×

Karikatürlü Felsefe Notları-6



Karikatürlü Felsefe Notları
Friedrich  Wilhem Nietzsche 
Student


Hazırlayan ve  Derleyen:  Erdemir Toykan
 


Friedrich  Wilhem Nietzsche Student  
(Resim ve İngilizce metin kaynak: existentialcomics)




Following:  Takip etme, sonra              
Orders: Emirler                                        
 Question: Soru, söz konusu
Ideas: Fikirler                                         
Reverberate: Yansımak, yansıtmak       
 Stupid: Aptal
Figure out: Çözmek, halletmk            
Obvious: Açıkça                                          
Dumb: Aptal, dilsiz
Fail:   Başarısız, kalmak                       
Meaning of  life:  Hayatın anlamı              
Worst: En kötü
Coward: Korkak                                   
Denier:   İnkarcı                                           
Follower: Taraftar, takipçi

(Kaynak: Vikipedi, 90 dakikada Nietzsche (Paul Strthern))
Friedrich Wilhem Nietzsche:
1844-1900. Lützen yakınlarındaki Röcken’de papazın oğlu olarak doğdu. Alman filolog, filozof, kültür eleştirmeni, şair ve besteci. Din, ahlak, modern kültür, felsefe ve bilim üzerine metafor, ironi ve aforizma dolu bir üslupla eleştirel yazılar yazmıştır. Nietzsche'nin kilit fikirlerini Apollon-Dionysos İkiliği, Perspektivizm, Güç İstenci, "Tanrının Ölümü", Üstinsan ve Bengi Dönüş oluşturur. Felsefesinin merkezini oluşturan şey, kişinin coşkun enerjisini sömüren her türlü öğretinin, toplumsal olarak ne kadar geçerli olursa olsun sorgulanarak "hayatın evetlenmesi"dir. Hakikatin değeri ve nesnelliği üzerine yürüttüğü kökten sorgulaması, geniş çaplı yorumların odağını oluşturur ve etkisi özellikle kıta felsefesi geleneğinde varoluşçuluk, postmodernizm ve  postyapısalcılık da dahil olmak üzere devam etmektedir.

Nietzsche, kariyerine felsefeye dönmeden önce klasik filolog (Yunan ve Roma metin eleştirmeni) olarak başladı. 25. yaşında Basel’de klasik filoloji profesörü oldu, bu yeri alan en genç kişi olarak atandı. 1879 yazında, hayatının büyük bölümünde kendisine dert olacak olan sağlık sorunları yüzünden istifa etti. 1889'da kırk dört yaşında zihinsel yetilerinin tamamının kaybıyla sonuçlanan bir çöküş yaşadı. Gençliğinde kaptığı frengi mikrobu olduğu tahmin edilen çılgınlığa gömüldü. Nietzsche, kalan yıllarını 1897'de ölümüne kadar annesinin, 1900'de kendi ölümüne kadar kız kardeşi Elisabeth Förster, Nietzsche'nin bakımında geçirdi.

The Truth About Friedrich Nietzsche And His 'Letters of Insanity'

Bakıcısı olarak kız kardeşi, Nietzsche'nin el yazmalarının idareciliğini ve editörlüğünü üstlendi. Förster-Nietzsche, tanınmış bir Alman milliyetçisi ve antiseminist olan Bernhard Förster ile evliydi ve Nietzsche'nin yayımlanmamış yazılarını, kocasının ideolojisine uyarlamak üzere, Nietzsche'nin belirttiği, antisemitizm ile milliyetçiliğe sert ve bariz biçimde karşı çıktığı görüşlerine genellikle ters düşecek biçimde tahrif ederek yeniden düzenledi. Förster-Nietzsche'nin yaptığı değişiklikler sebebiyle Nietzsche'nin adı, sonraları yirminci yüzyıl bilim insanları Nietzsche'nin fikirlerinin yanlış yorumlanmasına karşı harekete geçmiş olsalar da, Alman militarizmi ve Nazizm  ile birlikte anılır olmuştur.

Felsefeyi ortaçağ uykusundan uyandıran 17.yüzyılda ortaya çıkan Descartes oldu (cogito, ergo sum) (düşünüyorum, öyleyse varım). Descartes aynı zamanda Britanyalıları da uyandırmıştı (İngiliz Empiristler). 18. yüzyılın ortalarında Kant ’’dogmatik uykusundan’’ uyanarak çok kapsamlı akla dayanan felsefe geliştirdi. Hegel, bu filozofların arasında en gayretlisi oldu ve genel huzur ihtiyacına cevap verecek, dev yatağı bulutlardan oluşan bir yatak odası inşa etti. Kendisine başka bir yol çizen kişi ise Schopenhauer’dı. İşte bu esintiler genç Nietzsche’yi uyandırdı. Herkesi uzun bir süre uyanık tutan keskin felsefesini ilan etti. Schopenhauer’in pesismizmine (karamsallık) ihtiyaç duyuyordu ve kendi doğasına tamamen uymasa da onun dürüstlüğüne ve gücüne hayranlık duyuyordu.

