×

Karikatürlü Felsefe Notları-8




Karikatürlü Felsefe Notları
Young Hegelians , Karl Marx, Friedrich Engels, Ludwig Feuerbach, Max Stirner


Hazırlayan ve  Derleyen:  Erdemir Toykan



Young Hegelians       Karl Marx, Friedrich Engels, Ludwig Feuerbach, Max Stirner
(Resim ve İngilizce metin kaynak: existentialcomics)



Item: Parça                                                                                                                                                                     Bring up: Konuyu açmak                                  
Concerned: Endişeli
Intervention: Araya girme                                          
Spook: Hortlak                                                  
Shaving:Traş Olmak
Addict: Bağımlı                                                            
Serrious: Ciddi                                                  
Enormous: Muazzam                            
Broad: Geniş, yaygın                                                   
Crown: Taç
 
The Young Hegelians were a group of radical leftist philosophers who worked in Hegelian philosophy. Many of them were extreme (aşırı) atheists (tanrı tanımaz) and socialists, who believed that the Hegelian dialectic would result in a profoundly (son derecede) different society (toplum) than the one they were currently in. Most of them were ostracized (dışlanmış) or exiled (sürgün) from Germany as a result.

In his personal life, Marx was extremely (oldukça) poor (fakir) at his own finances, and largely depended (bağımlı) on Engels for money. He apparently (anlaşılan) would go on pub crawls (bar bar dolaşıp içki içmek) where he had one beer at each bar on his street (there were twenty three bars), and would chain smoke (çok sigara içen) and eat poorly (fakirce). Engels would typically bail  (kefalet) him out when he got into any financial trouble (sorun) (Engels' father was a wealthy  ( varlıklı ) textile manufacturer), and even gave him a sort of a monthly pension later in life. Apparently Marx literally (kelimenin tam anlamıyla) did pawn off (rehin almak) a lot of his possessions (kontrol altına alma) many times, including his only pair of pants (bir çift pantolon), so he wouldn't be able to leave the house until he got them back. How he got them back is a bit of a mystery (sır, muamma), and I haven't been able to verify (doğrulamak) this story, but Existential Comics has its own theory of epistemology - if it is that funny then it must be true.

Max Stirner was a radical nominalist*, believing that nothing exists (mevcut) but the concrete (somut). What he meant by this is that abstract (soyut, kuramsal) categories and ideas don't properly exist, and shouldn't be considered (dikkate alınmış) when deciding (kara vermek) on how we live our lives. So, for example, the idea of "religion" is an abstract (absürd) idea (fikir), and can't have any impact (etki) on our real immediate (acil) lives. Similarly, ideas like socialism or communism were abstract and utopian (ütopik, düşsel, ideal) for Stirner, and he thought an individual  (bireyler)  should never devote (adamak) his life to abstractions (soyutlamalar) he would rather colorfully call them "spooks". He thought we shouldn't be to anything aside (bir kenara, ayrı) from our own individual concrete existences (var oluş). Marx and Engels were strongly against (karşı) Stirner's nominalism *and anarchism, and wrote a large rebuttal (yanlış olduğunu kanıtlama) of The Ego and Its Own. In fact (hakikatte) the rebuttal (was longer than the original work. They considered that kind of individualism and anarchism to be a threat (tehdit) to the goals (hedef) of communism.

The Young Hegelians, and particularly the Dialectical Materialists*, were best known for having the top 3-4 beards (sakal) in the history of philosophy. Seriously, look up the pictures of Marx, Engels, and Feuerbach. 
 


•    Nomalist: Realizm karşıtı felsefe akımı. Genel kavramları gerçek saymayıp birer addan ibaret bulan öğreti. Nomalizme göre genel kavramlar (tümeller) bir takım seslerden başka bir şey değildirler, bunlar insanın düşünce sistemine yakıştırdıkları birer addır, ve hiç gerçeklileri yoktur.

•    Dialectical Materialists (eytişimsel özdekçilik): Marx’ın Engels ile birlikte geliştirdiği, Hegel’in eytişimsel gelişme düşüncesini, ilke olarak alıp, bunu kendi deyimi ile başaşağı iten, felsefe öğretisi. Evreni devinim içindeki özdekten oluşmuş bir bütün olarak göz önüne alan ‘’evren üzerine kuram’’. Bu kuramda şu ilkeler yer alır:

1.    Evrenin yapısı özdekseldir. Özdek, bilincin dışında ve bilinçten bağımsız bir gerçeklik olarak vardır; evrenin davranış biçimi de devinimdir, evren var olmuş bir şey değil, eytişimsel biçimde ilerleyen bir süreçtir, olaylar arasındaki bağlantılar, özü devinim olan özdeğin zorunlu gelişme yasasına uyarlar.

2.    Gelişme süreci yalnızca niceliksel bir değişme olarak değil, niceliksel değişmelere geçen birer ilerleme olarak kabul belirir. İnsan bilinci de gerçekliğin eytişimsel yapısı ile bağlantı içindedir. Düşünce, gelişmesinde yetkinliğin en yüksek derecesine erişmiş bir özdekliğin ürünüdür; başka bir değişle düşünce de kendisi de doğanın bir ürünü olan insan beyninin ürünüdür, beyin de düşüncenin organıdır; düşünce gerçekliği yaratmaz, tam tersine düşünsel olan insan kafasına aktarılmış özdekten başka bir şey değildir.

