×

Bir Tablonun Anlattıkları Bölüm-31



Bir Tablonun Anlattıkları
Bölüm-31
Albrecht Dürer


 Hazırlayan ve Derleyen: Erdemir Toykan

 
Sn. Erdemir Toykan tarafından hazırlanan ve derlenen; dünya klasikleri arasında yer alan tabloları sizlere tanıtmaya devam ediyoruz. Sn. Erdemir Toykan’a bu değerli çalışması için çok teşekkür ederiz.


MELENCOLIA I
Albrecht Dürer (1471-1528) Nürnberg
 

Washington, Ulusal Sanat Galerisi’nde sergileniyor. Gravürün boyutları 24x18.8 cm.
 
Bir Tablonun Anlattıkları adlı yazıma son vermiştim. Fakat Albrecht Dürer hakkında yazılarımda bahsetmemem nedeni ile eksikliğini hissettim. Dan Brown Kayıp Sembol adlı romanında önemli yer kapladığını gördüm. Bu eksikliği kapatmak istedim. Alıntılardan bir kısmı Dan Brown’ın bu kitabından alınmıştır.


Meleğin arkasındaki binanın üstüne kazınmış, çanın altında, sayılarla dolu bir kare. 

Albrecht Dürer, 16.yüzyılın ünlü oymabaskı ve resim sanatçısı. Rönesans zihniyetinin en büyük isimlerinden biri; sanatçı, filozof, simyacı ve yılmaz Antik Gizemler öğrencisi. Bugüne kadar Dürer’in eserlerindeki gizli mesajları kimse anlayamadı. Melancolia I Kuzey Avrupa Rönesansı’nın yeni ufuklar açan eserlerinden bir olarak kabul edilir. Bu eser, insanoğlunun Antik Gizemleri anlamakta çektiği sıkıntıyı tasvir eder. Melancolia I’deki sembolizm o denli karışıktır ki, Leonardo da Vinci onun yanında çocuk oyuncağı gibi kalır.

 Dev kanatlara sahip biri, akla hayale gelebilecek en aykırı ve biçimsiz nesnelerle-terazi, kemikleri sayılan bir köpek, marangoz gereçleri, kum saati, çeşitli geometrik cisimler, asılı duran bir çan, bir putto (genellikle çıplak ve kanatlı küçük çocuk figürü). Bu büyük deha, insan zekasının sembolleriyle-fen, matematik, felsefe, doğa, geometri, hatta marangozluk nesneleri-. Simgesel açıdan bu resim, insanoğlunun insani zekayı tanrısal güce dönüştürmedeki başarısız girişimini temsil eder (Ref: Kayıp Sembol, Dan Brown romanı)
 

 
En alt satırdaki 15 ve 14 eserin tarihidir.
Sihirli sabitimiz 34'tür ve 86 farklı kombinasyon vardır.

Çiviler: Acıların sembolüdür. düzensiz çiviler...
Tahta: Şekillendirilebilir olanların sembolüdür. Bir tahta ile pek çok şey yapılabilir.
Testere: Sabrın sembolüdür. (rönesanstan sual olunmaz.)
Küre: Küre çok karmaşık. bambaşka bir konu. eksiksiz, kusursuz küreyi duydunuz mu? imkansızlığını; başka başlığa...
Köpek: Sadakat.
Kum saati: Zaman. ölümlü olduğunu hatırla insan!
Çelenk: Zamanın "delileri"nin başlarını süslermiş, tedavi için. çiçeklerin iyileştirici olduğuna inanırmış o zamanın insanları.
7 Basamaklı merdiven: İlahi bir göndermedir.
Melek: Üzgün ve düşünceli bir melek. bir melek neye üzülürse onu sembolize ediyor olmalı.
Kuyruklu yıldız: Yaklaşan ve kaçınılmaz bir felaket habercisi.
Boş terazi: Tartmamaya bırakılmış. kefeleri boş.
Gökkuşağı: Tanrısal ile uzlaşma, barışma gibi.
Üçgen kesimli trapezohedron: 6 Beşgen, iki üçgene sahiptir. dürer'le anılır: "dürer diyagramı". mükemmele giden bir sır mı? bilinmez. Kimisi köşeleri dolayısıyla dünyayı temsil ettiğini söyler. Metafor.
Pergel: Pergelin açık olmasının masonik bir göndermesi olduğu düşünülür.
Anahtar: Güç.

