×

Koaksiyel Kabloların Montajı Sırasında Özen Gösterilmeyen Noktalar

Resim 9

Koaksiyel Kabloların Montaj Yöntemleri, Uygulama Aşamasında
Yaşanan Sorunları ve Çözümleri


Yazı Dizisi-2
Montaj Sırasında Özen Gösterilmeyen Noktalar


Melih Ören


3.4) Kablonun yanlış montajı:
Montaj esnasında en sık karşılaşılan durum, kabloların hasar görecek şekilde montajlarının yapılmasıdır. Kablo, montaj esnasında çeşitli sebeplerden hasar görebilir ve hasar gördüğü noktada kablonun Empedansı değişebilir, bu da sinyallerin kaynağına geri yansımasına yani ‘‘Geri Dönüş Kaybı’’ oluşmasına sebep olur. Geri dönüş kaybı, yansıyan sinyalin, giriş sinyaline oranıdır. Koaksiyel kablo üreticileri, kataloglarında geri dönüş kaybı performansını belirtirler. Geri dönüş kaybı performansı, en az zayıflamalar kadar önemli bir kriterdir çünkü kablo içerisinde taşınacak olan sinyalin kalitesini belirler. Resim 9’da Geri dönüş kaybının oluşumu ve hesaplanma şekli gösterilmektedir.

Resim 9



















Resim  9

3.4.1) Kabloya aşırı gergi kuvveti uygulanması.

Koaksiyel kablolar, elektrik kablolarına kıyasla çok daha hassas ürünlerdir. Koaksiyel kabloları, sıva altı borulardan geçirirken aşırı kuvvet uygulamamak gerekir. Aşırı bir kuvvet uygulanması durumunda, iç iletkende uzama oluşabilir, bu da iç iletken çapının incelmesi anlamına gelir. İç iletken veya yalıtkan çapının değişmesi, kablonun o noktadaki Empedans değerinin 75 Ohm’dan farklı bir değere ulaşmasına sebep olur, bu da yansımaların artmasına sebep olur.

3.4.2) Kabloların aşırı bükülmesi:
Montaj esnasında, özelikle kapıların üzerinden geçirilen kablolar 90 derecelik sert dönüşlere maruz kalırlar. (Resim 10)
Koaksiyel kabloların kataloglarında genellikle minimum bükülgenlik yarıçapı bilgisi yer alır. Bu bilgi, kablonun montajı esnasından en fazla ne kadar bükülebileceğinin sınırını belirtir. Montaj esnasında kablonun daha fazla bükülmesi durumunda (resim 10) Empedansı değişir ve sinyallerin kaynağa yansımasına yani geri dönüş kaybı oluşmasına sebep olur.

Resim 10



























Resim 10

3.4.3) Yanlış kroşe seçimi:

Montaj esnasında kullanılacak olan kroşelerin çapına pek dikkat edilmez, ancak bu da çok önemli bir problemin kaynağıdır. Kroşenin çapının, kablonun dış çapından düşük olması durumunda kablonun Empedansı o noktada değişir ve yansımalara sebep olur. Resim 11’de kablo çapına uygun olmayan kroşe solda görülmektedir, kabloya uygun kroşe ise aynı resimde sağ tarafta bulunmamaktadır.

Resim11











Resim 11
Kroşeler, aralarındaki mesafeler korunarak monte edilirse, örneğin her 25cm’de bir (Resim 12) gibi, durum daha da vahim bir hal alır. Periyodik olarak kabloya verilen bu hasar, taşınan belli bir frekansın çökmesine sebep olabilir. Bu durumda aynı apartman içerisinde bulunan birçok daire tüm kanalları izlerken, bu kroşeler ile ilgili problemin olduğu dairede bazı kanalların olmaması problemi ile karşılaşılabilir.

Resim 12









Resim 12

Kablonun genel olarak montajının yanlış yapılması sonucu yansıyan sinyaller, belli frekanslarda zayıflamaların artmasına da sebep olacaklardır. Bu tip durumlarda, özellikle bant genişliği daha yüksek olan HD kanallarda, Resim 13’de gösterildiği gibi Dijital Pikselleşme problemi ile karşılaşılabilir

Resim 13





















Resim 13
4) Ekranlamanın önemsenmemesi:
Ekranlama, iki ortamı (Kablonun içerisindeki sinyallerin taşındığı ortam ile dış ortam) birbirinden elektromanyetik anlamda izole etmek diye tanımlanır. Kablo ve Konnektör kombinasyonunda ekranlamanın zayıf olması durumunda Resim 14‘deki gibi problemler gözlemlenebilir.

