×

Endüstriyel Yangınlar ve Patlamalar 2020 Yılı Raporu Bölüm-1



Endüstriyel  Yangınlar  ve Patlamalar 2020 Yılı Raporu 
Bölüm-1


TMMOB Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 


GİRİŞ

Bilimin ve teknolojinin gelişmesine paralel olarak endüstriyel tesislerin kullanımını arttırdığıkimyasallar ve kimyasal işlemler, bir yandan üretim süreçlerini ve hayatı kolaylaştırırken, diğer yandan da denetlenmeden, önlem alınmadan ve uygunsuz kullanımları halinde, hem insan, hem de çevre için risk teşkil edebilmektedir.

Kimyasal maddeler, tüketici mallarının yanı sıra, tarım, imalat, inşaat ve hizmet sektörlerinin de önemli hammaddeleridir. Bu maddelerin taşınması, depolanması, üretimi, kullanımı ve bertarafı sırasında oluşabilecek bir aksaklık sonucu meydana gelebilecek kazalar, ağır tahribata yol açma
potansiyeline sahiptir.

Tehlikeli kimyasallar patlayıcı, oksitleyici, çok kolay alevlenir, kolay alevlenir, alevlenir, toksik, çok toksik, zararlı, aşındırıcı, tahriş edici, hassaslaştırıcı, kanserojen, mutajen, üreme için toksik ve çevre için tehlikeli özelliklerden bir veya birkaçına sahip madde ve/veya karışımları kapsamaktadır. Tehlikeli kimyasallar sadece bu maddeleri doğrudan kullanan kişi ya da işletmeleri değil, olası endüstriyel kazalar sırasında, kitleleri, çevreyi ve doğal yaşamı etkileyebilecek potansiyele sahiptir. Yaşanan kazalar işçilerde ve/veya bölge sakinlerinde can kayıplarına, yaralanmalara, hastalıklara (hatta uzun vadede kronik hastalıklara da yol açma potansiyeli olabilir) sebep olmakta; havayı, suyu, toprağı, hayvanları, kısacası doğayı olumsuz etkilemekte ve doğaya zarar vermektedir. Endüstriyel kazalar, genellikle yangın, patlama ve kimyasal yayılım şeklinde meydana gelmektedir.

Yanma, oksijen ile yanıcı maddenin belli bir orandaki karışımının tutuşturma kaynağı ile birleşmesi sonucu oluşan kimyasal tepkimedir. Patlama ise yanıcı maddenin tamamının veya büyük bir kısmının hızla yanması sonucu bir şok dalgası oluşturan kimyasal reaksiyon olarak tanımlanır.

 
Yanıcı maddeler, gaz, buhar, sis veya toz şeklinde olabilir. Patlamalar kimyasal olduğu gibi, fiziksel nedenlerle de olabilmektedir. Bu tür patlamalar genellikle basınç artışı sonucu gerçekleşmektedir. Yangın sonucunda patlamalar gerçekleşebildiği gibi, patlamaların sonucunda da yangınlar tetiklenebilmektedir. Ayrıca yanma tepkimesi sonucu ortaya çıkan gazlar boğucu, zehirleyici vb. olumsuz etkiler yaratabilmektedir.

Yangınlar ve patlamalar önüne geçilemez olaylar değildir. Uzman kişilerin varlığı ve bilimsel ve teknolojik kökenli yangın, proses ve iş güvenliği tedbirleri ile endüstriyel yangın ve patlamaları birçoğu önlenebilir ve insana/çevreye olan etkileri azaltılabilir. Her endüstriyel tesisin yangın ve patlama riski farklıdır; ancak havadaki oksijen oranının yeterli seviyelerde olduğu ve yanıcı/patlayıcı
malzemelerin bulunduğu tesislerde yangın potansiyelinin yüksek olduğunun kabul edilmesi, yangın güvenliğinin ilk adımı olmalıdır. Yangın ve patlama güvenliğinin sağlanmasında ilk adım, yanıcı malzemelerin ve tutuşturma kaynaklarının kontrollü kullanılmasıdır. Yanıcı malzemelerin depolanması sırasında temel kurallara uyulmaması, açık alev vb. işlerde, iş izni sisteminin olmaması veya etkin olarak kullanılmaması gibi faktörler, endüstriyel yangın ve patlamaların en önemli sebeplerindendir.