 


 
Şövalye, Ölüm ve Şeytan çalışmasında şeytan ve ahlaki erdemin durumunu tasvir ediyor. Erdem yolundan caydırılmamak için birbirleriyle savaşmamalılar.. Dürer'in şövalyesinde, bir kum saati hayatın kısalığının bir sembolüdür.
 

Hücrede Aziz Jerome” ünlü serisi Üç “Atölye Gravür” bakır üzerine üçüncü gravür.

Hücredeki Saint Jerome, düşünceli bir yaşam tarzının alegorik bir tasviridir. Yaşlı adam hücrenin derinindeki müzik standında oturuyor, ön planda bir aslan geriliyor. Işık, pencerelerden bu huzurlu, rahat konutun içine dökülüyor, ancak ölümü anımsatan semboller de burada işgal ediyor: bir kafatası ve bir kum saati.

Saint Jerome çok çalışıyor, kalemi elinde, başı parlaklıkla çevrili. Masanın üzerinde sadece bir kitaplık var, üzerinde St. Jerome’nun işi, bir haç ve bir InkWell. Resmin kompozisyonu Rönesans’ın karakteristiğidir. Ön planda, küçük bir köpek ve müthiş bir aslan huzur içinde uyuyor, bu St. Jerome efsanesinin zorunlu bir parçası.

Jerome bir manastırda yaşarken, topal bir aslanın aniden ona geldiği bir efsane var. Bütün keşişler kaçtı ve Jerome sakince bir aslanın hasta pençesini inceledi ve ondan bir kıymık çıkardı. Bundan sonra minnettar aslan onun sürekli arkadaşı oldu. Rahipler Jerome’dan aslanın çalışmasını istedi, böylece onlar gibi günlük ekmeğini kazanacaktı. Jerome kabul etti ve yakacak odun taşırken aslanı manastır eşeğini korumaya zorladı.

Aslan kayboldu ve eşek bekçi olmadan kaldı. Gözetimsiz bir eşek soyguncular tarafından çalındı ve onu götüren bir tüccar kervanına satıldı. Dönen aslan eşeği bulamadı ve derinden üzüntüyle manastıra geri döndü. Aslanların suçlu bakışlarını gören keşişler, eşeği yemiş olduğuna karar verdiler ve günahtan kurtulmak için aslana eşeğe yönelik işi yapmasını emretti. Leo itaat etti ve alçakgönüllü çalışmaya başladı. Fakat bir zamanlar bir aslan bir karavanda kayıp bir eşek gördü ve masumiyetinin bir kanıtı olarak zaferle bütün bir karavanı manastıra götürdü. Bu efsane ile bağlantılı olarak, Batı Avrupa resmindeki Jerome neredeyse her zaman bir aslanla birlikte tasvir edildi. (https://tr.painting-planet.com/hucrede-aziz-jerome-albrecht-durer)
 
En bilinen eserlerinden biri, Dua Eden Eller’dir. Bu eserin doğuşuna neden olan hikayesi ise çok daha ilginçtir.

