×

İnsanlığın Küresel Salgın “Covid-19” a Karşı Ölüm-Kalım Mücadelesi


İnsanlığın Küresel Salgın “Covid-19” a Karşı Ölüm-Kalım Mücadelesi

Prof.Dr. Ali Kubilay Korkut


Dünyada ilk olarak aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve Covid-19 olarak adlandırılan virüse bağlı ilk ölüm Ocak ayında gerçekleşmiştir. Virüsün kısa sürede tüm kıtalara yayılması sonucu Dünya Sağlık Örgütü mart ayında pandemi ilan etmiştir. 

Bu virüsün bulaşma  yolu havaya yayılan damlacıkların solunum sistemine yerleşmeleri veya ele bulaşan damlacıkların ağza ve göze sürülmesi ile gerçekleşir. Diğer bilinen virüslerden farkı, çok kolay bulaşabiliyor ve bulaştıkları çoğu kişiyi enfekte ediyor olmasıdır. Virüsün hızlı yayılmasını sağlayan başka bir özelliği de, 14 güne uzayan kuluçka süresi boyunca hastalığı bulaştırıyor olmasıdır. Yani kuluçka süresi boyunca kişide hastalık belirtileri bulunmuyor, fakat kişi hastalık yayılıyor.

Ülkemizde hali hazırda resmi sayılara göre enfekte kişi ve günlük ölüm sayısı artmaktadır. Gerek kamu, gerek özel sektör sağlık kuruluşları sahip oldukları poliklinik, servis ve yoğun bakım kapasitelerinin önemli kısmını Covid-19 hastalarına ayırmış durumdadır. Ne var ki, dünyadaki diğer ülkelerin tecrübeleri şunu göstermiştir; virüsün bulaşma hızı azaltılmadığı taktirde tek başına sağlık sektörü hastalığın tedavisinde yetersiz kalmaktadır. Dolayısıyla ülkeler sosyal izolasyon, karantina, sokağa çıkma yasakları gibi önlemler alarak günlük hasta sayısı artışını durdurmaya çalışmaktadırlar. Ülkemizde de sosyal izolasyon derecesi kademeli olarak arttırılarak hastalığın bulaş hızı kontrol altına alınmaya çalışılmaktadır. 

Bulaş hızını azaltmak için kişilere düşen başlıca görevler diğer kişilerle aramızda 2 metre mesafe bırakmak, dış ortama çıkarken maske kullanmak, kapalı ortamlarda uzun süre bulunmamak, ellerimizi kirli kabul edip yüzümüze gözümüze sürmemek ve eve geldiğimizde sabunla en az 20 saniye süre ile yıkamak, kapalı odaları sık sık havalandırmaktır. 
Ülkeden ülkeye oranlar değişebilmekle beraber British Medical Journal’de nisan ayında yayınlanan makaleye göre enfekte olan 100 kişinin 80’i hastalığı hafif belirtilerle atlatmaktadır, yüzde 10’u hastanede servis odasında tedavi almaktadır, yüzde 10’unda hastalık daha ağır seyretmektedir ve yoğun bakımda solunum aygıtına bağlanmaktadır. Solunum aygıtına bağlanan kişilerin yarıya yakını hayatını kaybetmektedir. Bu oranlar kabaca fikir vermesi açısından verilmiştir, bölgeden bölgeye göre ve uygulanacak etkin tedavi yöntemleriyle değişkenlik gösterecektir. 

Virüsün başlangıç döneminde görülen en sık belirtileri ateş, halsizlik, kuru öksürük, baş ve eklem ağrıları, burun akıntısı, boğaz ağrısı, ishal, koku alamama ve denge kaybıdır. Bu aşamadaki hastalar evde ilaçla evde tedavi edilir. Eğer hastalık ilerleyip virüs akciğerlerde yerleşirse kişinin genel durumu bozulur, nefes almada güçlük ve balgamlı öksürük görülür. Bu aşamadaki hastaların hastanede yatarak tedavi görmeleri gereklidir. 

Virüs her yaştaki insanı enfekte edebilmektedir, fakat özellikle diyabet, kalp, kanser, böbrek gibi kronik hastalığı bulunanlarda, bağışıklık sistemi baskılayan tedavi alanlarda ve bağışıklık sistemi zayıflatan hastalığı olan kişilerde daha kötü sonuçlar göstermektedir. Bazen de hiçbir ek hastalığı olmayan küçük yaşta insanların da ölümüne sebep olabilmektedir. 

Hastalığa özgü aşı ve ilaç tedavisi henüz yoktur. Bilindiği gibi aşı, henüz hastalığa yakalanmamış kişilere koruma amaçlı uygulanır ve hastalığa karşı vücutta bağışıklık hücrelerinin oluşumunu sağlar. Covid-19 virüsüne karşı koruyucu aşı çalışmaları hızla devam etmektedir. Etkin aşının kullanılması ile ilgili öngörüler 6 ay ile 2 yıl arasında değişmektedir. Bulunacak aşının çok sayıda insana uygulanması, anlamlı düzeyde etkinliğinin tespit edilmesi ve olası ciddi bir yan etkisinin görülmemesi belli bir süreç alacaktır. Eğer zaman içinde, İnfluenza virüsünde olduğu gibi, Covid-19 virüsü de kılık değiştirirse aşının etkinliği azalacaktır.

 Covid-19 virüse karşı tedavi edici spesifik ilaç olmasa da, diğer virüs ve mikro-organizma enfeksiyonlarda uygulanan bazı ilaçların ve bazı tedavi yöntemlerinin faydalı olduğu görülmüştür. Virüse karşı etkili olan ilaçlar arasında sıtmaya ve diğer virüslere karşı kullanılan bazı ilaçlar rutin tedavi protokolüne girmiştir. Yine daha önceden başka hastalıkların tedavisinde kullanılan, hastalığı atlatıp koruyucu antikor oluşturmuş kişilerden alınan serumun uygulanması, kök hücre tedavileri, akciğer destek cihazları gibi farklı tedavi yöntemleri de uygulanmaktadır. Günümüzde rutin tedavi protokolünde kullanılan bu ilaç ve yöntemler zaman içinde değişiklik gösterebilir.

Hastalıkla karşı verilen bu amansız mücadele süresince hastane imkanlarının büyük ölçüde kullanılıyor olması diğer hasta takiplerinin ve bazı ameliyatların ertelenmesine sebep olmaktadır. Bu yoğunluk azalmaksızın aynı boyutta devam ettiği taktirde bir süre sonra diğer hastalarla ilgili hayati problemler karşımıza çıkacaktır. Sağlık hizmetlerinin aksamaması için Covid-19 hastalığının en kısa sürede kontrolü elzemdir. Bunu başarmanın tek yolu her bireyin üstüne düşen izolasyon kurallarını titizlikle uygulamasıdır. 

En kısa sürede sağlıklı günlere kavuşmak dileğiyle,

Prof.Dr. Ali Kubilay Korkut

Kalp ve Damar Cerrahı

Haliç Üniversitesi 

 
Paylaş:
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Sosyal Medyada Bizi Takip Edin!
E-Bülten Kayıt