Amerika’nın Ulusal Yangından Korunma Kurumu’na (National Fire Protection Association) göre, endüstriyel yangınların beş temel sebebi vardır. Bu sebepler, yanıcı tozlar, sıcak işler, yanıcı sıvılar ve gazlar, hatalı ekipman ve makineler, elektriksel tehlikeler olarak belirlenmiştir. Belirtilen bu sebepler değerlendirildiğinde, toz patlamaları ve yanıcı sıvı / gazlar için, koruyucu uygulamaların önemi anlaşılmaktadır. Elektriksel tehlikelerin nedenleri ise, zarar görmüş kablolar, aşırı yüklenmiş priz veya devreler, aşırı uzun ve eklemeli uzatma kabloları, statik boşalma olarak sınıflandırılır.Ülkemizde çıkan yangınlarda da, bu beş temel sebebi sıklıkla görmekteyiz.

Son dönemde ekonomik kriz koşullarının da etkisiyle, endüstriyel yangınları firmaların sigorta şirketlerinden para alabilmek için bilinçli olarak çıkardıkları kamuoyunda sıkça dile getirilmektedir. Söz konusu iddianın günümüzde ve hatta geçmişte hiç gerçekleşmediğini söylemek doğru olmaz; ancak, endüstriyel yangınların çoğunu bu şekilde yorumlamak da sağlıklı bir bakış açısı değildir. Yangınların bilinçli çıkarıldığı iddiası, her yangın için özel olarak kanıtlanmaya muhtaçtır. Endüstriyel yangın, patlama ve diğer büyük endüstriyel kazaların en büyük sebebinin, proses ve iş güvenliği tedbirlerinin yeterli olmaması olduğu unutulmamalıdır.

ÇALIŞMANIN YÖNTEMİ

2020 Yılı Endüstriyel Yangın ve Patlamalar Raporu hazırlanırken, önceki yıllardaki raporlardakinden daha fazla veri kaynağı kullanılmasına özen gösterildi. Basında çıkan haberlerin taranması sırasında, ulusal ve yerel basına düşen hiçbir haberi atlamamak için uğraş verildi.

Basının haricinde, bilgi edinme kanunu kapsamında, çeşitli devlet kurumlarından yangın ve patlamalar konusunda bilgi talep edildi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) yapılanbaşvuruda ülke genelinde yıl içerisinde yaşanan endüstriyel yangın ve patlama bilgilerinin ilgilikurumlardan istenilmesi talep edildi.

Tüm il belediyelerinin İtfaiye Daire Başkanlıkları’na bilgi edinme kanunu kapsamında e-posta veya CİMER aracılığı ile yazı yazılarak, 2020 yılı içerisinde kendi illerinde yaşanan endüstriyel yangın ve  ve patlamalar ile ilgili bilgileri iletmeleri talep edildi. Resmi kurumların yanı sıra, birçok sigorta şirketinden de e-posta aracılığı ile 2020 yılı içerisinde tespit ettikleri endüstriyel yangın ve patlamalar ile ilgili veriler talep edildi. Yazı yazılan birçok sigorta şirketinden tarafımıza dönüş olmamış veya bilgilerin gizli olduğu ve bu nedenle paylaşım yapılamayacağı bildirilmiştir.

2020 Yılı Endüstriyel Yangın ve Patlamalar Raporu’nun hazırlık aşamasında bilgi paylaşımı yapan kurumlar Tablo 2’de belirtilmiş olup, veri tabanlarında olan bilgileri bizlerle paylaşan kurumlara katkılarından dolayı teşekkür ederiz. Bilgi talep edilen diğer il belediyeleri ve kurumlardan ise, raporun yayınlandığı tarihe kadar herhangi bir bilgi aktarımı olmamıştır.