On beşinci yüzyılın başlarında, Nürnberg yakınlarında küçük bir köyde on sekiz çocuklu Dürer ailesi yaşamaktadır. Aile reisi babanın esas mesleği kuyum ustalığıdır fakat kalabalık ailesini geçindirebilmek, hatta sadece doyurabilmek için birçok ek işte de çalışmaktadır. Bu ailenin erkek çocuklarından ikisi sanata çok meraklıdır ve en büyük hayalleri de Nürnberg’deki sanat akademisinde eğitimlerini tamamlamak, yeteneklerini geliştirmektir. Fakat babalarının bu imkanı onlara sağlayamayacağının da farkındadır iki kardeş. Uzun tartışmalardan sonra bir karara varırlar. Yazı tura atacak, kurada kim kazanırsa akademiye gidecek, kaybedense yakınlardaki madenlerde çalışarak kardeşini okutacaktır. Kazanan ve akademiye giden de okulu bittikten sonra eserlerini satarak ya da kardeşi gibi madende çalışarak diğerinin okumasına yardımcı olacaktır. Kurayı kazanan Albrecht Dürer olur ve Nürnberg’e gider. Sonraki dört yıl boyunca Albert söz verdiği gibi tehlikeli madenlerde çalışarak kardeşinin okumasına yardımcı olur. Bu arada Albrecht ise akademideki çalışmalarıyla büyük başarı gösterir. Yağlıboya çalışmaları ve gravürleri, ustalarının yaptıklarından bile çok daha iyidir. Mezun olduğu sırada komisyonla çalıştığı işlerden büyük paralar kazanmaya başlamıştır. Genç sanatçı köyüne dönünce Dürer ailesi onun şerefine büyük bir ziyafet düzenler. Coşku içinde geçen yemek sırasında masanın başında oturan Albrecht kadehini kardeşi Albert’te kaldırarak dokunaklı bir konuşma yapar ve sözlerini şöyle tamamlar “sevgili kardeşim Albert şimdi sıra sende, akademiye gideceksin ve ben sana her türlü desteği sağlayacağım.”

Kardeşinin konuşmasını yaşlı gözlerle dinleyen Albert kafasını sallar ayağa kalkar ve gözlerindeki yaşları silerek masada kendilerini dinleyen sevdiği yüzlere bakarak şöyle der “Hayır kardeşim benim için artık çok geç Nürnberg’e gidemem. Madenlerde geçen son dört yıl ellerimi ne hale getirdi bak, parmaklarımdan her biri defalarca ezildi ve kireçlenmeden dolayı da öyle acı çekiyorum ki senin şerefine bile kadeh kaldırmaktan acizim, bu ellerle kalem ve fırçayla nasıl yazıp çizeyim? Çok geç artık benim için çok geç.”

Kardeşinin durumundan çok etkilenen Albrecht Dürer kardeşi Albert’in avuçları bitişik, parmakları gökyüzüne bakan zarar görmüş ellerine dikkatlice bakar. Ellerin ne kadar önemli olduğunun ve kutsal olduğunun farkına varır. Bu olaydan sonra Albrecht Dürer için ellerin anlamı değişir. Artık sadece vücudun bir parçası değildir eller. Bir yandan yaşam mücadelesinin en önemli parçasıdır ki, onlar olmadan iş yapabilmek, yaşam için gerekli parayı kazanabilmek, ne de sanat yapabilmek mümkün değildir. Diğer yandan eller insanla Tanrı arasındaki iletişimde, yalvarma, şükretme gibi davranışta en kutsal organdır. Böylece Albrecht Dürer elleri kutsallaştırır onları somut gerçeklikten soyut gerçeğe uzanan değerler olarak göstermek ister. Madde ile maneviyat arasındaki köprü olarak gösterir.

Sanatçı eli büyük bir duyarlılıkla ve gözlemle ele almıştır. En ince ayrıntı aşırıya kaçmamak kaydıyla gösterilmiştir. Çizginin biçim üzerindeki hakimiyeti, ışık ve gölgenin formu göstermedeki başarısı Albrecht Dürer’in ne kadar usta bir sanatçı olduğunun bir göstergesidir. Albrecht Dürer bir çizgi ustasıdır. Boticelli’den aldığı bu mirası daha da ileriye taşımasını da bilmiştir. Kuzeyli bir sanatçı olması da onu daha fazla ayrıntıya ve işçiliğe sürüklemiştir. Kuzeyli sanatçıların en belirgin özellikleri de zaten budur. Bir de kendisinin kuyumculuktan gelen titizliği ile sanatını birleştirdiğinde ortaya böyle bir sonucun çıkması kaçınılmaz olacaktır.                                        
(Referans:    https://indigodergisi.com/2015/12/albrecht-durer-dua-eden-eller/).  

