Bir Tablonun Anlattıkları Bölüm-29
.png)
Bir Tablonun Anlattıkları
Bölüm-29
Osman Hamdi Bey
Sn. Erdemir Toykan tarafından hazırlanan ve derlenen; dünya klasikleri arasında yer alan tabloları sizlere tanıtmaya devam ediyoruz. . Sn. Erdemir Toykan’a bu değerli çalışması için çok teşekkür ederiz.
.png)
Osman Hamdi Bey (1842,1910) İstanbul
Kaplumbağa Terbiyecisi

.png)
Kaplumbağa Terbiyecisi, 1906 ve 1907 yıllarında iki farklı versiyonunu çizdiği tablosudur.
Belinde sıkı bir kemerle bağlanmış kırmızı uzun bir giysi giyen sakallı bir adam, mavi çinilerle kaplı eşyasız ve bakımsız bir odada, izleyiciye arkası yarı dönük biçimde dikilmektedir. Başına, etrafına gelişigüzel bir yemeni sarılmış arakiya takmıştır. Adamın ayaklarının dibinde, yerdeki yaprakları yemekte olan kaplumbağalar vardır. Bursa’daki Yeşil Camii’nin üst katındaki odanın duvarlarındaki sıvalar ve çiniler yer yer dökülmüştür. Tablonun tek ışık kaynağı adamın önündeki alçak penceredir.
Ellerini arkasında kavuşturmuş olan adam bir ney tutmaktadır. Sırtında bir nakkare asılıdır ve buna bağlı bir mızrap boynundan aşağıya sarkar. Bazılarına göre adamın sırtında asılı olan şey, eskiden dervişler ve dilenciler tarafından kullanılan, hindistan cevizinden ya da abanozdan yapılma dilenci çanağı olan keşkülüfukaradır.
Osman Hamdi Bey'in bu tablosu, özellikle ilham kaynağına dair net bilgilerin olmadığı dönemde, geri kalmış bir toplumu çağdaşlaştırmaya çalışan bir aydının yorgun hâlini anlattığı şeklinde yorumlanmıştır. Kaplumbağaların esin kaynağının, Lale Devri’ndeki Sadabat eğlenceleri sırasında, hava karardıktan sonra sırtlarına mum dikilerek serbest bırakılan kaplumbağalar olduğu öne sürülmüştür. Bu yoruma göre, Sanayi-i Nefise, Asar-ı Atika Müzesi ve Duyun-ı Umumiye gibi birçok kurumu kurmak ve yönetmek görevini üstlenen Osman Hamdi Bey, tabloda kendini terbiyeci, kendi iş yapış biçimine uyum gösteremeyen astlarını ise yemeğe ulaşmaya çalışan kaplumbağalar olarak göstererek, onları hicvetmektedir
.png)
1869'da Tour du Monde isimli dergide yayınlanan Charmeur de tortues isimli gravür, Kaplumbağa Terbiyecisi'nin esin kaynağı olabilir. Başka yorumlara göre, düşünceli biçimde dikilen adam, sabır gerektiren zor bir iş olan kaplumbağaları terbiye etme işini, elindeki ney ve sırtındaki nakkareyi çalarak başarmayı ummaktadır. Bu yoruma göre de terbiyeci Osman Hamdi Bey'in kendisidir. Terbiyecinin zorlu işi elindeki müzik aletleriyle halletmeye çalışması, Osman Hamdi Bey'in de değişime direnen bir toplumu sanat yoluyla çağdaş seviyeye getirmeye çalıştığını, bu yüzden sanat okulu ve müze açma girişiminde bulunduğunu vurgular. Terbiyecinin, kaplumbağaları eğitmekte kullanacağı neyi üfleyemeyip arkasında tutması, Osman Hamdi Bey’in neyi üfleme, yani kaplumbağalar ile temsil edilen halkı eğitme kaygısından artık vazgeçtiği, çünkü derviş sabrının bile bir sonu olduğu şeklinde de yorumlanmıştır. 1906 versiyonu: Tablo halen Pera Müzesi'nde sergilenmektedir. Nisan 2009 itibarıyla tablonun değerinin yaklaşık (6,2- 9,3 milyon dolar) olduğu tahmin edilmektedir. 1907 versiyonu: Halen Belma Simavi koleksiyonunda bulunan tablonun, Nisan 2009 itibarıyla tablonun değerinin yaklaşık (1,5- 2 milyon dolar]) olduğu tahmin edilmektedir. Farklar: Diğer oryantalist ressamlar gibi Osman Hamdi Bey'in de herhangi bir tablosunu birden fazla defa çizmiş olması normal görülmektedir. Bir yıl arayla çizilen tabloların genel kompozisyonu oldukça benzerdir. İkinci versiyonda ilkinden farklı olarak beş yerine altı kaplumbağa bulunur. Ayrıca terbiyecinin sağındaki duvarda çerçeveli bir hat ile cam kenarında bir testi durmaktadır. Bu versiyonda ayrıca, resmin Ahmet Muhtar Paşa’ya ithaf edildiğine dair, ressamın el yazısıyla yazılmış bir not da vardır.
Geçen günlerde arkadaşlarımla beraber İstanbul Arkeoloji Müzesi ve Mimar Sinan Üniversitesi Resim ve Heykel Müzesini (Osmanlı, Türk resim sanatı ve ressamları hakkında bilgi almak isteyenler için mutlaka ziyaret edilmesi gerekir) gezdik. Muhteşem iki müze İstanbul’da. Bu iki müzenin kurulmasında büyük katkıları olan isim ise Osman Hamdi Bey’di. İlk Türk arkeoloğu kabul edilir. Osman Hamdi Bey İstanbul Arkeoloji Müzesi 'nin 29 yıl müdürlüğünü yapmış ve müzeyi dünyanın sayılı müzeleri arasına ekletmiştir. Osman Hamdi Bey'i çağdaş Türk müzeciliğinin kurucusu sayanlar, bunu Osmanlı dönemindeki ilk Türk müze yöneticisi olmasıyla ve müzeyi geliştirmesiyle gerekçelendirirler. Günümüzde varlığını Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi olarak sürdüren Sanayi-i Nefise Mekteb-i’ninde kurucusudur. İlk Türk ressamlarından birisidir ve Türk resminde figürlü kompozisyon kullanan ilk ressam olarak tarihe geçmiştir. Eskihisar'daki evi 1987 yılında müze olarak düzenlenerek ziyarete açılmıştır. Kadıköy’ün ilk belediye başkanıdır.
Arzuhalci (1910)