Sigorta şirketlerinden gelen yangın ve patlama verilerini incelediğimizde, ihbarı yapan kurumlar, makine hasarı, poliçe yenilenmesi vb. zararları da sehven yangın olarak yazmış; “ramak kala” olarak niteleyebileceğimiz, ancak endüstriyel yangın ya da patlamaya dahil edemeyeceğimiz veriler de bulunmaktaydı. Toplanan tüm veriler büyük bir titizlikle incelendikten sonra, uygun görülenler rapora dahil edilmiştir. Bu kapsamda, Aksaray Belediyesi, Çankırı Belediyesi, Türkiye Sigorta, Groupama Sigorta, Dubai Sigorta isimli kurumlardan gelen veriler çalışmamızın temelini oluşturan veri tabanıyla örtüşmemiş ve uyarlamaya ihtiyaç duyulmuştur. Sonraki yıllarda da iletişim halinde kalacağımızı belirtir, değerli paylaşımları için kendilerine teşekkür ederiz.

Endüstriyel yangın ve patlamaların tutuşturma kaynaklarını ve oluş biçimlerini belirlerken kullandığımız terminoloji aşağıdadır:

Açık Alev: Kaynak, şaloma vb. işlemlerde alevin yanıcı maddeleri tutuşturması

Aşırı Isınma: Malzemelerin kendi kendine tutuşma sıcaklığını geçmesi

Bakım-Onarım: Bakım ve onarım işlemleri sırasında gerekli tedbirlerin alınmaması

Dışarıdan Sirayet Etme: Tesisin dışında çıkan yangınların tesise sirayet etmesi

Mekanik Kıvılcım: Çeşitli makine ve aletlerin çalışması esnasında oluşan kıvılcımın yanıcı maddeleri
tutuşturması

Elektriksel Kıvılcım: Elektrik tesisatında ve elektrikli aletlerden çıkan kıvılcımın yanıcı maddeleri
tutuşturması

Elektrik Tesisatında Arıza: Elektrik tesisatındaki kusurlar

Elektrikli Cihazlarda Arıza: Elektrikli aletlerdeki kusurlar

Kaçak/Sızıntı: Tank veya borulardaki yanıcı sıvıların kaçak sebebiyle dışarıya sızması

Kaynak/Kesme: Kaynak ve kesme işlemlerinin uygun yapılmaması

Yıldırım: Tesise yıldırım düşmesi

Sabotaj: Kişi veya kişilerce kasıtlı olarak yangın çıkarılması

Sigara Kullanımı: Uygun olmayan yerlerde sigara içilmesi veya izmaritlerin uygun olmayan yerlere
atılması

Kimyasal Tepkime: İki farklı kimyasalın istek dışı veya istenilen ortam dışında tepkimeye girmesi


2020 YILI VERİLERİNİN YORUMLANMASI VE 2018- 2019 YILLARI İLE KARŞILAŞTIRILMASI

2020 yılında, Türkiye’de en az 493 endüstriyel yangın ve patlama gerçekleşmiştir. Bu olayların 441’i endüstriyel yangın, 52 tanesi ise endüstriyel patlamadır. Bu endüstriyel yangın ve patlamalarda en az 29 işçi hayatını kaybetmiş, 239 işçi yaralanmıştır. Yüzlerce kişi ise yangından sonra ortaya çıkan boğucu ve zehirleyici gazlardan etkilendiği için tedavi görmüştür. Değerlendirme yapılırken, sadece hastanede tedavi altına alınan kişiler yaralı olarak kabul edilmiştir. Mesai saatleri dışında yaşanan olaylar, bilançonun çok daha ağır olmasını yine engellemiştir.

