90. Yılında İTÜ Elektrik - Elektronik Fakültesi ve Geleceğe Bakış - Prof. Dr. Serhat Şeker

90. Yılında İTÜ Elektrik - Elektronik Fakültesi ve Geleceğe Bakış
Prof. Dr. Serhat Şeker
.png)
[Yayım Tarihi: 16 Ocak 2025]
İTÜ Elektrik -Elektronik Fakültesi'nin 90. Yılında Sn. Prof. Dr. Serhat Şeker'e çok değerli bu kitabı için içtenlikle teşekkür ederiz.
İTÜ- Elektrik -Elektronik Fakültesi'nin ülkemizdeki teknolojik gelişmelere öncülüğüne gelecek yıllarda da devam etmesi ve geleceğin mühendislerinin bu çok değerli kitabı okuması dileğiyle.
Sabri GÜNAYDIN
.png)
SERHAT ŞEKER
1959 yılında İstanbul’da doğmuştur. Halen, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Elektrik Mühendisliği Bölümü’nde öğretim üyesidir. Eğitimini Elektrik Mühendisliği ve Nükleer Mühendislik alanlarında tamamlamıştır. Çalışma konuları Yapay Zekâ, Sinyal Analizi ve Rastlantısal Süreçler üzerinedir. ABD’de “The University of Tennessee-Knoxville” ve “Hollanda Enerji Araştırma Merkezi-Sinyal Analizi Grubunda” araştırmacı olarak çalışmıştır. Ayrıca Ukrayna-Kharkiv’deki “National University of Radio-Electronics” tarafından onursal profesörlükle ödüllendirilmiştir.
2004-2007 yılları arasında Elektrik Mühendisliği Bölüm Başkanlığı; 2014-2020 yılları arasında Elektrik-Elektronik Fakültesi Dekanlığı ve 2020-2021 yılları arasında yine Elektrik Mühendisliği Bölüm Başkanlığı yapmış olup, İTÜ’deki görevlerinin dışında ASELSAN Akademi’de; Afrika’da Djibouti Üniversitesinde ve Fransa’da, Esigelec Mühendislik Okulunda da dersler vermektedir.
İTÜ-ETA Vakfı Mütevelli Heyeti üyesi olup, mesleki alanının dışında yazarlık da yaparak; müzik, resim, şiir, tekno-felsefe ve dinler tarihi gibi konulara ilgi duymaktadır.1,2
1 ASELSAN Akademi: İTÜ-ASELSAN arasındaki ortak lisansüstü eğitim programı.
2 Techno-Philosophy (İng.)
.png)
.png)
.png)
EDİTÖRDEN
Dünyanın en eski teknik üniversitelerinden biri olan üniversitemiz İTÜ’nün, en önde gelen fakültelerinden biri de Elektrik-Elektronik Fakültesidir (EEF). EEF’nin kuruluş yılları cumhuriyetimizin ilk 10 yılından sonraki süreçte, 1934’te başlamış olup, bugün eriştiğimiz 90 yıllık geçmişi ile ülkemizin bu alandaki en eski kurumudur. Bu kuruluş sürecinden itibaren EEF, geçmişte üstlendiği roller bakımından modern Türkiye Cumhuriyeti’nin teknolojik gelişiminin, öncü aktörü olmuştur. Bu öncülük, ona gelecek dönemlerde de üstleneceği yeni sorumluluklarının yolunu açmıştır. Fakülte eminim ki; sahip olduğu bilgi birikimi, deneyimi ve vizyoner yaklaşımları ile bu sorumluluğu, bundan sonra da başarı ile yerine getirecektir.
Sn. Serhat Şeker tarafından yazılan bu kitap ise; hem fakültenin uzak ve yakın tarihini, hem de gelecekteki bir modeli okuyuculara sunmaktadır. Bu model, beşinci kuşak üniversitelerin sahip olması gereken bir yapı olup, küresel ölçekteki endüstriyel gelişime paralel, toplumun sosyo-ekonomik yapısıyla da uyumlu olacak olan yeni bir üniversite yapısını tarif etmektedir.
Kısacası bu kitap, EE Fakültesinin tarihine ilişkin farklı kaynaklarda dağınık bir yapıda bulunan bilgileri toparlayarak ve aynı zamanda da geleceğe yönelik bir bakış açısıyla güncelleyerek, kurumsal geçmişi 1934-2024 arasındaki 90 yıllık döneme ait bir bütünlük içerisinde sunmaktadır.