Kur'an Tilâveti (1910)

Naile Hanım Portresi (1910)
.png)
Silah Taciri (1908)

Mimozalı Kadın (1906)

Mihrap (1901)

Eşi Naile Hanım

Türbe Ziyaretinde İki Genç Kız (1890)

Gezintide Kadınlar (1887)

Cami Önündeki Kadınlar (1882)

Haremden (1880)

Leylak Toplayan Kız (1881)

İstanbul Hanımefendisi (1881)

İki Müzisyen Kız (1880)

Kahve Ocağı (1870)

Gebze'de Çoban Mustafa Paşa Külliyesi (1880'ler)

Kökenoğlu Rıza Efendi (1871)
.png)
Pembe Başlıklı Kız (1904)
.png)
Halı Satıcısı (1888)
Beyaz Vazoda Çiçekler (1910)
.png)
Kur'an Okuyan Kız (1880)

Okuyan Genç Emir (1910)

Referans: Metin ve Tablolar Vikipedi Özgür Ansiklopedisi’nden alınmıştır.
Cami Kapısı Önünde Konuşan Hocalar (1890)

Kaynak:Pivada
Paylaş:
SON YAZILAR

Birlikte Çalışabilir AB Risk Yönetimi Çerçevesi Bölüm-2
08 Aralık 2023

Uluslararası Enerji Ajansı Direktörü Dr. Fatih Birol
01 Aralık 2023

Başarı Hiçbir Zaman Tesadüf Değildir !
01 Aralık 2023

Atasözleri Bölüm-1
01 Aralık 2023
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!