Grafik 1’de görüldüğü üzere, 2020 yılı içerisinde yaşanan endüstriyel yangın ve patlamaları önceki yıllara göre karşılaştırdığımızda; yaralanan işçilerin sayısında ciddi bir artış olmuştur (Temmuz ayında Sakarya’da yaşanan patlamanın çok büyük etkisi olup, raporun devamında bu konuya ayrıca değinilecektir). Ölü sayısı da yaşanan yangın ve patlamaların ciddiyetini ortaya koymaktadır.




2018 yılında, en az 436, 2019 yılında ise en az 541 endüstriyel yangın ve patlama gerçekleşmişti (Grafik 2). Bilgi kaynaklarımızın artışı ve yangın ve patlama sayılarının zamanla değişmesinden dolayı, raporların hazırlanması sırasında, güvenilir bir yorum yapmayı güçleştirmektedir. Bu sebeple, 2017 yılı yangın ve patlama raporumuzun verileri, bu yılın raporuna dahil edilmemiştir. Karşılaştırmalarımız 2018-2019-2020 yıllarını kapsamaktadır.



2018, 2019 ve 2020 yıllarında yaşanan endüstriyel yangın ve patlama vakalarının sektörel bazda sayıları, karşılaştırmalı olarak Grafik 3’te görülmektedir.




Grafik 4’te gösterilen endüstriyel yangın ve patlamaların aylara göre dağılımı incelendiğinde, COVID-19 salgınından dolayı endüstride görülen yavaşlama ile yaşanan kaza sayıları arasında paralellik görülmektedir. 2018-2019 yıllarındaki kazalara genel olarak baktığımızda, vakaların Mayıs-Eylül aylarında arttığı gözlemlenirken,2020’de üretim sıklığı dönemsel olarak değiştiği için,yasakların kalkmasıyla birlikte vakalarda temmuz ayı itibariyle artış görülmektedir.




Endüstriyel yangın ve patlamaların çoğunlukla hangi günlerde gerçekleştiği incelendiğinde, hafta içi günlerinde vaka sayılarının birbiriyle yakın değerlerde olduğu görülmektedir. Bu durumun yanı sıra, hafta tatili olan cumartesi ve pazar günleri yaşanan yangın ve patlamalar incelendiğinde, normal çalışma günlerine göre büyük bir farkın olmadığı görülmektedir. (Grafik 5).








Grafik 6 ve Grafik 7’de 2020 yılında yaşanan endüstriyel yangın ve patlamaların sektörlere göre sayıları ve yüzdesel dağılımları görülmektedir. Endüstriyel yangın ve patlamaların sektörel dağılımına bakıldığında; metal, tekstil, ağaç, kağıt, mobilya, kauçuk ve plastik sektörlerinde
yoğunluk görülmektedir. Tüm yangın ve patlamaların en az %65’i, bu dört sektörde gerçekleşmiştir. Endüstriyel yangın ve patlamaların yaklaşık %9 ’unun ise, sektörü tespit edilememiştir. Geçtiğimiz senelere göre bu sayının azalmasının ana kaynağı, sigorta şirketleri tarafından paylaşılan verilerde
sektörel ayrımların da yapılıyor olmasıdır.

Tespit edilen yangın ve patlamaların 111 tanesi ağaç, kağıt, mobilya (%23), 90 tanesi tekstil (% 18), 69 tanesi metal (% 14), 63 tanesi gıda (%13) ve 51 tanesi kauçuk ve plastik (% 10) sektörlerinde faaliyet gösteren endüstriyel tesislerde gerçekleşmiştir.

2018, 2019 ve 2020 yılları boyunca endüstriyel yangın ve patlamalarda öne çıkan sektörler değişmemiştir. En çok endüstriyel yangın ve patlama olan sektör 2018 yılında tekstil, 2019 yılında metal olurken, 2020 yılında ise ağaç, kağıt, mobilya olmuştur (Grafik 3). Bu konuda ayrıntılı bir karşılaştırmayı daha sağlıklı yapabilmek için, sektörü tespit edilemeyen yangın ve patlamaları çıkarıp, geriye kalan yangın ve patlamalardaki yüzdesel dağılıma bakmamız gerekmektedir.

