×

Gözümüzün Önündeki Sorun: Işık Kirliliği



Gözümüzün Önündeki Sorun: Işık Kirliliği 

Dr. Bülent Aslan 
 
Bazen kendimizin, bazen başkalarının ama çoğunlukla da kamu yani hepimiz adına karar verenlerin sebep olduğu, kör göze parmak gözümüzün önünde duran kocaman bir sorun: ışık kirliliği. Maalesef duyduğumuzda çoğumuz –özellikle yetkililer/karar vericiler- ışığın da kirliliği mi olur? dediği için de ne sorunun farkına varıyor ne de önlem alıyoruz, çoğu zaman sadece sorunu büyütüyoruz! Sorunun büyüklüğünün anlaşılabilmesi ve çözüm üretilebilmesi için önce ışık kirliliğinin etkilerinin ne olduğunu anlamak gerekir. Bu nedenle biz de bu yazı dizisinde, ışık kirliliğinin ne olduğunu ve doğaya yani canlı hayata etkilerini kısa bölümler halinde anlatmaya çalışacağız. Ayrıca, bu kamusal kirlilik türünü önlemek ve yayılmasını engellemek için kamu politikalarının oluşturulmasının öneminden ve Türkiye’de yapılan ışık kirliliğini tespit ve engelleme çalışmalarından bahsedeceğiz. 

Bu yazı dizisi, “Işığın Kirli Yüzü: Işık Kirliliği” (Bülent Aslan, Ankara Dayanışma Akademisi, 2019) kitabından uyarlanarak ETP (Elektrik Tesisat Portalı) için oluşturulmuştur. Konu hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen ilgililer, kitaba www.isikkirliligi.org sitesinden erişim sağlayabilirler. Sağlıklı günler ve ışık kirliliğinden arındırılmış, bol yıldızlı geceler dileriz. İyi okumalar.

Işık Kirliliğine Genel Bakış

Tarihsel süreç içinde insanın gündüz ve geceyle kurduğu ilişki, onlara yüklediği anlam, yapay aydınlatmaların geri dönüşümsüz olarak hayatımıza girmesine, kontrolsüz şekilde kullanılmasına ve bugün de bizi ışık kirliliği konusunu konuşmaya kadar getiren sürece sebep olmuştur. Işık (ya da aydınlık) hemen hemen bütün zamanlarda ve kültürlerde güvenlik, güzellik, iyilik kavramlarıyla ilişkilendirilirken, gece ve karanlık ise korku, kötülük ve tehlike kavramlarıyla ilişkilendirilmiştir. Bunun sebebi de büyük olasılıkla karanlığın kendisinden ziyade gör(e)memeyle ve bunun tetiklediği içgüdüsel kaygı haliyle ilgilidir. Hâlbuki doğada gece çoğumuzun düşündüğü kadar karanlık değildir ve gözümüz de sandığımızdan daha hassas bir algılayıcıdır. 

Dünya üzerindeki canlı hayatın oluşumu/devamlılığı açısından ve insanlığı bugüne getiren medeniyet tarihi bakımından, korktuğumuz ve bu nedenle de yapay aydınlatmalarla kaybettiğimiz karanlığın kıymetini hatırlamamız gerekiyor. Dünya yerine Güneşi merkez alan evren modelini geliştiren Nikolas Kopernik (Nicalous Copernicus, 1473-1543), gözlemsel astronominin ve hatta modern fiziğin öncüsü olarak kabul edilen Galileo Galilei (1564-1642) karanlık gecede gördükleri yıldızlardan ve hareketlerinden etkilenmişlerdir. Vincent van Gogh, en bilinen eserlerinden biri olan “Yıldızlı Gece” isimli tablosunu kaldığı Saint-Paul Akıl Hastanesinin (Saint-Rémy, Fransa) penceresinden gördüğü yıldız dolu gökyüzüne bakarak yapmıştır. Kısacası biz insanlar bilim ve sanatı, evrenin bizde yarattığı ilhamla oluşturduk, geliştirdik. Evrene açılan bu kocaman pencereye bir perde çekilmiş olsaydı yani gecenin karanlığında gördüğümüz yıldızlar, gezegenler, samanyolu şeridi görünmez olsaydı, ne bu isimlerden ne de yaratılarından bahsedebilirdik. Bugün, yarattığımız bilim ve teknolojinin yanlış kullanımı nedeniyle dünyanın bu kocaman penceresine parlak bir perde çekmiş durumdayız. Yapay aydınlatma kaynaklarından çıkan ve atmosferde saçılan ışığın yarattığı bu perdenin etkisi nedeniyle, bugün dünya nüfusunun üçte birinden daha fazlası samanyolunun büyülü güzelliğini görememektedir. Yıldızları ve samanyolunu görmemize engel olan, geceleyin ışığın yanlış kullanılmasından kaynaklanan bu durum Işık Kirliliği olarak bilinir.
 