Bu bağlamda kitap, fakültenin hem geçmişini hem de bugünden geleceğe bakışını öğrencilerine, öğretim üyelerine ve mezunlarına sentezci bir yaklaşımla anlatan bir kaynak mahiyetindedir.
Elektrik-Elektronik Fakültesinin, ülkemizin teknolojik ilerlemesine nice 90 yıllar öncülük yapması dileğimle, iyi
okumalar diliyorum.
Saygılarımla,
Prof. Dr. Mehmet KARACA
2012-2020 Dönemleri İTÜ Rektörü1
Sn. Serhat Şeker tarafından yazılan bu kitap ise; hem fakültenin uzak ve yakın tarihini, hem de gelecekteki bir modeli okuyuculara sunmaktadır. Bu model, beşinci kuşak üniversitelerin sahip olması gereken bir yapı olup, küresel ölçekteki endüstriyel gelişime paralel, toplumun sosyo-ekonomik yapısıyla da uyumlu olacak olan yeni bir üniversite yapısını tarif etmektedir.
Kısacası bu kitap, EE Fakültesinin tarihine ilişkin farklı kaynaklarda dağınık bir yapıda bulunan bilgileri toparlayarak ve aynı zamanda da geleceğe yönelik bir bakış açısıyla güncelleyerek, kurumsal geçmişi 1934-2024 arasındaki 90 yıllık döneme ait bir bütünlük içerisinde sunmaktadır.
Bu bağlamda kitap, fakültenin hem geçmişini hem de bugünden geleceğe bakışını öğrencilerine, öğretim üyelerine ve mezunlarına sentezci bir yaklaşımla anlatan bir kaynak mahiyetindedir.
Elektrik-Elektronik Fakültesinin, ülkemizin teknolojik ilerlemesine nice 90 yıllar öncülük yapması dileğimle, iyi
okumalar diliyorum.
Saygılarımla,
Prof. Dr. Mehmet KARACA
2012-2020 Dönemleri İTÜ Rektörü1
1 İki dönem.
YAYIN KURULU BAŞKANI'NDAN
İTÜ Elektrik-Elektronik Fakültesinin 90. yılında böyle anlamlı bir eserin İTÜ-ETA Vakfı Yayınları arasında yer almasından büyük bir mutluluk duyuyorum.
1980 yılında adım attığım fakültemizden, 1984 yılında çok üstün nitelikli bir eğitim alarak mezun oldum. Burada çok değerli hocalarımızı minnetle yad etmek isterim: Prof. Dr. Cevdet Acar, Prof. Dr. Ahmet Dervişoğlu, Prof. Dr. Mithat İdemen, Prof. Dr. Duran Leblebici, Prof. Dr. Asım Özkan, Prof. Dr. Ali Rıza Özbek, Prof. Dr. Erdal Panayırcı ve çok sayıda değerli hocamızdan aldığımız eğitim, bizlere sağlam bir temel ve geniş bir vizyon kazandırdı.
İTÜ, 1773 yılında Türkiye’nin ilk mühendislik ve teknik üniversitesi olarak kuruldu ve o günden bu yana ülkemizin kalkınmasına ve dünyada önemli katkılarda bulunan çok sayıda değerli mühendis ve bilim insanı yetiştirdi. Fakültemiz; Türkiye’ye başbakan, cumhurbaşkanı, bakan, sanayici ve üst düzey yönetici olarak hizmet eden birçok lider ismi kazandırmıştır.
İTÜ’de edindiğim bilgi birikimi ve akademik disiplin sayesinde Amerika Birleşik Devletleri’nde California Institute of Technology’de yüksek lisans ve doktora çalışmalarımı başarıyla tamamlamakta hiç zorlanmadım. Fakültemizin sunduğu kaliteli eğitim, uluslararası platformlarda da rekabet edebilecek donanıma sahip olmamızı sağladı.
1980 yılında adım attığım fakültemizden, 1984 yılında çok üstün nitelikli bir eğitim alarak mezun oldum. Burada çok değerli hocalarımızı minnetle yad etmek isterim: Prof. Dr. Cevdet Acar, Prof. Dr. Ahmet Dervişoğlu, Prof. Dr. Mithat İdemen, Prof. Dr. Duran Leblebici, Prof. Dr. Asım Özkan, Prof. Dr. Ali Rıza Özbek, Prof. Dr. Erdal Panayırcı ve çok sayıda değerli hocamızdan aldığımız eğitim, bizlere sağlam bir temel ve geniş bir vizyon kazandırdı.