Tekstil sektörü, 2018 yılında sektörü tespit edilen yangın ve patlamaların %27’sini, 2019 yılında %13’ünü, 2020 yılında ise %18’ini oluşturmaktadır. Metal sektörü ise 2018, 2019 ve 2020 yıllarında sırasıyla %18’ini, %16’sını, %14’ünü oluşturmaktadır. Ağaç, Mobilya ve Kâğıt sektörüne
bakıldığında ise, sürekli bir artış eğilimi mevcut olup, 2020 yılı için %23 ‘lük bir oran ile en çok yangın ve patlamanın yaşandığı sektör olmuştur.

Endüstriyel yangın ve patlamalar, tesis türüne göre incelendiğinde, mobilya imalathaneleri 47 adet yangın ve patlama ile en fazla vakanın görüldüğü tesis türüdür. Bu tesislerde yanıcı maddelerin çokluğu ve üretim sırasında yanıcı nitelikteki tozların ortaya çıkışı, bu tesislerdeki yangın tedbirlerinin daha özenle yapılmasını zorunlu kılmaktadır.

Endüstriyel yangın ve patlamalar incelendiğinde, sektöründen bağımsız olarak geri dönüşüm ve atık bertaraf tesisleri, yangınların en sık görüldüğü tesis türlerinden biridir. 2020 yılı içerisinde atıkların çeşitli amaçlarla toplandığı tesislerde 33 yangın tespit edilmiştir. Bu tesislerde düzensiz istiflemenin yaygın olması, kağıt, karton, plastik vb. yanıcı maddelerin çoğunlukta olması gibi sebepler, yangın ve patlamaları arttırmaktadır. Atık ve geri dönüşüm tesislerinde denetimler mutlaka arttırılmalıdır.

Endüstriyel yangın ve patlamaların tesis içerisinde gerçekleştiği bölümler incelendiğinde ise, bölümü tespit edilen 143 adet yangın ve patlamanın yarısından fazlasının, depolamanın yapıldığı, depo ve silo bölümlerinde gerçekleştiği görülmektedir (77 adet). Depolama, yangın güvenliği için özel tedbirler gerektiren bir alandır. Bu durum, özellikle, yanıcı malzemelerin depolanması konusu üzerinde daha fazla?? durulması gerekliliğini ortaya koymaktadır.


Grafik 8’de gösterilen, 2020 yılında gerçekleşen endüstriyel yangın ve patlamaların illere göre dağılımları incelendiğinde ise, en çok vakanın, beklenildiği üzere, sanayinin yoğun olduğu bölgelerde yaşandığı görülmektedir.

Grafik 9’da gösterilen bölgesel dağılımlar incelendiğinde ise, Marmara Bölgesi’ndeki yangın ve patlamalar, toplamın yaklaşık olarak %48 ’ini, Akdeniz ve Ege Bölgeleri toplamı ise yaklaşık %25’ini kapsamaktadır. Bu bölgelerde alınan önlemler, yapılan çalışmalar ve denetimler özellikle arttırılmalıdır.


Endüstriyel yangın ve patlamaların en çok gerçekleştiği il olan İstanbul’da yangın ve patlamaların ilçelere dağılımına bakıldığında, özellikle kimya sanayinin yoğun olduğu Tuzla, ve sanayi sitelerinin yoğun olarak bulunduğu Esenyurt’un diğer ilçelere göre ön plana çıktığı görülmektedir. Bu iki ilçeyi, yine sanayinin yoğun olduğu Zeytinburnu, Başakşehir ve Ümraniye takip etmektedir. Grafik 10‘daki Pareto diyagramı üzerinden inceleme yaptığımızda; Tuzla, Esenyurt, Zeytinburnu, Başakşehir ve Ümraniye ilçelerinde çıkan yangın ve patlama sayısı, İstanbul‘daki toplam yangın ve patlama sayısının %50‘den fazlasını oluşturmaktadır. Bu ilçelerde sanayi tesisleri ve diğer fabrikaların yaşam alanlarından tam anlamıyla soyutlandığı söylenemez. Bu durum, endüstriyel yangın ve patlamaları toplumsal bir sorun haline dönüştürmektedir. 2018 ve 2019 yıllarına bakıldığında da, önceki raporlarımızda belirttiğimiz üzere, İstanbul’daki endüstriyel yangın ve patlamaların, yine aynı ilçelerde yoğunlaştığı görülmektedir.




