaylanmıştı.  Her matematiksel kavramın, mantığın temel kavramlarından türetildiği, her matematik ifadenin de (herhangi bir kavranabilir alanda geçerli olduğu sürece) mantığın temel ifadelerinden türetildiği görüldü.

Önemli Kavramları: 1. Olumsuzlama ‘değil’; 2.  İki ifade için mantıksal bağlılık ‘ve’, ‘veya’, ‘eğer’, ‘ise’; 3. Her (veya bütün) ‘var’; ‘özdeşlik’.

Mantığın Totolojik Karakteri: Yeni mantık temelinde ifadelerin temel karakteri açık bir şekilde ifade edilebilir. Mantıksal bağlayıcıların anlamı, (A ve B ) için DD, DY (doğru, yanlış), YD, DD.Bize hiçbir olasılığın dışarıda tutulmadığı bir totoloji söylenirse, kalanların hepsi olanaklı olur (yağmur yağıyor (burada ve şimdi) veya yağmur yağmıyor.  Gerçeklik hakkında, olgu hakkında bir şey söylemezler, içeriksizdirler.

Mantığın bütün ifadeleri içerikten yoksun ve totolojik karakterli olduğu için, gerçekte neyin olanaksız veya neyin gerektiği konusunda bir sonuca varılamaz. Böylece Hegel’in sistemi gibi salt mantık üzerine dayalı metafizik öğretiler, kullanılan yöntemle temelsiz oldukları gösterilebilir. Matematik totolojik karakterlidir.  Kantçı terminolijide matematiksel ifadeler sentetik apriori olarak dikkate alınmasına karşın gerçekte sentetik apriori değildirler. Apriori anlayış en güçlü delillerden yoksundur. Sentetik apriori bilgisine sahip olmayan ampirizm, Mill’in de üstesinden gelemediği, matematiksel dönüştürme problemini ortaya çıkardı. Bu problem, matematiksel ifadelerin ne sentetik, ne de ampirik olduğu iddiasıyla değil de, aksine analitik olduğu savı aşıldı.



Birleşik Bilim: Uygulamalı mantığı, yani bilimin farklı dallarındaki kavram ve ifadelerin mantıksal analizini, biçimsel problemlerle ilgili salt mantıktan ayırırız. Bilim kavramının analizi, doğa bilimleri, psikoloji ve sosyal bilimler olarak sınıflandırılan bütün bilimlerin ortak bir temele geri götürebileceğini gösterdi. Bu bilimler, dolaysız deneyim içeriği ‘verili olan’ temel kavramlara indirgenebilir. Kendi alanlarındaki deneyimlerle ilişkililerdir. Her fiziksel olgu ilkece algılar aracılığıyla onaylanabilir olduğu için, bütün fiziksel kavramlar kendi deneyimleriyle ilişkili temel kavramlara indirgenebilir.  Kendi dışında psikolojik konulara uyarlanan kavramlar, fiziksel kavramların dışında oluşturulur. Yapısal teori, yani ortak temel üzerine bilimsel kavramların yapısal teorisi, karşılıklı bir biçimde bilimin her ifadesinin verili olana ilişkin ifadelere yeniden çevrilmeyeceğini belirtir (yöntemsel pozitivizm).

Bütün kavramları içeren ikinci yapısal sistem de kendi temelleri için, yani bir zaman ve mekanda olgulara (events) başvuran, fiziksel kavramlara sahiptir. Psikolojik ve sosyal bilimler kavramı davranışsal ilkelere göre (yöntemsel materyalizme) indirgenebilir. Pozitivizm ve materyalizm sistemleri birbirleriyle çelişkili değillerdir. Her ikisi de doğru ve birbirlerinden ayrılmazlar. Pozitivist sistem, bilginin geçerliliğini ‘verili olana’ indirgeyerek gerekçelendirdiği için epistemolojik görüşe karşılıktır. Materyalist sistem ise, bütün kavramların fiziksel alana indirgenebildiğini, birtakım yasaların olduğunu ve bilginin özneler arası olanaklı kılındığını belirttiği için ampirik bilime dahil edilebilir.



