×

Ücret Çalışan Motivasyonunda Tek Başına Yeterli mi?



 Ücret Çalışan Motivasyonunda Tek Başına Yeterli mi?

Levent Taşkın 

 
Ücret bir çalışanın motivasyonunda en etkili faktör gibi kabul edilir, bir bakıma doğru olmakla birlikte çoğu zaman da ücret ikinci planda kalır. Eğer çalışan yaptığı işten psikolojik ve sosyal bir tatmin almıyorsa; kariyer fırsatı göremiyorsa; adil ve eşit davranılmadığını görüyorsa; gelişim imkânı verilmiyorsa; kötü ve bencil bir yöneticiyle çalışıyorsa bir süre sonra paradan aldığı tatmin yok olur ve mutsuzluk başlar. Bunu parayla kapatmak da yetmeyecektir. 

Yapılan işin kalitesi, çalıştığı yönetici ve ekip, kendisine yapılan yatırım; sistematik ve şeffaf bir performans değerlendirmesi; adil ve yaratıcı bir ekip çalışması; kariyer planlaması; kariyer fırsatı; yöneticilerin doğru tutum ve davranışı; koçluk ve eğitimlerle kişisel gelişimlerin sağlanması; çalışana özgüven ve yetkinlik kazandıracak önemin verilmesi; iş yerindeki etik, adil ve eşit davranış bireyleri firmalarına bağlayan en etkili faktörler arasındadır.

Bu nedenle personelimizin motive olduğu ve onu mutlu eden konuları iyi bilmemiz çok önemlidir. Emniyet  ve güvence mi  arıyor; mükemmellik ve disiplinli bir iş anlayışını mı istiyor; kendisine önem verilmesini ve düzenli gelişimi için çözüm mü bekliyor; daha fazla sorumluluk almak ve güven duyulmasını mi istiyor, kariyer fırsatı mı bekliyor, yöneticilerden örnek alıp kendisini geliştirebilecek bir davranış mı bekliyor, şeffaf ve açık bir iletişim mi istiyor diye çok iyi analiz etmeliyiz. Bu motivasyon alanları orta vadede paradan çok daha önemli olur ve personelin şirkete bağlılığını sağlar.

Bir işyerinde çalışan kendisini huzursuz, rahatsız, mutsuz hissediyorsa olası sebeplerin yöneticiler tarafından analiz edilmesi sorunun çözümüne yarayacaktır:

1. Şikâyet ve sıkıntılar dinleniyor ve giderilmesine yönelik gayret var mı?

2. Öneri ve fikirler dikkate alınıyor mu, buna ortam sağlanıyor mu?

3. Çalışanlar hem kariyer hem de performansları konusunda bilgilendiriliyor ve onlara kişisel gelişim için şans veriliyor mu?

4. Herkesin önünde takdir ve teşekkür yapıldığına; ama herkesin önünde olumsuz ve ağır bir eleştiri yapılmadığına emin miyiz?

5. Çalışanı teşvik etme, cesaretlendirme, özgüven aşılama ve ona iş delegasyonu yapılma kültürü mevcut mu?

6. Tutum, davranış ve saygıda çalışana karşı bilinçli bir şekilde kötü bir tavır sergileniyor mu?

7. Adil, ölçülebilir ve şeffaf bir performans değerlendirme sistemi mevcut mu?

8. Her yıl karşılıklı performans görüşmeleri yapılıyor ve gelişim için hedefler ile gerekli destek planları oluşturuluyor mu?

9. Kariyer planlaması ve şirket içinde yönetici aday havuzları çalışması yapılıyor mu?

10. Çalışan ve yönetici memnuniyet anketleri yapılıp, anket sonuçlarına göre iyileştirme eylemleri şeffaf bir şekilde yapılıyor mu?

Yöneticilerimizin ve şirket yönetimlerinin çalışan motivasyonunu düşüren tutum ve davranışları, birçok yetkin ve yetişmiş personelin mutsuz ve dolayısıyla düşük verimle çalışmasına neden olur. Ya da bu personellerin aldıkları ücreti bile dikkate almadan işten kendi istekleriyle ayrılmalarına ve kariyerleri için yeni fırsatlara yelken açmalarına neden olmaktadır. 

Yetişmiş ve yetkin bir çalışanın kaybı, yeni bir personelin maliyetinin üç katından daha fazla şirkete ek maliyete neden olur; bunun dışında yeni personelin işte verimli hale gelmesi için geçecek aylarca sürecek zaman ve iş kaybı da cabası.

Yöneticilerin çalışan motivasyonunu yok eden veya düşüren davranışları sonucunda çalışanların neler hissettiğine ve hangi motivasyonlarının düştüğüne göz atalım:

1.Kendilerini Değersiz Hissetme

Hiçbir çalışan takdir görmediği, fikirlerinin dinlenmediği, teşekkür kelimesini iyi bir iş çıkardığında bile duyamadığı ve başarılarının alkışlanmadığı bir yerde çalışmak istemez. Kendisine önem ve değer verilmediğini düşünen çalışanın, daha iyisini yapmak ve kendini geliştirmek için bir hedefi bu tür ortamda olamaz. Takdir edilmediği bir yerde neden daha fazla efor göstersin? Neden uzun vadeli bu şirket için çalışma planı yapsın? Bu düşünceler onu başka arayışlara itecektir.

