Orta Avrupa Gezi Serisi
Bölüm-2
Prag

Ömer Özgür Bozkurt 
 

Evet geldik sıradaki durağıma, Prag..

Tarihi meydanları, dünyaca ünlü kalesi, muhteşem biraları ve yemekleriyle, sizleri mutluluk sarhoşu edebilecek bir şehir..

Burası benim için çok ilginç bir durak oldu. Daha önce Yeni Zelanda’da tanışıp, gezme fırsatı bulduğum Alman arkadaşlarım Rebecca ve  Katja benimle buluşmak için Almanya’dan çıkıp Prag’a geldiler ve beni çok mutlu ettiler. Ayrıca Avustralya’da tanıştığım Çek arkadaşım Jana bizlere lokal rehber oldu ve hostelde tanıştığım İngiliz sırt çantalı gezgin Dominic gezimize dinamik hayatıyla renk kattı. 

Hadi gezmeye başlayalım mı o halde..

Prag’a Berlin’den direk trene atlayıp geldim.

Sizlere kaldığım yerin manzarasını paylaşarak başlayacağım. Ünlü Charles Köprüsü’nün hemen yanında bir hostelde kalmayı tercih ettim. Çok merkezi ve tarihi olduğu için bu seçimde bulunmuştum ve iyiki de burayı seçmişim diye içimden geçirdim. Bakın, kapıdan adımımı attığımda gördüklerim hemen aşağıdaki fotoğrafta.. 
 

 

Prag'da nasıl gezeceğim diye düşünüyorsanız, Prag'ın güzelliklerini keşfetmenin en güzel yolu, tabiki yürümek ve benim en sevdiğim yöntem.. Eski şehir meydanı yani Prag Wenceslas Meydanı’na ulaştık Charles Köprüsü’nü geçip, her yöne giden dar sokaklarda dolaşarak başladık gezmeye. 

Eski Belediye Binası, Astronomik Saat, Meryem Ana Kilisesi gibi ünlü yapıların hepsi birbirine çok yakın.

Sizlere bir ipucu vermek istiyorum. Eğer yalnız geziyorsanız ve nereye gideceğinizi bulmakta zorlanan biriyseniz, “Şehir yürüyüş turu” yapılıyor sürekli ve sadece bahşiş karşılığında dahil olabiliyorsunuz. Deneyimli rehberle neredeyse tüm popüler noktaları yürüyerek gezip, önemli noktaların yanında Prag tarihini dinleyebiliyorsunuz. Önceden başka yerlerde denediğim için şiddetle tavsiye ediyorum!

Prag Astronomik Saatli Belediye Binası

 

 

Eski Belediye Binası 1338'de kurulmuş ve cumbalı bir şapeli ile eşsiz astronomik saati olan güzel bir Gotik kuleden oluşmakta. Bir miktar ödeme yapıp, kulenin tepesine çıkabiliyosunuz ve harika manzarayla karşılaşıyorsunuz. Ben bu parayı başka şeylere harcadım.

Eski Belediye Binası 1338'de kurulmuş ve cumbalı bir şapeli ile eşsiz astronomik saati olan güzel bir Gotik kuleden oluşmakta. Bir miktar ödeme yapıp, kulenin tepesine çıkabiliyosunuz ve harika manzarayla karşılaşıyorsunuz. Ben bu parayı başka şeylere harcadım

Astronomik Saat, Eski Belediye Binası'nın güney tarafına monte edilmiş ve üzerine eklenmiş Havariler, sabah 9'dan akşam 11'e kadar her saat başı On İki Havarinin Alayı adlı bir gösteri için ortaya çıkmakta. Bu süre boyunca, bir çok insan gösteri için toplanmış oluyor. Kaçırmanıza imkan yok
 

 

Biraz ara sokaklardan yürüdükten sonra hem biraz atıştırmak, hem de kaliteli biraların tadına bakmak için bir yerde oturduk. Canlı müzikten, samimi atmosfere kadar, hepimiz yeni şeylerin tadına bakmak için sabırsızlanmaya başladık bile. Uzun bir yürüyüşten sonra yerel bira ile mola vermenizi de kesinlikle öneriyorum. Dünya varmış diyeceksiniz. 

Molamızın ardından gezmeye devam ediyoruz.. 

 
 

Ve geçerken ne görelim. “Seks Makinaları Müzesi”. Müziplik olsun diye söylemiyorum, gerçekten böyle bir müze mevcut ve en dikkatimi çeken makina 150 yıldan fazla zaman önce buhar makinasıyla hareket ettirilmiş olan ve farklı kurgulara sahip olan tasarımdı. “Mühendislik gerçekten insanların hayatını her noktada kolaylaştırıyor.” dedim içimden ve aydınlanmış şekilde ayrıldık. 

   

Yavaş yavaş akşam yemeği için rotamızı bir restonrana çeviriyorduk fakat yakınında UNESCO listesindeki Prag Kalesi'ni de listemize eklemiştik. 