Uludağ’dan Samanyolu (Fotoğraf: Tunç Tezel, 2015).

Çok alışık olmadığımız bu iki kavramın (“ışık” ve “kirlilik”) birlikte anılmasını garipseyebilirsiniz. “Hava kirliliği” veya “su kirliliği” denildiğinde, “hava” veya “su”yun kendisinin kirlendiğini anlıyoruz/biliyoruz. Ancak “ışık kirliliği” denildiğinde, yanlış anlamaya sebep olmamak adına kirlenenin “ışık” olmadığını belirtmekte fayda var; ışık kirlenemez! Genel olarak “kirlilik” diye tanımladığımız durumları düşünürsek, normalde olmasını istemediğimiz yerde bulunan ve oraya ait olmayan unsurlar akla gelir; bu anlamda ışık kirliliği, ışığın olmaması gereken yerde bulunması durumudur yani ortamın doğal ışık miktarının yapay ışık (insan yapımı aydınlatma) kullanılarak ihtiyacın ötesinde değiştirilmesidir. Yani ışık kirliliği, iyi aydınlatmayı ve karanlığı kirletir. İyi ve kaliteli bir aydınlatma tesisatında ışık, aydınlatılmak istenen yerlere ihtiyaca uygun miktarda gönderilmelidir. Kullanılmayan alanların aydınlatılması ya da ihtiyaç duyulan yerde gereğinden fazla aydınlatma yaratılması öncelikle enerjinin boşa harcanması anlamına gelir. Yetersiz aydınlatmalar emniyet ve konfor açısından tehlike yarattığı gibi, yanlış yönlendirilmiş aşırı aydınlatmalar da gözde kamaşmaya sebep vererek görüş koşullarını bozabilir. Ayrıca dış aydınlatma tesisatlarında özellikle ışığın üst yarı uzaya gitmesine izin veren tasarımlar nedeniyle atmosferdeki molekül ve tozlar tarafından saçılan ışıklar gökyüzünün doğal fon parlaklığını bozar. Etkilerinden sonraki bölümlerde ayrıntılı olarak bahsedeceğimiz bu yanlış uygulamalar ışık kirliliğine sebep olmaktadır. Bu anlamda ışık kirliliği, ışığın yanlış yerde, yanlış miktarda, yanlış yönde ve yanlış zamanda kullanılmasıdır. Birinci sanayi devrimiyle hayatımıza geri dönüşümsüz olarak giren ve modern hayatın vazgeçilmezi olarak dış alanda kullanılan yapay aydınlatmaların hepsi potansiyel ışık kirliliği kaynaklarıdır: Bina ve sokak aydınlatmaları, fabrika ve ticari mülkiyet alanlarındaki aydınlatmalar, reklam panolarında kullanılan aydınlatmaları ve aklınıza gelen diğerleri.

Zaman içinde ışık kullanımı, temel amacının (görmek, güvenli ortam yaratmak) dışına çıkarak gerçek anlamda işlevsel bir amacı olmayan, hatta gereksiz denilebilecek (reklam panoları, ışıklı tabelalar, bina ve yapıların dış yüzey aydınlatmaları gibi) kullanımları sürekli olarak artmıştır. Işığın kullanımında yapılan yanlışlıkların ve amaç dışı kullanımların neden olduğu ışık kirliliği çeşitleri şöyle sıralanabilir:

Aşırı aydınlatma ve ışık karmaşası: Işığın istismar edilmesi diye özetlenebilecek bu ışık kirliliği türü, ihtiyaçtan daha fazla kullanılan ışık ile parlak ve karışık ışık gruplarını işaret eder. Aydınlatmanın çok yapıldığı kentsel alanlarda en çok karşılaşılan ışık kirliliği çeşididir. Aşırı aydınlatma ya da ışığın aşırı kullanımı, sadece gerekenden daha yüksek seviyede ışık kullanımı olarak algılanmamalıdır. Şiddeti düşük bile olsa ışığın ihtiyaç duyulmayan yerdeki varlığı veya gereksinim olmayan bir zaman diliminde kullanılması da ışık kirliliğidir. Apartmanların bahçelerinde, parklarda, otoparklarda gece boyunca yanan lambalar ve hatta belli bir saatten sonra yanmaya devam eden sokak aydınlatmalarının hepsi ışığın aşırı kullanımına örnek olarak sayılabilir.  Ayrıca aynı yerde bulunan sokak lambaları, ışıklı reklam panoları ve tabelalar, farklı türde ve şiddette aydınlatma kullandıkları için bir ışık karmaşası yaratan bu ışık grupları, kişilerde kafa karışıklığına ve dikkat dağılmasına sebep olur. Özellikle, karayollarında karşımıza çıkan kötü tasarlanmış yol aydınlatmalarıyla birlikte çok parlak reklam tabelaları (bilhassa yanıp sönen ve değişken olanlar) sürücülerin kaza yapma riskini de arttırmaktadır. 
 