Çağdaşları: Max Stirner, Rudolf Eucken, Arthur Schopenhauer, Schelling, Richard Wagner, Sören Kierkegaard, Sigmund Freud, Henri Bergson, Edmund Husserl, F.Engells.

Kitapları: İyinin ve Kötünün Ötesinde (1886), Ahlakın Soykütüğü (1887) (Soybilim, Hınç, Vicdan, Çilecilik), İşte Böyle Buyurdu Zerdüş, Güç İstenci, Deccal, Şen Bilim, Müziğin Ruhundan, İnsanca Pek İnsanca, Nietzsche Wagner’e Karşı, Ahlak Dışı Anlamda Doğruluk ve Yalan Üzerine, Tan Kızıllığı, Zamana Aykırı Düşünceler.
 
Sözlük: (İyinin ve Kötünün Ötesinde) (Ahlakın Söz Kütüğü Üzerine) (Kaynak: Klasiklerle Felsefe, Nigel Warburton)




Güç İstenci: Biz olan her şeyi hareket ettiren ve farkında olalım ya da olmayalım bütün eylemlerimizi eninde sonunda güdüleyen yaşam gücü. (Felsefesindeki en önemli düşüncedir. Yunanlıları harekete geçiren, güç ve iktidar elde etmeye yönelik bir çaba olduğunu fark eder. Tüm eylemlerimizin temel dürtüsü bu enerji kaynağından beslenir).

Öznelcilik: Hakikatin her zaman tikel bir birey için hakikat olduğu ve nesnelliğin hiçbir şekilde var olmadığı düşüncesi.

Perspektivizm: Hakikatin her zaman belirli bir perspektiften bakıldığında hakikat olduğu görüşü.
Çilecilik: Bir yaşam şekli olarak özüne inkar.

Hınç: Ezilenlein hissettiği özel bir kızgınlık türü. Ezilmelerine karşı koyma gücüne sahip olmayanların aldığı imgesel intikam.

Soybilim: Bir kavramı atalarını inceleyerek açıklama yöntemi.

Üstinsan: Ona göre Üstinsan, insanlığın da amacıdır. Üstinsan kavramıyla soylu bir insan eylemliliği kavramını yeniden kurmaya çalışır. İnsan, yalnızca maddi teselli peşindeyken üstinsan, yaşamını büyük eylemler uğruna harcamaya hazırdır.

Üstün olmak, isteyerek iyinin ve kötünün ötesinde durmaktır. Yine Nietzsche, kendisini üstinsanın habercisi olarak tanıtır ve kendini Zerdüşt ile özdeşleştirir. Irkçı lobi Nietzsche’nin üstinsanını aldı ve kendisine yorumladı. Önce antiseministler, işlerine gelen bölümlere atıfta bulundu. Düşüncelerinin gevşek bağı, ki Nietzsche’nin felsefi eylemi için bu tipik bir özellik, onun felaketinin sonu oldu. (Nietzche üstinsanını ‘’soyluluk’’ ve ‘’kan’’ gibi gevşek düşüncelerle birleştirmişti. Prototipi dayanılmaz derecede sıkıcı, ama tehlikeli ve psikosomatik semptomları olan Zedüş’üdür.)

Tanrı öldü. Tanrıdan geriye bir ölü kaldı. Ve onu öldüren biziz. Hâlâ gölgesi beliriyor uzaklarda. Kendimizi nasıl avutacağız, biz katillerin katilleri? Neydi bıçaklarımızın altında ölümüne kan döken, dünyanın sahip olmuş olduğu bu en kutsal ve en kudretli şey; bu kanı kim silecek üzerimizden? Hangi su var bizi temizleyecek? Hangi teselli şölenlerini, hangi kutsal oyunları icat etmek zorunda kalacağız? Fazla büyük değil mi bize bu davanın yüceliği? Buna layık olmak için birer tanrıya dönüşmeli değil miyiz?" (ET: Bazı yorumlarda Tanrı’nın ölümünü İsa’nın öldürülmesi olarak vurgulanır).

Bengi Dönüş:  (sonsuz dönüş, ebedi dönüş veya ebedi tekerrür) düşüncesi, zamanın döngüsel bir formda olduğu; olayların bu döngüsellikte sonsuza dek yinelenmiş olduğu, yinelendiği ve yineleneceği tezini içermektedir. Friedrich Nietzsche bu düşünceyi etik anlamda oluştaki yaratıcılığın, en yüksek yaşama gücünü elde etmenin, acıyla başa çıkmanın ve Üstinsan'ı meydana getirme aracı olarak geliştirmiştir. Ayrıca bengi dönüş, aktif nihilizmin(hiççilk) kendini gösterdiği güçlü sınıfın ön koşuludur. (Bizler şu anki varoluşumuz daima tekrar edecekmiş, ve bizler, yaşadığımız her anı sonsuza dek tekrar ve tekrar yaşamak zorunda olacakmış gibi yaşamalıyız. Söz konusu metafiziksel-ahlaksal bir fabl’dır)

Bütün felsefesinde, zayıfın zararına bile olsa gücü defalarca kullanır.


