×

Neopozitivizm Karikatürlü Felsefe Notları Bölüm-7


Neopozitivizm Karikatürlü Felsefe Notları
Bölüm-7
 Ludwig Wittgenstein (Eserleri)  Bölüm:
4


Hazırlayan ve  Derleyen:  Erdemir Toykan
 

Wittgensteins Lion


Band: Grup
Band Coldplay: Britanyalı bir rock grubu. 1966. (Paradise parçası). Grammy en iyi rock albümü ödülü.
Receive: Almak
Award: Ödül
Nomination: Adaylık
Commercial: Ticari
Success: Başarı
Consider: Dikkate almak
Greatest: En büyük
Seamlessly: Sorunsuz
Merge: Birleştirmek, katmak
Genres: Tarz
No way: Asla, kesinlikle hayır
Invade: İşgal etmek
Countries: Ülkeler
Achieve: Başarmak,ulaşmak
Lasting: Kalıcı, sürekli
World Peace: Dünya Barışı
Serious: Ciddi
Attack: Hücum, saldırı
Set up: Kurmak
Peaceful: Barışsever, huzurlu
Ultimate: Nihai, en son
Frissbee: Frizbi (Frizbi oyunu)
Actually: Aslında, gerçekten
Interesting: İlginç
Give up: Vazgeçmek
Understand: Anlamak
Figure: Tasvir etmek, rol oynamak
Universal: Evrensel
Commond ground: Ortak görüş, ortak nokta
Rooted: Kökleşmiş, köklü
Comprehend: Kavramak, bilincine varmak
Sort of: Bir nevi, oldukça, hayli çeşit
Goths: Gotlar 

Ludwig Wittgenstein (Eserleri):

Linguistik (dilbilim) felsefeciler insan düşüncesinin kategorilerini – ya da evren ile anlaşmaya çalıştığımız veya iletişiminde bulunduğumuz kavramlar- çözümlemek için tek yolun, onların gerçekten nasıl kullanıldıklarını araştırmaktan geçtiğini söylerler. Linguistik felsefe yapımında bu araştırmaları sürdürmekle olur. Bu bağlamda dilbilimsel felsefenin en tanınmış eseri Wittgenstein tarafından yazılan Philosophia Investigations’dır. 



Filozof her defasında bir kavrama yönelir. Böyle bir kavram zihin kavramı olabilir.  Zihin Kavramı (G.Ryle 1949),
Felsefi Soruşturmalar (Wittgenstein 1953)

Dilbilimsel felsefe mantıkçı pozitivizmden ayrılmayı simgeler. Pozitivizm, anlamlı insan konuşmalarının düzenini ve bilgiyi bir bilim olarak ele alır. Felsefeyi, bilim felsefesi ile sınırlandırır. Dilbilimsel felsefe, insan konuşmasının çeşitliğini farklı biçimlerinin bilincine varmıştı. Dilin anlam alanının bütüncül bir işleyişini görerek her şeyi bilimin kurallarına göre değil, kendi gerçekliği ve fonksiyonelliği içinde varlıkla münasebetini aydınlatmaktı. Dilbilimsel felsefe, varlığın üstündeki örtünün kaldırılmasının ve varlığın bütün yönleriyle inşa olmanın yolunun dil vasıtasıyla olduğunu vurgular. Dil-varlık-gerçeklik ve dilin edimlerinin sınırını dilin kapasitesini göz önüne alarak değerlendirmek ister. Böylece mantıkçı pozitivistler tarafından kenara atılmış olan söz alanlarının eski öneme kavuşması dilbilim felsefelerince gerçekleşmiş olur. Felsefe, sözcükleri nasıl kullandığımızın taşıdıkları çeşitli anlamların, bunların bir parçası oldukları yaşam biçimlerinin bilincine varma işi olarak algılanır. Dilbilim felsefe, günlük konuşmalarının mantığını inceleyerek geleneksel felsefe sorunlarından bazılarını çözdüğünü iddia eder (bilmek, şüphe, inanmak, varsaymak, kesin .vb.).