Resim 14



















Resim 14

Bu problemlerin önüne geçmenin en iyi yolu, en baştan ekranlama sınıfı en az ‘‘Class A’’ olan ürünlerin seçilmesidir. Ülkemizde kullanılan konnektör veya Koaksiyel kabloların ekranlaması hiç sorgulanmamaktadır. Oysaki yurt dışına bakıldığında, ekranlama performansı ürün seçiminde birinci kriter olarak göze çarpıyor. Örnek vermek gerekirse, Almanya’da herhangi bir şebeke kurulumunda, ekranlama sınıfı ‘‘Class A’’ altındaki ürünlerin kullanılması söz konusu olamaz. Koaksiyel kablolar için hazırlanmış olan TS-EN50117-2-4 Standardı incelendiğinde, kabloların ekranlama performanslarına göre sınıflandırıldığını görüyoruz. Ekranlama performansına göre kablo sınıfları Tablo 1’de gösterilmektedir. Ülkemizde ise, üretici firmalar, kabloların ekranlama performanslarını kataloglarına yazma ihtiyacı bile duymuyorlar maalesef. Bunun sebebi de, ekranlama performansının proje üretenler veya malzemenin satın almasını yapanlar tarafından sorgulanmamasıdır.

Tablo 1

Tablo 1


4.1) Kabloların Ekranlama Performanslarına göre sınıflanması:
Bir Koaksiyel kabloya ‘‘Class A’’ sınıfı diyebilmek için hem ‘‘Transfer Empedansı’’ hem de ‘‘Ekranlama Verimliliği’’ açısından minimum kriteri karşılayabilmesi gerekir. Yurt dışında bulunan firmalar da dahil olmak üzere bir çok üretici, kataloglarına çoğunlukla kabloların sadece ‘‘Ekranlama Verimliliği’’ veya ‘‘Ekranlama Faktörü’’ diye tabir edilen, yüksek frekanstaki ekranlama bilgisini yazarlar ve Transfer Empedansı değerini hiç yazmazlar. Oysaki, bir kabloya tek kritere bakarak ‘‘Class A’’ veya ‘‘Class B’’ gibi bir sınıflandırma yapılamaz. Kataloglar incelendiğinde rastlanan diğer bir durum ise, bir kabloya Class A yazılır, Transfer Empedansı değerine de 5-30MHz aralığında 5MOhm/m’dan düşük yazılır. Bu şekilde incelendiğinde kablo Class A görünür, ancak kataloğun en altında, çok ufak karakterler ile 5-7MHz aralığında Transfer Empedansı değeri 7MOhm/m’dir yazar. Yani kablo aslında 5-30MHz tam frekans aralığında 5MOhm/m’den düşük değildir. Kataloglar incelenirken de bu detaylara dikkat etmek gerekir, hatta mümkünse üretici firmadan Ekranlama Performansına dair test raporları talep etmek gerekir.

4.2) Frekanslara göre uygulama alanları:
TS EN50117-2-4 Koaksiyel Kablolar standardı incelendiğinde, ekranlama sınıfının kapsadığı frekans aralığının 5MHz - 3.000MHz olduğu gözlemlenmektedir. Aşağıdaki tablo 2 incelendiğinde, bu frekans aralığını kullanan ve gürültü oluşturan diğer iletişim sistemlerini görebilirsiniz.

Tablo 2


Tablo 2


Tablo 2’de de görüldüğü üzere, Koaksiyel kablolar üzerinde taşınan CCTV (Kapalı Devre TV sistemleri), CATV (Kablolu TV) ve SMATV (Merkezi Uydu TV Sistemleri) gibi uygulamalar ile aynı frekans aralığını kullanan başka bir çok kablosuz uygulama söz konusudur. Bu diğer uygulamalardan, kendi şebekenizi korumanın en etkin yolu da ekranlama performansı yüksek olan ürünlerin kullanılmasıdır.

Sonuç:
Günümüzde kurulumu yapılan neredeyse tüm görüntülü iletişim sistemleri dijital sinyaller kullanmaktadır. Dijital sinyalleri taşıyacak olan alt yapılar, eski Analog sistemlere göre daha kaliteli ürün ve işçilik gerektirirler. Planlama veya uygulama aşamasında ufak detayların bile gözden kaçırılması, kaynağını bulmanın günler süreceği problemlere yol açabilir. Bu problemler, bir tesisatın komple değişmesine, hatta malzemeye ödenen paradan çok daha büyük maliyetlere yol açabilir. Bu yüzden, satın alma yaparken ürün kalitesine dikkat etmek gerekir. Kaliteli ürünlerin kullanıldığı durumlarda dahi, tesisatı yapacak olan kişilerin montaj konusunda bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Kurulumunu yaptığınız şebekeyi, aynı frekans aralığını kullanan diğer iletişim sistemlerinin yaratacağı gürültüden korumak için de ekranlama sınıfı yüksek ürünlerin tercih edilmesi gerekir.
Paylaş:
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Sosyal Medyada Bizi Takip Edin!
E-Bülten Kayıt