İTÜ, 1773 yılında Türkiye’nin ilk mühendislik ve teknik üniversitesi olarak kuruldu ve o günden bu yana ülkemizin kalkınmasına ve dünyada önemli katkılarda bulunan çok sayıda değerli mühendis ve bilim insanı yetiştirdi. Fakültemiz; Türkiye’ye başbakan, cumhurbaşkanı, bakan, sanayici ve üst düzey yönetici olarak hizmet eden birçok lider ismi kazandırmıştır.
İTÜ’de edindiğim bilgi birikimi ve akademik disiplin sayesinde Amerika Birleşik Devletleri’nde California Institute of Technology’de yüksek lisans ve doktora çalışmalarımı başarıyla tamamlamakta hiç zorlanmadım. Fakültemizin sunduğu kaliteli eğitim, uluslararası platformlarda da rekabet edebilecek donanıma sahip olmamızı sağladı.
Değerli dostum ve sınıf arkadaşım Prof. Dr. Serhat Şeker’in kaleme aldığı “90. Yılında İTÜ Elektrik-Elektronik Fakültesi ve Geleceğe Bakış” adlı bu eser, fakültemizin tarihine ışık tutarken, geleceğe yönelik vizyonunu da ortaya koymaktadır. Fakültemizde uzun yıllar öğretim üyeliği ve dekanlık yapmış olan Serhat Hoca, bu kitapla önemli bir boşluğu doldurarak fakültemize ve bilim dünyasına değerli bir katkıda bulunmuştur.
İTÜ-ETA Vakfı olarak, fakültemizin eğitimine destek vererek nitelikli mezunlar yetiştirilmesine katkı sağlamayı ve
özellikle Mikro Elektronik alanında üniversite-sanayi iş birliğini desteklemeyi amaçlıyoruz. Değerli hocamızın bu önemli eserini yayınlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyor ve bu tür çalışmaların devamının gelmesini temenni ediyoruz.
Aynı zamanda Bilgi Ekonomisi Derneği Başkanı olarak, bilgi ekonomisinin ve teknolojik ilerlemenin ülkemizin geleceği için ne kadar önemli olduğunun bilincindeyim. Bu tür eserler, bilime ve bilgiye topluma geçiş sürecinde bizlere rehberlik edecek önemli kaynaklardır.
Bu kitabın, fakültemizin 90 yıllık birikimini anlamak ve geleceğe yönelik adımlarını değerlendirmek isteyen herkes
için değerli bir kaynak olacağına inanıyorum.
Saygılarımla,
Prof. Dr. Davut Kavranoğlu2 3 4 5
İTÜ-ETA Vakfı Yayın Kurulu Başkanı
2 Eski Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı.
3 Eski Cumhurbaşkanı Başdanışmanı.
4 Eski İTÜ ETA Vakfı Başkanı.
5 Bilgi Ekonomisi Derneği Başkanı.
İTÜ-ETA Vakfı olarak, fakültemizin eğitimine destek vererek nitelikli mezunlar yetiştirilmesine katkı sağlamayı ve
özellikle Mikro Elektronik alanında üniversite-sanayi iş birliğini desteklemeyi amaçlıyoruz. Değerli hocamızın bu önemli eserini yayınlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyor ve bu tür çalışmaların devamının gelmesini temenni ediyoruz.
Aynı zamanda Bilgi Ekonomisi Derneği Başkanı olarak, bilgi ekonomisinin ve teknolojik ilerlemenin ülkemizin geleceği için ne kadar önemli olduğunun bilincindeyim. Bu tür eserler, bilime ve bilgiye topluma geçiş sürecinde bizlere rehberlik edecek önemli kaynaklardır.
Bu kitabın, fakültemizin 90 yıllık birikimini anlamak ve geleceğe yönelik adımlarını değerlendirmek isteyen herkes
için değerli bir kaynak olacağına inanıyorum.