Dilden Dilbilime: 

. Dil yapbozlardan kurtulma girişimi.

. Gramer bize neyin anlamlı, neyin anlamsız olduğunu söyler. O, bize dil vasıtasıyla bir şeyler yapma olanağını verir; özgürlüğün ölçüsünü ayarlar. Gramer gerçekliğin bir aynasıdır. 

. Wittgenstein sonraki çalışmalarında, mantığın felsefesindeki belirleyici yolu gereği doğruluk ve işlevsel biçime, nesneler ve adlar arasındaki katı bağlantıya, gizli öznelere ve dilin hem mantıksal hem dilbilgisi biçimlerinin metafizikle ilişkisi hakkındaki görüşlerini terk etmez. Bunun yanında öz (essence) dilbilgisi ile ifade edilir.  Dilbilgisi herhangi bir şeyin ne tür bir nesne olduğunu söyler. Dilbilgisi dışında bir öz’ün varlığını anlamak mümkün değildir. Varlığın evi dildir. Dilde varlık tamamını bulur. Dil kurallarından bağımsız özler yoktur. Dilin gerçekçiliği iç yaşantımızın özünü oluşturan dokudur.

. Dilin anlamlandırmadaki mantıksal yapı evrenseldir. Söz kalıpları farklı dillerde farklılıklar göstermesi bu genellemeyi yanlışlamaz. Cümlenin belirli türlerdeki sözdizimi ya da sözdizimsel yapıları ne olursa olsun, kendi içlerindeki karşıtlık ya da içerimlerinin anlam bilimsel yapısıdır. 

Mantık ve Mistisizm: Tractatus

Bugün Prototractatus olarak biliniyor. 1971 ‘de yayınlandı (90 sayfa). Sırf tarzı bile felsefe tarihinde eşsiz bir kitap. Yedi önermeden meydana geliyor (bakınız: ETP-5 Viyana Çevresi 1.dönem)



Kitapta sanatsal bir yan olduğu doğru. Kitapta ağırlıklı olarak dolaylı argümanlara dayanan, sonuçta argüman bunlar, karmaşık bir felsefi sistem vardır. Kitabın asıl koordinatları Frege, Russell ve onların mantığın doğasına dair soruşturmaları. Kitapta her cümle açıklanmaya muhtaç bölüm başlıkları olarak görülmeli. Hiçbir kelime ya da cümle fuzuli yazılmamalıydı. Tractatus’u anlamak zordur. Modern matematiksel mantığın formalizmi ve teknik terimlerle dolu olduğu için. Matematiksel bir kanıt havası esiyor. Wittgenstein’ın ontolojisi, Bertrand Russell gibi atomcu. Nefes kesecek derecede hırslı bir kitap. Her temel olgunun bölünmez olduğunu ve varlığını diğer olgulardan bağımsız sürdüğünü dile getiriyor. Evrensellik gerekli değil, kesindir.   

 .  Whitehead ve Bertrand Russell doğrusal-işlevsel mantığın bitişik (ve), ayrıklık (veya), olumsuzlama (değil) mantıksal kavramlarından türetebileceğini ispat etmişlerdi.



 Benzer şekilde Wittgenstein da Tractatus’ta birleşik değillemeleri sıkça kullanır. Bunun yanında gündelik dilin semantik (Anlam Bilim: Anlamları incelemekle yükümlü dil bilim alanı. İki farklı yaklaşım vardır: felsefi ve mantıksal ya da dil bilimsel) yapısını inşa eden şey açık şekilde olumsuzlamalar değil, karşıtlar olduğu görülür.  Bütün bunlardan dolayı mantık, bağımsız ve kendine nev’ine mahsus bir ilim olarak değil, anabilimin içinde olan bir disiplin olarak düşünülmektedir. Sözlük bilgisinin doğruluk işlevini zorunlu olarak içermelidir.