  
Aşırı aydınlatma ve ışık karmaşası.
 
Işık ihlali: Işığın olması gereken yerin dışındaki alanları aydınlatması ve istenmeyen şekilde özel yaşam alanlarına girmesi durumudur. En yaygın, sokak aydınlatma direklerinden çıkan ışıkların evlerin pencerelerinden içeri girmesi olarak karşımıza çıkar ki buna bazen ışık tecavüzü de denir. Sorumluluğun bakanlık, belediye ve elektrik dağıtım şirketleri gibi kurum ve kuruluşlarda olduğu bu kamu alanı aydınlatmalarında kişilerin, evlerine istemedikleri halde giren bu ışıklar üzerinde kontrolleri yoktur. Apartman ve site bahçelerinde kullanılan perdesiz veya yanlış yönlendirilmiş aydınlatmalar ile özellikle son yıllarda artan bina yüzey aydınlatmaları da hem o bina sakinleri hem de yakın binalarda yaşayanlar için ışık ihlali yapmaktadır. 

 
Işık ihlali.

Göz kamaşması: Korumasız veya yanlış biçimde perdeleme yapılmış bir kaynaktan çıkan ve doğrudan göze gelerek rahatsızlığa neden olan aşırı parlaklık durumudur. Yüksek parlama seviyeleri görünürlüğü azalttığı gibi parlamanın miktarına bağlı olarak rahatsız edici kamaşmaya ya da geçici körlüğe neden olabilir. Parlayan ışığın etkisiyle artan kontrast ve göz içindeki ışık saçılması, gözün ışık kaynağının dışındaki yerlerden gelen daha düşük şiddetteki ışığı algılamasını engeller. Bu durum hem bir halk sağlığı sorunu hem de güvensiz bir ortam yaratır. 

 
Göz kamaşmasına neden olan lamba.

Gök parlaması: Gökyüzüne kaçan ve atmosferden geri yansıyan şehir ışıkları yapay gök parlamasına (ışımasına) neden olur. Şehirlerde Samanyolu’nun ve hatta yıldızların görünmemesinin sebebi olan gök parlaması, gece uzaktan bakıldığında yerleşim alanlarının üzerinde ışıktan bir kubbe şeklinde görünür. Yanlış kullanım nedeniyle doğrudan gökyüzüne yönelen ışık, atmosferdeki gaz moleküllerine, toz parçacıklarına ve bulutlara çarparak her yöne doğru saçılır ve atmosferin fon parlaklığını arttırır. Aslında bunun bir kısmı doğrudan değil, ışığın yer yüzeyinden ve nesnelerden gökyüzüne yansıması sonucunda gerçekleşmektedir; ancak bu oran, kar örtüsü hariç, genelde %15’in altındadır. Işık, temiz atmosfer koşullarında deniz seviyesindeki bir yerden başucu doğrultusunda %20 – %30 oranında soğrulur ya da saçılır, geri kalanı ise zararsız bir şekilde uzaya kaçar. Aynı ışık demeti, ufuktan 5 derece yukarıya doğru olacak şekilde hareket ettiğinde ise atmosfer içinde daha uzun mesafe gitmek zorunda kaldığından %90 mertebesinde soğrulur ya da saçılır. Böylece, etkisi çok daha geniş bir alana yayılarak üç ya da dört kat daha fazla ışık kirliliğine sebep verir. 

 
Gök parlaması. Sağ taraftaki fotoğrafta, farklı türdeki aydınlatmaların neden olduğu iki ayrı renkte parlama görülmektedir.

Bir sonraki yazımızda ışık kirliliği göstergelerinden, iyi ve kötü aydınlatma örneklerinden bahsedeceğiz. 
Paylaş:
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Sosyal Medyada Bizi Takip Edin!
E-Bülten Kayıt