Öne sürülen kavramlara verili olana ya da fiziğe indirgenemez. Epistemolojik ve bilimsel görüş açısından sahte ifadelerdir. Totolojik kavramı bütün çıkarımların totolojik karakterli olduğunu gösterir. Sonuçlar, farklı dil formunda daima öncülerle aynı şeyi söylerler. Bir olgu kesinlikle diğerinden çıkarılmaz.  Öne sürülen kavramlara verili olana ya da fiziğe indirgenemez. Epistemolojik ve bilimsel görüş açısından reddedilmesi gereken sahte kavramlardır.

Yeni mantığın açık yöntemiyle, bilimi diğer unsurlardan arındırabiliriz. İfadeler olgusal içeriğe sahip ise, yani ne totolojik ne de çelişkili değil ise, ampirik ifadelerdir. Bu ifadeler verili olana indirgenebilirse, yanlış veya doğru olduğu gösterilebilir. Ampirik bilimlerin doğru ya da yanlış ifadeleri bu karakterdedir.




Evrensel Olarak Fiziksel Dil: Fiziksel dilin sadece özneler arası bir niteliğe değil de, ayrıca evrensel olmaya gereksinimi vardır. Bu gerekçeyle fiziksel dilin bu türden bir özelliğe sahip olup -olmadığını dikkate alınmalıdır. Her ifade doğru olsun, yanlış olsun fiziksel dile dönüştürülebilir. Her olanaklı olgu durumu fiziksel bir dil ile ifade edilebilir. Kimya, jeoloji ve astronomi gibi inorganik bilimler fiziksel dilin uygulanmasına ilişkin şüpheler yok denecek kadar azdır. Bu alanlarda kullanılan terminoloji fiziğinkinden farklıdır; fakat her kavramın fiziksel kavramlara indirgenebileceği açıktır. Bu türden kavramların tanımı ya fiziksel kavramlar ya da niteliksel kavramlar aracılığıyla yapılır (örneğin gözlem sonuçları). Sorunlar biyoloji konusundadır. Vitalizm (Dirimselcilik) (ilke olarak hem ruhtan hem organizmadan ayrı bir hayat kabul eden öğreti. Bu görüş bütün uzvi aksiyonları kapsar. (Vikipedi))) konusu günümüzde ciddi sorunlara yol açmaktadır. Eğer biz duyu verilerini çıkartırsak ve karışıklık yaratan sahte ifadeleri reddedersek, bu durumda tartışmalı konunun özünü bir sorun olarak görebiliriz (organik, inorganik fenomenleri açıklamada doğanın yetersizliği). Psikolojik ifadeler fiziksel dile dönüştürülebilir.

Sahte sözcükler, protokol önermelerine ilişkilendirilerek türetilemez, bu nedenle onlar biçimsel olarak doğru değillerdir. Sahte sözcükler verili olana indirgenemezler.

Her bilimsel ifade fiziksel dile dönüştürülebilir. Bilimin konusu içeren her olgu, fiziksel dilde tanımlanabilir.

Mantıksal Sentaks Nedir: Dilin mantıksal sentaksı ile dili yöneten biçimsel kuralların sistematik ifadesi ve bu kurallardan çıkan sonuçların gelişimi ile birlikte, dilsel biçimlerin teorisi kastedilmektedir. Bir kural, bir teori, sembollerin (örneğin, sözcüklerin) anlamına ya da ifadelerin (örneğin, cümle) anlamına, (fakat basit ve yalnız bir şekilde ifadelerin oluşturulduğu sembol dizilerine değil de) gönderme yapmadığı zaman, biçimsel olarak adlandırılmalıdır. 

Mantık alanında yapılan gelişmeler, bu gelişmelerin yargılara (düşünce ve düşünce içeriklerine) değil de dilsel ifadelere (bu ifadeler için tanımlanmış kuralları oluşturmak olanaklı olduğu için bunlara) uygulandığı zaman, bunlarla bir kesinlik derecesinde çalışabileceğini gösterdi. Aristoteles’ten bu yana her mantıkçı kural oluşturmak için ifadelerle ilgilendi. Modern mantıkçılar, aynı zamanda mantığın, ifadeler arasındaki anlam ilişkileri ve biçimsel ilişkilerle ilgili olduğuna da ikna oldular. Fakat, sentaks kuralların aksine biçimsel olmayan mantık kurallarını dikkate aldılar.