Bu raporda yer alan endüstriyel yangın ve patlamalardan sadece %14’ünün, tutuşturma kaynağı tespit edilmiştir. Bu durumun yangın ve patlamalar hakkında basına ayrıntılı bilgi verilmemesinden kaynaklanmaktadır. Tutuşturma kaynağı tespit edilen yangın ve patlamalarda, elektriksel kıvılcım kaynaklı olanlar ön plana çıkmaktadır. Elektrik tesisatlarının periyodik bakım ve kontrollerinin yapılmaması, elektrikli çalışmalarda iş güvenliği kurallarının ihlal edilmesi, elektrik kaynaklı yangınların artmasına sebep olmaktadır. Mekanik kıvılcım ve aşırı ısınma kaynaklı olanlar kazalar elektriksel kıvılcım kaynaklı yangın ve patlamaları takip etmektedir.


Mekanik kıvılcım kaynaklı yangın ve patlamaların önüne geçebilmek için, mekanik kıvılcım kaynağı olduğu bilinen ekipmanların çalışmaları sırasında özel tedbirler alınmalı ve iş izni sistemi uygulanmalıdır. Açık alev kaynaklı yangınlar için de aynı durum geçerlidir. Aşırı ısınma kaynaklı yangın ve patlamaların ise, genellikle havalandırma bacalarının içindeki kurumun ısınmasıyla ortaya çıktığı görülmektedir.

2020 yılında tespit edilen endüstriyel yangın ve patlamalardan yaklaşık %15’inin oluş biçimi tespit edilmiştir (Grafik 12). Oluş biçimi tespit edilen yangın ve patlamalarda, elektrik tesisatında arıza, dışarıdan sirayet etme ve kapalı alan çalışmaları gibi nedenler ön plana çıkmaktadır.


Yanıcı ve parlayıcı maddelerin bulunduğu endüstriyel alanlarda sigara kullanımı, ateşli çalışma yapılması (kaynak, spiral kesme-taşlama vb.) firmaların oldukça dikkat etmesi gereken konulardır. Firmaların bir kısmı, çalışanların fazla mola vermemesi vb. sebeplerle, çalışırken sigara kullanımına izin verebiliyor veya zaman zaman göz yumabiliyor. Sigara kullanımının yasaklanmasının yanı sıra, çalışanların sürekli kontrolü de göz ardı edilmemesi gereken önemli bir konudur. Ateşli çalışmalar yapılacaksa, gerekli önlemler (yanıcıların uzaklaştırılması, gaz ölçümü vb.) alındıktan sonra, kontrollü şekilde yaptırılmalıdır.

Basında, meydana gelen endüstriyel yangınların çoğunun sabotaj sonucu çıktığına dair haberler sık sık görülmektedir. Özellikle ekonomik kriz koşullarında, işverenlerin sigortadan para almak amacıyla, kasıtlı olarak yangın çıkardığı iddiası yaygındır. Bu durumun zaman zaman gerçekleştiği doğrudur, ancak kesin bilgiler olmadığı sürece yangınların sabotaj olduğunu söylemek gerçek dışı olacaktır. 2019 yılındaki endüstriyel yangınlar içinde sadece 5 tanesinin sabotaj olduğunu tespit edebildik. Bu sayı, tespit edilemeyenler ile birkaç katına çıkacak olsa da, yangınların çoğunluğunu oluşturmayacağı muhakkaktır.