Köle ahlakı: Nietzsche’nin acıma, alçak gönüllülük, sabır, korku, büyük olan her şeye karşı güvensizlik gibi özellikler taşıyan yaşama tutumuna verdiği ad.

Efendi Ahlakı: Nietzsche’nin egemen, özgür, güçlü insana özgü olan ve yaşamla dolup taşma, hoşgörü, kendine güven, gurur, yüreksiz ve dar kafalı her şei küçük görme, acımanın, aldırışsızlık gibi özellikler taşıyan yaşama tutumuna verdiği ad.
 

Tragedya’nın Doğuşu kitabında Yunan kültürünün bu parlak ve alabildiğine özgün analizinde berrak, Apollon (ölçülü ve düzenli), klasik kanaatkarlığın karşısına karanlık, içgüdüsel ve Diyanisoscu (çoşkulu tıutku) güçleri diker.
Yunan Tragedyası bu iki unsurun kaynaşmasından ortaya çıkmış ve sonunda Sokrates’in sığ rasyonalizmi tarafından yok edilmiştir. Diyonisoscu boyutu daha sonraları Nietzsche’nin Felsefesi’nin esasını oluşturacaktı. Schopenhauer’in ‘’istemin budistçe yansıması’’ fikrine bağlı kalamazdı. Uygarlığın zayıflamasına neden olduğu düşündüğü Hıristiyanlık’a karşı diyonisostik olanı ileri sürdü. Hıristiyan hayırperverliğine, duyguların ve arzuların bastırlmasına karşı çıktı, duygularımızın oluşumuna daha uygun düştüğüne inandığı daha güçlü bir ahlakı savundu. Nietzsche’e göre Tanrı ölmüş ve Hıristiyanlık süreci sona ermişti.

Wagner’in megalomanlığı ve doruğa çıkardığı çöküşü Nietzche için dayanılmaz bir seviyeye ulaşmıştı. Kendisini Wagner’den kurtarmalıydı. ‘’İnsanca , Pek İnsanca ‘’ adı altında özdeyişlerini yayınladı. Bu özdeyişler Wagner’le arasındaki kopuşu kesinleştirmişti. Nietzsche’nin Fransız sanatını övüşü, psikolojik irdelemelerdeki keskin zekası, romantik hırsın maskesini düşürüşü ve olayların arasındaki gerçekleri kavrama konusundaki eşsiz yeteneneği Wagner’I aşıyordu. Bu dünyada transandantal bir tanrı veya şeytan, mutlak değerler veya tanrısal cezalar yoktu artık. Hıristiyanlıktaki ‘’köle ahlakı’’na saldırıya geçti. Bu arada Wagner Schopenhauer’e bağlılığın sonu ve Hıristiyan cemiyetine dönüşü anlamına gelen son eseri olan ‘’Parsifal’ üzerinde çalışıyordu. Söylentiye göre Nietzsche hayatı boyunca sadece tek bir insanı bütünüyle tanımış ve tanıdığı bu adam onu, çağının en büyük bir psikoloğu olmasını sağlayan Wagner’di. 

Böyle Buyurdu Zerdüşt kitabı: Uzun bir şiir ve dithyrambosca (Tanrı Diyonisops’a adanan methiye) olan bu kitapta üst insan ortaya çıkar. Bu şiir dayanılmaz bir süslülük ve ciddiyet içindedir. Tıpkı Dostoyevski ve Hess gibi bu kitabı ancak yirmi yaşın altındaysa okuyabilirsiniz. Bu eserin anlattıkları hayatı değiştiriyor. Eserdeki aptallıklar göze çarpıyor, ama geriye kalanlar insanı derin düşüncelere teşvik ediyor. Nierzsche’nin vaazını yaptığı şey, Hıristiyan değerlerinin çöküşüdür. Her insan Tanrısız dünyasında bulunduğu her eylemin tüm sorumluluklarını üstlenmelidir. Prangalara vurulmamış bir özgürlükte kendi değerlerini bulmalıdır. İster Tanrısal, ister başka doğa güçleri tarafından olsun bulunduğu eylemler için hiç bir ceza söz konusu değildir. Burada 20.yy insanının varoluşcu durumunu görüyordu. ‘’ İnsanlığın hedefi onun sonu değil, olsa olsa insanlığın en iyi örnekleri olabilir’’ 

Lou, Ree ve Nietzsche günümüzde düşünülmesi mümkün olmayan üçlü bir ilişkiye girerler. Bu trajik-komik aşk ilişkisini artık ayakta tutulamayacağını anlarlarlar ve ayrılırlar. Nietzsche deliye döner ‘’ Bu akşam delirinceye dek morfin çekeceğim’’ der. Kaynak: Vikipedi, 90 dakikada Nietzsche (Paul Strathern)
 
 
Paylaş:
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Sosyal Medyada Bizi Takip Edin!
E-Bülten Kayıt