İfadelerin mantıksal karakterlerini (örneğin, ya bir ifadenin analitik, sentetik ya da çelişkili olduğunu ya varoluşsal ifadeler olduğu ya da olmadığı) ve onlar arasındaki mantıksal ilişkilerin (örneğin, iki ifade ya birbiri ile çelişkilidir ya da birbiri ile uyumludur ya bir ifade diğerinden mantıksal olarak türetebilir ya da türetilemez gibi ilişkilerin) yalnızca ifadelerin sentaktik yapısına bağlı olduğu görülecektir. Mantık, sentaksın bir bölümü olmaktadır. Dar anlamda sentaktik kurallar ve tümdengelimsel mantıksal arasındaki farklar, aslında sentaktik terimlerle biçimlendirilen oluşum (formation) ve dönüşüm (transformation) kuralları arasındaki farklılıktan ibarettir. Bu gerekçeyle oluşum ve dönüşüm içeren mantıksal sentaks isimli bir sistem oluşturuldu.

Doğal diller ve yapay diller (konuşma dili, Esperanto) oluşum ve dönüşüm için karmakarışıktır. Araştırmanın nesnesi olan birinci dil (nesne dili, object-language), nesne dilinin sentaksı olan ikinci dil sentaks dili dikkate alınacaktır. Nesne dili sembolik ifadelerle, sentaks dili için de ek sembollerin yardımıyla İngiliz dili kullanılacaktır.



Bilimin Mantığıyla Yer Değiştiren Felsefe: Bir teorik alana ilişkin ve aynı şekilde ifade ve iddialar ilişkin sorunlar, nesne sorunları (object questions) ve mantıksal sorunlar olarak ayırt edilebilir (kesinlik iddiası yoktur, biçimsel olmayan ve yanlış tartışmaları göstermeye çalışır). Mantıksal sorunlar, zooloji alanındaki ifadeler ve onlar arasındaki mantıksal bağlantılarla ilgilidir. Ayrıca, bilimde oluşan hipotez, tanım ve teorilerin mantıksal karakteri ile de ilgilidir.

Geleneksel anlayışa göre, felsefe terimi çok farklı alanlardaki araştırmaların toplu incelenmesi olarak bilinir. Nesne sorunları, mantıksal sorunları gibi görüldü. Nesne sorunlarının, bilimin nesne alanında bulunmayan nesnelerle kısmen ilgili olduğu farz edildi (örneğin, kendinde şey, mutlaklık, mutlak norm, transsendental, nesne idea, dünyanın en son nedeni, hiçlik gibi). Bu örnekler felsefe alanında metafiziksel terimler olarak bilinir. Öte yandan, felsefenin nesne sorunları, tıpkı ampirik bilimlerde oluşan nesneler gibi (örneğin, insanlık, toplum, dil, tarih, ekonomi, doğa, uzay-zaman ve nedensellik gibi) olduğu da bilinir. Bu konular felsefenin doğa felsefesi, tarih felsefesi ve dil felsefesi gibi alt dalları olarak adlandırılır. Mantıksal sorunlar genellikle psikolojik sorunlar ile karışmıştır. Çeşitli bilimlerin felsefi temelleri olarak adlandırılan problemler (örneğin, fizik, biyoloji, psikoloji, tarih alanlarında olduğu gibi) hem nesne hem de mantıksal sorunları içermektedir.

Ampirik bilimlerde görülemeyen nesne sorunları, sahte ifadeler olduğu ortaya çıkarıldı.  Metafizik ifadeler, değer ve ahlak felsefesinin ifadeleri (olguların psikolojik araştırmaları olarak değil, normatif disiplin olarak alınan ifadeler) sahte ifadeler olarak görüldü.  Onlar mantıksal içeriğe sahip değildirler; fakat algılayanın üzerinde eğilimler ve uyarıcı hislere dönüşen duygusal ifadelere sahiptirler. Her şeyden önce felsefenin diğer alanlarındaki psikolojik sorunlar elimine edilmelidir. Öne sürdüğümüz felsefi sorunların mantıksal sorunlar olduğunu ileri süreceğiz (geleneksel felsefeciler felsefi sorunlar salt felsefi bakış açısıyla özel bilimler tarafından araştırılan nesnelerin incelenmesidir). Bilim mantığı, felsefi olarak bilinen karmaşık problemlerin yerini alır.