Kale içinde en dikkat çekici yapı St. Vitus Katedrali idi. Tasarımı ve dekorasyonu yüzyıllar almış bu yapıya aşık oldum.. 

Kalenin her girişinde, her saat başı nöbet değiştirme töreni yapılıyor. Muhafızlar ve bando ekibiyle, izlemesi oldukça keyifli olan bu töreni kaçırmayın derim. 

Golden Lane, 17. yüzyılda kuyumcuların atölyelerine ev sahipliği yapmak için kullanılan dar, manzaralı ve renkli bir ara sokak. Çek Cumhuriyeti'nin en önemli figürü Franz Kafka burada yaşarmış. Şimdi Golden Lane hediyelik eşya dükkanlarıyla dolu ve hatta ziyarete açılan küçük bir ortaçağ cephaneliği müzesi de var.

Prag Kalesi'nden ayrılmadan önce, kale duvarlarından tüm şehrin eşsiz manzaralarını izlemek için durun. Buradan, binlerce kırmızı çatılı binayı ve Prag şehrini oluşturan ikonik simge yapılarının çoğunu görebilirsiniz.
  

 

Sıra geldi enfes yemeklere..
Bunları anlatmaya gerek yok. Kendiniz karar verin


Prag güzergahındaki ikinci gün, zamanımızın çoğunu dar sokaklar ve Vysehrad’ta  geçirdik. Kalan zamanımızı John Lennon Wall'da geçirip ve ayrıca Vltava nehrinde harika bir su bisikleti gezintisi yaptık. 

 

 
  

John Lennon şarkılarını çok sevdiğim atlamadan geçmeyeceğim. Bu duvar 1980'lerden beri, John Lennon'dan ilham alan şarkı sözleri, ilham verici mesajlar ve Praglı gençlerin ve sanatçıların politik grafitileriyle dolmuş.

Tekrarlanan badana katlarına rağmen, Lennon Wall bugünlerde genç sanatçılar ve turistler için popüler bir yer. Prag'da grafitinin yasal olduğu tek yer burası. Duvardaki grafiti değişmeye devam etse de barış ve sevgi mesajları hep orda kalmaya devam ediyor. Gezimize  devam etmeden önce Lennon Wall'da birkaç fotoğraf çektik ve sokak sanatçılarının canlı performanslarını dinledik.

 

Vltara Nehri'nde su bisikleti sürmek beklenmedik bir şeydi. Gezimiz devam ederken nehirde oldukça fazla su bisikleti gördük ve küçük bir tane de biz kiralamaya karar verdik.

Beklentilerimizin dışında, bu Prag gezimiz için en akılda kalan şeydi. Akşam saatlerinde Prag Kalesi ve Charles Köprüsü manzarasının ne kadar büyüleyici ve romantik olduğunu tahmin edemezsiniz. Özellikle eşsiz mimari kompleksi alttan bakıldığında manzara harika!

Nehir çok sakin ve Vltara nehrinde kürek çekmek çok fazla çaba harcamadan çok kolay. Prag seyahat programınızda mutlaka denenmesi gerekenlerden biri.

 

 

Prag seyahat programında 3. Gün, Prag'ın modern manzarasına odaklanıyoruz. Petrin Gözlem Noktası, Dans Eden Ev ve Wenceslas Meydanı'nı ziyaret ettik. Prag seyahat programında yapılacak pek çok şeyi planlamadık ve sadece şehri dolaştık.

 

3 günlük Prag gezimizin son gününde sabah güzel bir şehir manzarası için Petrin Tepesi'ne çıktık. Patikadan yaklaşık 30 dakika yürüyüş mesafesinde ya da tepenin zirvesine tramvayla çıkabilirsiniz. Zirveden de  Petrin Gözetleme Kulesi'ne gidebilirsiniz. Petrin Gözetleme kulesi, 63,5 metre yüksekliğinde, Eyfel Kulesi'nde beş kat kadar küçük, çelik çerçeveli bir kule.

Dans Eden Ev, Hırvat-Çek mimar Vlado Milunicin tarafından Kanadalı-Amerikalı mimar Frank Gehry ile işbirliği içinde tasarlanmış modern bir yapı. Ünlü dansçılar Fred Astaire ve Ginger Rogers'tan esinlenerek Fred ve Ginger olarak da bilinir. Bu mimari harikası, Prag'ın yeni kentindeki çevredeki Barok, Gotik ve Art Nouveau binalarından sıyrılıp, hemen farkediliyor. 
 

 

 

Arada bir de müze ziyaretinde bulunduğumuzu ekleyip, yazımı burada sonlandırıyorum. Gelecek durağım Budapeşte olacak. Görüşmek üzere. Sevgiler..

"Prag Gezisi Instagram Bağlantısı" için lütfen tıklayınız.