Endüstriyel yangın ve patlamalarda, yangın, patlama, proses ve iş güvenliği tedbirlerinin yetersiz olması, açık ara en önemli sebeptir. Bunun yanı sıra, dış kaynaklardan gelebilecek sabotajlara karşı da tedbir alınmasının, ortaya çıkacak kazaları önemli ölçüde önleyebileceği ya da en azından zararı azaltılabileceği akıllardan çıkarılmamalıdır.

ÖNE ÇIKAN OLAYLAR

3 Temmuz 2020 tarihinde 11:15 sıralarında Sakarya’nın Hendek ilçesinde bulunan Coşkunlar Havai Fişek fabrikasında meydana gelen patlamada 7 işçi hayatını kaybetmiş, 127 işçi yaralanmıştır. Kontrollü imha amacıyla, Adapazarı ilçesi Taşkısığı Mahallesi’ne fabrikadan getirilen patlayıcıların, 9 Temmuz’da 11:35 sıralarında kamyondan indirildiği sırada meydana gelen patlamasıyla 3 asker hayatını kaybetmiş, 8 jandarma personeli ile kamyon şoförü yaralanmıştır.

Patlama ile ilgili olarak hazırlanan iddianamede, pek çok tedbirin alınmadığı açıkça görülmüştür. Bilirkişi raporuna göre, depolamanın depolama matrisine göre uygun, fakat düzensiz ve aşırı olduğu, uygun raf sistemlerinin olmadığı, istifleme etiketlerinin görülmediği tespit edilmiştir. İlk patlamanın gerçekleştiği düşünülen Çin Mahallesi bölgesinde tüzüğe aykırı üretim ve depolama yapıldığı görülmüştür. Ayrıca, depolarda patlama, parlama ve yangın etkilerine karşı yapısal önlemin olmadığının, olay sonrası bu yapıların kullanılamaz hale gelmesinden dolayı anlaşıldığı belirtilmiştir. Yıkılmamış binalarda yapılan incelemelerde, parlama, patlama tehlikesi olan binalarda kıvılcım çıkarabilecek elektrikli cihazlar konulduğu, tehlike bölgelerine uzatma kablolarıyla elektrik çekildiği, makine tamiratları yapılırken elektrik bağlantılarında güvenlik kurallarına uyulmadığı, bağlantı noktalarında sızdırmazlık özelliğinin bozulduğu, statik elektriğe karşı yeterli tedbirlerin alınmadığı, çalışanların kontrolünün muntazaman yapılmadığı, gelişen teknolojiyi kullanarak alınabilecek güvenlik tedbirlerinin alınmadığının görüldüğü bildirilmiştir.

Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda yaşanan patlama ve sonrasındaki bilirkişi raporu, yangın ve patlama önlemlerinin yetersiz kaldığı veya bu önlemlerin alınmadığını göstermiştir. Aynı fabrikanın 11 yıl içerisinde, altıncı büyük patlamayı yaşaması, denetim ve yaptırımların yetersiz olduğu, geçmiş patlamalardan da ders alınmadığını ortaya koymaktadır.. Bu kapsamda, “Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Hakkındaki Yönetmelik” yükümlülüklerin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Hendek’te yaşanan bu endüstriyel yangın ve patlamalar bir kez daha göstermiştir ki, tüm endüstriyel kazalarda, sürecin şeffaf olarak işletilmesi ve halkın sağlıklı bir şekilde bilgilendirilmesi ile bilgi kirliliğinin önüne geçilmesine çok önemli katkı sağlayacaktır., Bu güdü ve sorumluluktan hareketle KMO İstanbul Şubesi olarak, hem söz konusu yangın, hem de benzer olaylar için kamuoyunu bilgilendirme görevimizi yerine getirdiğimizi hatırlatmak isteriz.