3.    Evreni ve yasalarını bilme olanağını yadsıyan idealizme karşıt olarak eytişimsel özdekçilik, evren ve yasaların tümü ile bilinebileceği ilkesinden kalkar. Deneyle doğrulanmış bilgilerimiz nesnel bir doğruluğu gösterirler. Evreni, olayların birbirine bağlı olduğu, birbirlerini karşılıklı koşullandırdıkları birlikli bir bütün olarak ele alan bu kuramda, evrende bilinemez diye bir şey yoktur; yalnızca bilinemeyen şeyler vardır, onlarda bilim ve teknik aracılığı ile bulunacak ve bilinecektir. (Kaynak: Felsefe Terimler Sözlüğü (Prof. Dr. Bedia Akarsu))

  
Genç Hegelciler, Hegel’in ölümü sonrası (1830) Hegel’in tartışmalı mirasını üstlenen demokrat-cumhuriyetçi ve laisizm taraftarlarıydı. (Bruno Bauer, Max Stirner, Feuerbach, Karl Marx ve Frederich Engels)
 
 
Ludwig Feuerbach: 1804-1872. Alman Filozofu.  Hegel idealizmiyle mücadelede çığır açan bir materyalisttir. En ünlü eseri olan Hıristiyanlığın Özü 1841 yılında yayınlandı. Avrupa’daki modern burjuva felsefesi ile antik felsefe arasında 1000 yıl sürecek feodalizm çağı bulunmaktadır. Bu dönem kilisenin egemenliği altındadır. Feodal üretim tarzının ve egemenlik düzeninin en yüksek destekleyicisiydi.  Kilisenin tartışmasız egemenliği altında ne felsefe ne de doğa bilimleri alanında gelişme yaşandı. Yalnızca kilisenin temel öğretilerini gerçeklendirmek ve açıklamalarla uğraşan bu felsefeye skolastik felsefe deniliyordu. Feodal toplumun kucağında burjuvazi gelişti. Dönüm noktası 15.yy sonudur (Amerikanın keşfi, matbaa, barutun bulunması, pusula). 16.yy başında kiliseye karşı reform hareketleri başladı (Luther, Calvin, Zwingli). Burjuva felsefesi önce İngiltere (Bacon), Hollanda, 18.yy Fransa  (Descartes) ve  en son Almanya’da  (Almanya ekonomik ve politik olarak daha yavaş gelişmişti) ortaya çıkar. Burjuva felsefesinin temeli Hıristiyan dininin tasfiyesi, aklın egemenliğinin sağlanması, doğa bilimlerinin gelişmesine olanak sağlanması. Doğa bilimleri felsefenin gelişmesinde çok büyük olanak sağlamıştır. Doğa bilimleriyle felsefenin birleşmesi kilise ve feodal görüşüne karşı mücadele etmek amacıyla birleşmesi 18.yy da Fransız materyalizmde  görülmüştür. Diderot en zekisiydi. Diğer kişi ise Helvetius’tur. (Voltaire, Rousseau ise onlar kadar radikal değillerdi. İstedikleri burjuva bir Hıristiyanlıktı.). Almanya’da burjuvazi çok daha gelişmiş bir ideolojiyle daha ileri koşullarda gelişti.  İki ürünü Hegel ve Feuerbach, Karl Marx ve Engels’in doğrudan öncelleridir. Hegel burjuva felsefesinin genel anlamda felsefenin pozitif tamamlayıcısı, Feuerbach ise negatif tamamlayıcısıydı. Onun sayesinde gerek din gerek felsefe, eleştiri tarafından yok edilir.  Hegel, dünyaya gelmiş en derin ve aynı zamanda en evrensel akıllardan biriydi. 1848 yılında patlak veren Alman burjuva devriminin öncülerinden biriydi (en devrimci unsuru diyalektik yöntemiydi, ikinci özelliği idealist olması). Felsefede eksikliği ise krolonijik gelişmeyi tarihte kabul etmesi, fakat doğada reddedmesidir. Hegel felsefesinin dinle ilişkisi vardır. Dinin dış biçimine dokunmadı. Devrimci özelliği öğrencilerinde daha fazla öne çıkmıştır. Devlet dini olan Hıristanlığa, dolayısıyla devlete saldırıyorlardı. Öğrenciler içinde en radikali Feuerbach’tı.  Feuerbach yalnız dinden değil, özel bir bilim olan felsefeden de kopmuştur. Feuerbach idealizmden materyalizme geçmiştir. Hakiki bilgi ancak maddi olanın, duyusal olanın bilgisi olarak mümkündür. Duyu ötesi bir bilgi yoktur. Eksik olan tarafı diyalektikti. Materyalist tarih anlayışlından yoksundu. Felsefesi yalnız doğa bilimlerindeki materyalizmdi. Marx ve Engels bu engeli aşıp Diyalektik Materyalizme yöneleceklerdi. (Kaynak: Diyalektik Materyalizme Giriş, August Thalheimer, Yordam kitap)


 

Max Stirner: 1806-1856. Berlin. Stirner’in anarşist, nihilist, solipsist, faşist, bireyci, bencil, her şey benimci gibi sıfatlarla anıldığı neredeyse Stirner’in adını duyan herkesin bilgisi kapsamındadır. Ne var ki: her camianın bir günah keçisi olması gerektiği gibi, Stirner de felsefenin günah keçisidir. Dolayısıyla ona gelişi güzel bir şekilde anarşist, nihilist, şeytan vb. demek meşrudur. Engels Marx’a Stirner'in eseri Biricik ve Kendiliği hakkındaki ilk izlenimlerini mektubunda iletirken, Stirner’i över.
Kaynak:Vikipedia
 
Paylaş:
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Sosyal Medyada Bizi Takip Edin!
E-Bülten Kayıt