2.Kariyer Fırsatı Görememek

Uzun süre aynı pozisyonda çalışıp hak ettiği terfiyi alamayan, kendisine her hangi bir gelişim ve kariyer fırsatı sunulmayan bir çalışanın bir hedefi kalmaz. Ne önünde ona sunulan bir fırsat vardır, ne de onu dikkate alıp onun geleceği ile konuşan bir yönetici vardır. Ne yaparsa yapsın onun performansını veya başarısını kim ve nasıl fark edecektir? Kariyerinde yükselmesi için ne yapmalı ve nasıl desteklenmelidir? Kiminle bu konuyu konuşsa yanıt alamadığı gibi bir de tepkiyle karşılanmaktadır. Kendi çıkış yolunu artık kendisi bulacaktır, tabi ki şirket dışına bakarak.

3.Huzurlu ve İletişimi Yüksek Bir Ortam Bulamamak

İş yerinde aşırı stres, huzursuzluk, sürekli bir gerginlik ve yöneticiden kaynaklanan gergin bir ortam var ise kimse bu ortamda uzun süre çalışmak istemez. Yöneticinin ekip ile arasında mesafe varsa ve gerekli bilgileri paylaşmadan sadece verilen işlerin yapılmasını istiyorsa; biat ortamı yaratılmışsa çalışanın bu ortamda kendi fikrini söylemesi, görüşlerine önem verilmesi ve dinlenmesi mümkün değildir. Dinlenmeyen bir kişi zaten önemsenmiyor demektir ve dolayısıyla mutsuzdur.

4.Sistemsizlik ve Aşırı İş Yükünden Bunalma

Yöneticinin dağınık çalışması, geç saatlere kadar işlerin uzaması ve tamamlanamayan işlerin her gün geç saatlere kadar yapılmasının beklenmesi, son dakikada istenen raporlar, uzun süren ve sonuçlanamayan toplantılar, sistemsizlikten ve dijitalleşmeden uzak olmadan kaynaklı hatalar, hatalı veriler ve her gün değişen verilerin tutarsızlığı, nitelikli ve iş bilen çalışanın azlığından dolayı tecrübeli çalışanlara aşırı yük düşmesi, her işi kendisi yapmayı seven beceriksiz yönetici yüzünden bitmeyen ve karar alınamayan işlerin getirdiği aşırı iş yükü gibi birçok hatalar zinciri sonrası çalışanın işten bunalması kaçınılmazdır. Her sabah böyle bir ortama gelmeyi artık ayakları ret etmeye başlar ve geri geri adım atmaya başlar.

5.Şeffaf, Etik ve Adil Bir Ortamın Olmamasından Dolayı Güvensizlik ve Korku

Kimse adaletin olmadığı, kayırmacılığın olduğu, denetlenmeyi kendine yapılmış bir güvensizlik olarak benimseyen yöneticilerin olduğu bir yerde uzun süre çalışmak istemez. Etik bir yönetici dürüstlüğün, şeffaflığın, doğruluğun ve adil olmanın temsilcisidir. Bu da çalışanlar ve müşteriler için güven ile sadakat demektir. Güven ve sadakat yaratmak sürdürülebilir başarının anahtarıdır. Tam tersi de çalışanda güvensizlik ve gelecek korkusu yaratır.

6.Kötü Yöneticinin Yarattığı Stres ve Bıkkınlık

Kötü yöneticiler kontrol edemediği egosunu yada zayıf yetkinliğini kapatmak için yarattığı korku ortamı nedeniyle genelde iletişim ve davranış olarak çalışanlar üzerinde olumsuz etki yaratırlar. Çalışanlara saygı duymazlar ve onları önemsemezler, kısaca onları sadece emir komuta zincirinde söyleneni yapan duygusuz bir makine gibi görürler. Kötü bir yönetici çalışanı bezdirir, bütün enerjisini gün içinde yok eder. Bir de bilgisiz ve insan ilişkilerinde zayıf ise ızdırap başlatır.


Bu nedenle çalışanların mutluluğu, başarısı ve bir şirkete bağlılığı sadece onlara iyi bir ücret vererek sağlanamaz ve sürdürülebilir değildir. Ücret sistemi, doğru ve şeffaf bir hiyerarşik sistem, prim ve performansa bağlı ödül sistemi ile ücret dışındaki tüm yan haklar sektör ortalamasına göre çalışan için adil ve şeffaf bir şekilde oluşturulmuşsa çalışanın genelde ücretle ilgili bir soru işareti aklında kalmaz. Performansa ve kariyer planlamasına bağlı kendisinin gelebileceği aşamaları tahmin ederek hedeflerini oluşturur. Ancak ücretin dışında kalan çalışanın psikolojisini ve motivasyonunu etkileyecek unsurlar yeterince iyi değilse çalışanın huzuru da, mutluluğu da bozulacaktır.   

Bu nedenle çalışanların mutluluğunu ve huzurunu, ancak onların sizin için ne kadar değerli ve önemli olduğunu kendilerine hissettirdiğinizde sağlayabilirsiniz.

 
Paylaş:
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Sosyal Medyada Bizi Takip Edin!
E-Bülten Kayıt