Yıllar içerisinde tekrarlayan patlamalara rağmen, yine de alınmayan önlemler sonucunda gerçekleşen bu iş cinayetinin, tüm iş cinayetlerinde olduğu gibi denetimsizlikten ve cezasızlıktan kaynaklandığı açıktır. Benzeri vahim olayların önüne geçilebilmek için, istisnasız olarak tüm sorumluların tespit edilerek cezalandırılması gerekmektedir. Başta, gerekli önlemleri ısrarlı bir şekilde almaması sebebiyle işveren ve denetimleri ısrarla yapmaması sebebiyle denetim sorumluluğu bulunan kamu idarecileri olmak üzere, tüm sorumluların yargılanmaları ve hak ettikleri cezaları almaları, yeni iş cinayetlerinin önlenmesi için elzem bir adımdır. Önlemlerin alınmaması sonucu oluşan can kaybı ve yaralanmaların sürekli tekrarlanması, suçun şeklini taksir veya bilinçli taksirden çıkarıp, olası kasta dönüştürdüğü ve yargılanmanın bu şekilde yapılması gerektiği de açıktır.


Kasım 2020 tarihinde de, Yalova’nın Altınova ilçesinde bulunan tersaneler bölgesindeki Sefine tersanesinde 7 kişinin yaralanmasına yol açan bir patlama meydana gelmiştir. Patlamanın bir gemide bakım-onarım çalışması esnasında yaşanması, bakım-onarım faaliyetlerindeki güvenlik tedbirlerin önemini ortaya çıkarmaktadır. Çalışma yapılacak alan içerisindeki kimyasalların tehlike sınıflarının bilinmesi, bu kimyasalların özelliklerine göre tedbirlerin belirlenmesi önemlidir. Çalışma yapılacak alanda bulunan alevlenebilir/patlayıcı kimyasallar, bakım-onarım sırasında kullanılan ateşli çalışmalarda (kaynak, spiral kesim-taşlama, vidalama- matkap, şaloma vb.) tutuşturucu kaynaklar ile bir araya gelerek, patlama ve yangına sebebiyet verecektir. Bu kimyasallar, çalışma öncesi, alandan uzaklaştırılmalıdır. Bu kimyasallar, tanklar, silolar, boru hatları vb. kapalı alanlarda ise havalandırma, su veya buhar içinde bekletme-yıkama, inert gaz (Azot vb.) kullanımı gibi tedbirler alınmalıdır. Gaz ölçüm cihazları ile gerekli kontroller sağlanmalı, ortamın kimyasaldan arındırıldığından emin olunmalı ve çalışmalar bu aşamadan sonra başlatılmalıdır.

Kapalı alanlarda yapılacak bakım-onarım çalışmalarında oksijen seviyesinin yetersizliği, zehirli gazların bulunması vb. durumları da değerlendirilmelidir. Kapalı alanlara girişlerden önce ve kapalı alanlarda çalışma esnasında, ortamdaki oksijen ve diğer tehlikeli atmosfer oluşturabilecek gazların ölçümü yapılmalıdır. Bu durumlar değerlendirilerek, solunum cihazlarının kullanımı ve ortama temiz hava verilmesi gibi önlemler aldırılmalıdır.

Bakım-onarım çalışmalarında etiketleme-kilitleme sistemlerinin çalıştırılması önemlidir. Kimyasal akışların bakım onarım esnasında,enerji (hava, su, elektrik vb.), kontrol altında tutulmalıdır. Bakımonarım esnasında, kullanılan el aletlerinin uygunlukları değerlendirilmelidir. Patlama riskinin olduğu ortamlarda, kıvılcım çıkarmayan ekipmanlar kullanılmalıdır. Bakım-onarım esnasında, patlatma riskinin olduğu ortamda çalışan personelin kıyafet ve ayakkabılarının antistatik özellikte olması gerekmektedir. Bakım-onarım çalışmalarında iş izin sistemlerinin kullanılması gerekmektedir.

Bundan sonraki bölümde raporun "sonuç"  bölümü yayınlanacaktır. 

Kaynak: Bu  önemli  raporu hazırlayan ve Elektrik Tesisat Portalımızda  yayınlanmasına izin veren TMMOB Kimya Mühendisleri Odası İstanbul şubemize  teşekkür ederiz.
Paylaş:
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Sosyal Medyada Bizi Takip Edin!
E-Bülten Kayıt