. Wittgenstein fenomenoloji üzerine konuşmayı, hem fenomenolojinin diğer felsefeciler tarafından özel bir terim haline getirilmiş olması hem de fenomenolojinin geri dönülmez biçimde, Kartezyen bir kavram haline gelmişken; gramerin psikolojik ya da Kartezyen bir fenomen değil sosyal bir kavram olması nedeniyle terk etmiştir. (Fenomenoloji ve Kartezyen Felsefe daha önce Karikatürlü Felsefe Notlarında açıklanmıştı).

. Mantık, olguların resimlerini içeren dil-oyunlarının kurallarından oluşur. Wittgwenstein, önermelerdeki ya da cümlelerdeki konu-yüklem ilişkisi çerçevesinde cümlelerin kazandığı anlamı dil -oyunları ailesinin sadece bir üyesi addeder. Wittgenstein, Tractatuc’ta dilin analizinin hem düşüncenin yapısını hem de ona eşlik eden gerçekliğin temel yapısını açığa çıkaracağından söz eder. Dili incelemenin felsefi faaliyetleri ilerletebileceği varsayımı, klasik analitik felsefenin varsayımıdır.   

. Bir dil biçimini onun doğruluk koşulluları açısından incelemez. O, hangi şartlar altında bu biçimin söyleme sokulduğunu ve böyle sunmanın hangi rol, hangi yarara sahip olduğunu sorar.    



. Tractatus Logico-Philosophicus’a göre dil, olguların ve bütün olarak da gerçekliğin resmiydi. Anlam da bu resmin kendisi, adın gösterdiği ‘’şey’’. Dil olguların mantıksal biçimini yansıtır. İkinci dönem düşüncesinde artık sözcüğün anlamı, onun kullanımı olarak anlaşılır; günlük dil esas alınır; ‘’dil oyunu’’ ‘’aile benzerlikleri’’ ‘’uzlaşım’’ ‘’yaşam biçimi’’ gibi terimler öne çıkar. Artık dil ile gerçeklik arasında bir uyum aranmaz; tersine böyle bir şey ‘’metafizik olarak’’ nitelenir. Philopsophical Investigations’da dillerin ne olduğunu sorgular.

 Bu bağlamda dilin farklı söylem biçimlerinin kendisine indirgenebileceği, tam ve kuşatıcı bir mantıksal özünün olduğu biçimdeki anlayışı, farklı söylem biçimlerinin bir otonomisinin olduğu ve bunları ancak kendi sınırları içinde bir anlayışa yerini terk etmiştir.  Tractatus’ta dilin anlamını ne olması gerektiğiyle ilgili kavranmış fikirleri dil üzerine empoze etmesi nedeniyle yanlışlık yaptığını farkına varmıştı. Anlam ile kullanım arasında bağlantı kurmuş ama ‘’dil-oyunları’’ndan bahsetmemişti. Dilin farklı söylem biçimlerinin kendisine indirgenebileceği sağlam, kuşatıcı bir mantıksal özü bulunduğu anlayışı, yerini farklı bir söylem biçimlerinin bir özerkliğinin bulunduğu düşüncesine bırakır. Bu farklı söylem biçimleri kendi sınırları arasında anlaşılır. 

. Anlam, bir hakikati bilmek değil, bir hakikate angaje olmak sorunudur.  Bir kimsenin bir sözcüğü anlamış olmasının, o sözcüğü nasıl kullanacağını ve dil içindeki rolünü anlamasıyla mümkün olacağını söyler.  Böylece anlamlar, dünya hakkındaki hakikatler olmaktan çıkar.

. Tek sözcükle-eğer ona bir eylem eşlik etmiyorsa ve eğer o bir buyruk değilse-bir dil-oyunu olmaz. Elbette bir dil oyununu birden çok sözcüklerin kullanılması kapsar. Bir aktivenin parçası. Bir hayat tarzı.