Bilim Mantığı Bilim Dilinin Sentaksıdır: Bilim mantığında olan nesne sorunların gösterilmesi gerekir (örneğin, sayılar, nesneler, zaman ve mekana ait sorunlar).

Nesne ifadeleri: 5 asal sayıdır. Polatlı (orijinal metninden ismi ben değiştirdim (Erdemir) büyük bir kasabadır. Aslanlar memelidir.

Sahte nesne ifadeleri =sahte sentaktik ifadeler: Beş bir şey değil, sayıdır (doğrusu beş bir sayıdır).

Sentaktik ifadeler: Biçimsel ifade biçimi. Beş bir şey sözcüğü değil, sayı sözcüğüdür. 



Felsefe ve Mantıksal Sentaks: Doğrulanabilirlik (verifiability). Mantıksal çözümlemenin işlevi her türlü bilgiyi ve her türlü bilimsel ve gündelik iddiaları analiz etmek, her iddianın ve iddialar arasındaki ilişkilerin anlamını açıklığa kavuşturmaktır.

Erdemir notu: Yazmış olduğum yazılara hiçbir yorum katmıyorum. Okuduğum yazıların özetini çıkararak derliyorum. Ayrıca sözcükleri orijinal yazıdan değiştirmemeğe özen gösteriyorum.


Program:
ETP-1 Neopozitivizm    Viyana Çevresi-1
ETP-2 Neopozitivizm   Viyana Çevresi-2
ETP-3 Neopozitivizm   Viyana Çevresi-3
ETP-4 Neopozitivizm   Ludwig Wittgenstein- 1 (hayatı)
ETP-5 Neopozitivizm  Ludwig Wittgenstein- 2 (1. dönemi)
ETP-6 Neopozitivizm  Ludwig Wittgenstein- 3 (2.dönemi)
ETP-7 Neopozitivizm  Ludwig Wittgenstein- 4 (eserleri)
ETP-8 Neopozitivizm Kurt Gödel-1 (hayatı)
ETP-9 Neopozitivizm Kurt Gödel-2 (Viyana Çevresi) (teorileri)
ETP-10 Neopozitivizm  Rudolf Carnap-1
ETP-11 Neopozitivizm Rudolf Carnap-2
ETP -12 Neopozitivizm Rudolf Carnap-3 (metafizik, etik, psikoloji)
ETP-13 Neopozitivizm Olasılık Kavramı, Bilimde Teori ve Öngörü, Sayılar Sistemi, Ampirizm, Semantik Dil, Ontoloji
ETP-14 Neopozitivizm  Bertrand Russell


 Kaynaklar:
1.  Viyana Çevresi                 Hasanhan Taylan Erkıpçak (Almanca aslından çeviren) (Pinhan Felsefe yayınları)
2.  Ludwig Wittgenstein                                         Edward Kanterman (Ketebe yayınları)
3    Wittgenstein Üzerine                                       Jaakko Hintitkka  (Sentez yayınları)
4.  Wittgenstein (Dil Yörüngesinde Felsefe)          Hüseyin Subhi Erdem   (Köprü kitap)
5.  Gödel'in Tamamlanmamışlık Kuramı                Rebecca Goldstein (Alfa kitap)
6.  Rudolf Carnap                                                   Ercan Salgar (Otorite kitap)
7.  Felsefe ve Mantık Yazıları                                Teo Grünberg (cogito-YKY)
8.  Klasiklerle Felsefe                                             Nigel Warburton (Alfa felsefe)
9.  Mantıksal Atomculuk Felsefesi                          Bertrand Russell
10. existentialcomics                                              Karikatür ve İngilizce Metin

 
Paylaş:
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Sosyal Medyada Bizi Takip Edin!
E-Bülten Kayıt