   

Albrecht Dürer’in perspektif metodu
 
Nicelleştirmenin resim ve tasvirdeki kullanımı, kanvasın perspektif kurallarına göre karelerden oluşan bir tür satranç tahtası şeklinde bölünmesi ile yapılmaya başlandı. Sanatkarın bu denli hassas resim yapmaya zorlayan şey, farkındalık, vakıaya uygunluk ve gerçekçi doğal kuralların işe yaradığını göstermekti. Bu yeni form, nicelleştirme ile yeni bir gerçeklik algısı ve aktarımının imkanı sağlamış ve belirsiz, irrasyonal tanımları bertaraf etmiştir.

Nicelleştirme: Bilim Devrimi’nde ortaya çıkan yeni diyaloğun ortaya çıkmasını sağlayan ortak bir dil inşaa etmenin adıdır ki bu büyük oranda matematiksel bir dildir.
(Ref: Bilim Devrimi-Ahmet Selami Çalışkan)
 

Kürk  Yakalı Kaftanla Otoportre
Alte Pinakothek, Münih
( Ref: Resimler nasıl okunur. Liz Rideal
 
Cepheye poz veren bu yüz, standart dini ikonlarda görülen yüzdür. Özne çoğunlukla eli göğsüne doğru kaldırılmış halde gösterilir. Sanat tarihçileri Dürer’in yüzünün,İsa’nın görünüşü hakkındaki kolektif algımızın üzerine kazındığını öne sürerler. Bıyıklı, sakallı ve dalgalı, ortadan ayrılmış kahverengi saçlı olarak gösterir.

Eller: El içe dönük, eşsiz bir yetenekle donatılmış bir varlık olarak sorumluluğunun ağırlığını sorgulayan sanatçıya hitap eder.



Monogram: Dürer’in imzası olan D harfini kaplayan A harfi Latince yazının karşısına yerleştirilmiştir. Latince yazı şöyle tercüme edilebilir: ‘’Nürnberg’li Albrecht Dürer olarak, 28 yaşındayken, dayanıklı renklerle kendi portresini yapmış bulunuyorum’’.





Ceket: Kolun birleştiği yerde kesikler bulunan beyaz iç gömleği göz önüne çıkar. Mantosu kürk astarlı, kıvrılmış yakasıyla uyum içindedir. Vizon benzeri kürkünün tutamları, Dürer’in uzun, kıvırcık lüleleriyle karşılaştırabilecek, zayıf ve detaylı bir kesit oluşturur.

Gergedan gravür 21.4 cm x 29.8 cm British Museum

Dürer'in gravürü, gergedanı tam olarak betimlememektedir. Gergedanı güçlü plakalar kaplamaktadır, gırtlağında da bu plakalar bulunmaktadır ve katı görünümlü göğsü bir zırh gibi görülmektedir, arka tarafı pullarla kaplıdır. Bunlar gerçekte gergedanların özellikleri değildir.  Bu anatomik yanlışlıklara rağmen Dürer'in gravürü Avrupa’da popüler oldu ve sonraki üç yüzyıl boyunca da kopyaları üretildi. 18. yüzyılın sonlarında asıl doğru gergedan temsili çalışması kabul gördü. Sonuçta bu gravürden esinlenerek birçok gergedan çalışması yapıldı, 18. Yüzyılda Clara adında bir gergedan birçok Avrupa bölgesinde gezdirildi ve temsili resimleri yapıldı. Dürer'in çalışması için "Hiçbir hayvan resmi sanatta bu kadar derin bir etki yaratmamıştır" denmiştir.  
Ref:Vikipedi
 
Paylaş:
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Sosyal Medyada Bizi Takip Edin!
E-Bülten Kayıt