. Dil-oyununa örnekler: Emirler vermek ona uymak. Bir olayı bildirmek. Bir olaya ait spekülasyon yapmak. Oyun oynamak. Bir hikaye  yaratmak. Şarkı söylemek. Şaka yapmak. Bir aritmetik problemi çözmek. Sormak. Teşekkür etmek. Sövmek. Bir dili başka dile çevirmek. Bir olayı bildirmek.

Geç Çalışmaları: On Certainity (kesinlik üzerine) (aforizmalardan oluşmuştur), Remarks on Colour, Culture and Value (kültür ve değer), Remarks on the Foundation of Mathematics,  The Blue and  Brown Books.






Son Söz: Dünyayı zihinsel katagoriler içinde bölümlemek ve katagorize etmek yerine; ‘’olağanı olduğu gibi kabul etme’’’dir.  Bilgiyi üretmek yerine; anlamayı öne çıkaran tutumu. Dünyanın sınırları içinde kalarak dünyayı anlama çabası temel fikir olarak belirginleşir.  Dilin pratiğinde realitenin an ve durumla varlık kazanmasını betimler. İkinci aşamasındaki dil oyunları kuramıyla soyut ve sabit anlam sayıltısından (doğruluğu kanıtsız varsayılan önerme) uzaklaşırken, post yapısalcı ve post modernist düşünürler de farklı bir eleştiriden yola çıkarak dile bağlı anlama esneklik ve hareket kazandırmaktadırlar. Bu bağlamda dil gerçeklik algısını, analitik bağlama giren yönü ve sosyal bağlamda gerçeklenen yönüyle anlamın imal edilmesini irdelemektedir.

ETP-1 Neopozitivizm    Viyana Çevresi-1
ETP-2 Neopozitivizm   Viyana Çevresi-2
ETP-3 Neopozitivizm   Viyana Çevresi-3
ETP-4 Neopozitivizm  Ludwig Wittgenstein- 1 (hayatı)
ETP-5 Neopozitivizm Ludwig Wittgenstein- 2 (1. dönemi)
ETP-6 Neopozitivizm Ludwig Wittgenstein- 3 (2.dönemi)
ETP-7 Neopozitivizm Ludwig Wittgenstein- 4 (eserleri)

ETP-8 Neopozitivizm Kurt Gödel-1 (hayatı)
ETP-9 Neopozitivizm Kurt Gödel-2 (Viyana Çevresi)
ETP-10 Neopozitivizm  Rudolf Carnap-1
ETP-11 Neopozitivizm Rudolf Carnap-2
ETP -12 Neopozitivizm Rudolf Carnap-3 (metafizik, etik, psikoloji)
ETP-13 Neopozitivizm Olasılık Kavramı, Bilimde Teori ve Öngörü, Sayılar Sistemi, Ampirizm, Semantik Dil, Ontoloji
ETP-14 Neopozitivizm  Bertrand Russell

Kaynaklar:
 1.  Viyana Çevresi                 Hasanhan Taylan Erkıpçak (Almanca Aslından Çeviren)  (Pinhan Felsefe yayınları)
2.  Ludwig Wittgenstein                                   Edward Kanterman (Ketebe yayınları)
3    Wittgenstein Üzerine                                 Jaakko Hintitkka  (Sentez yayınları)
4.  Wittgenstein (Dil Yörüngesinde Felsefe)   Hüseyin Subhi Erdem   (Köprü kitap)
5.  Gödel'in Tamamlanmamışlık Kuramı          Rebecca Goldstein (Alfa kitap)
6.  Rudolf Carnap                                             Ercan Salgar (Otorite kitap)
7.  Felsefe ve Mantık Yazıları                           Teo Grünberg (cogito-YKY)
8.  Klasiklerle Felsefe                                       Nigel Warburton (Alfa felsefe)
9.  Mantıksal Atomculuk Felsefesi                    Bertrand Russell
10. existentialcomics                                        Karikatür ve İngilizce Metin



 



 
Paylaş:
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Sosyal Medyada Bizi Takip Edin!
E-Bülten Kayıt