Saygılarımla,
Prof. Dr. Davut Kavranoğlu2 3 4 5
İTÜ-ETA Vakfı Yayın Kurulu Başkanı
2 Eski Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı.
3 Eski Cumhurbaşkanı Başdanışmanı.
4 Eski İTÜ ETA Vakfı Başkanı.
5 Bilgi Ekonomisi Derneği Başkanı.
YÖNETİM KURULU BAŞKANI'NDAN
Bu kitap, 90. yılını kutladığımız Elektrik-Elektronik Fakültemizin, modern Türkiye Cumhuriyeti’nin bilimsel ve teknolojik kalkınmasında aldığı rolleri anlatmakta olup, aynı zamanda da içinde bulunduğumuz zaman dilimi içerisinde fakültenin yapısal faaliyetleri hakkında bilgi vermektedir.
Bu bağlamda, fakültenin gelişimini ve değişime karşı adaptasyon ihtiyacının zorunluluğunu hisseden yazar, bu yönden de konuyu ele alarak tarihsel gelişimin yanı sıra “Geleceğe Bakış” başlığı altında ileriye dönük, planlama önerilerinden de söz etmektedir.
Geçmişte alanında öncü bir kurum olan Elektrik-Elektronik fakültemizin yenilikçi alanlardaki öncülüğünün gelecekte de devam edeceğine olan inancımız tamdır. Bu anlamda gelecek kuşakların, fakültemizin geçmişteki başarılarının devamını getirerek, bayrak yarışını sürdüreceklerini şimdiden görmekteyim. Geçmişteki başarılarımızın gururu ile fakültemizin gelecekte de teknoloji üretme yarışında, yine baş aktör olacağının mutluluğunu şimdiden yaşamaktayım.
Bu bağlamda Prof. Dr. Serhat Şeker’in yazdığı bu eseri, gelecek kuşaklar için okunması gereken bir kaynak ve aynı zamanda da çizilmiş yeni bir öz görev olarak görmekteyim.
Saygılarımla,
Y. Müh. Serhat ÖZEREN
İTÜ-ETA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı
ÖN SÖZ
“90. Yılında İTÜ-Elektrik Elektronik Fakültesi ve Geleceğe Bakış” isimli bu kitaba; Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük önder M. K. Atatürk’ün sözü ile başlıyorum:
“Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir, Fendir.”
Modern Türkiye Cumhuriyeti öncesinde, 1773’te kurulan İTÜ, imparatorluk döneminde bilim ve teknoloji ihtiyacına olan farkındalık neticesinde ortaya çıkmış ve bu doğrultuda kurulmuş bir kurumdur.6 İTÜ, kurulduğu ilk zamanlardan beri Batı medeniyetini ölçü kabul ederek, gelişimini bu doğrultuda sağlayan ülkemizin ilk üniversitesidir [1, 2].7
Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşunu Batı medeniyeti normlarındaki toplumsal yapı ile temellendirerek, sanayisini de çağdaş bilim ve teknoloji ile geliştirmeye çalışırken İTÜ de bu genç cumhuriyetin gelişimine ve ulusal kalkınmasına, modern mühendislik biliminin getirdiği ölçütlerde yetişmiş genç mühendisleri ile önemli katkılar sağlamıştır.
6 Bu ihtiyaç, özellikle Viyana Kuşatması’nın kaybedilmesi ve Çeşme Limanı’nda Osmanlı donanmasının tahrip edilmesinden sonra farkına varılmıştır.
7 Humbarahane ve Mühendishane-i Bahri Hümayun kurulurken, Matematik dersleri ağırlıklı Fransız modeline dayalı, zamanının Avrupa’daki mühendislik eğitim biçimi benimsenmiştir.
Öncelikle yol, köprü, demir yolu ve şehircilik gibi bayındırlıkla ilgili olan bu katkılar; daha sonra madencilik, enerji,
elektrifikasyon, telekomünikasyon ve makine sanayi ile de devam etmiştir.
Bu anlamda İTÜ, Türkiye’nin teknolojik gelişiminde daima öncü rol oynamıştır. İTÜ’nün en gözde fakültelerinden
biri olan Elektrik-Elektronik (EE) Fakültesinin de Türkiye Cumhuriyeti tarihinde teknolojiye öncülük yaptığı alanlardan bazıları şöyledir [3-9]:
• Türkiye’de sanayinin gelişimi için son derece gerekli olan elektrik enerjisinin sağlanması ve elektriği toplumun kullanımına sunmak üzere ülkemizin en uzak köşelerine kadar taşıyıp, elektrifikasyon sürecini, mezun ettiği elektrik mühendisleri ile gerçekleştirmek;
• Türkiye’deki ilk TV ve stereo radyo yayınlarını İTÜ’deki stüdyolarda gerçekleştirip, TRT yayınları öncesinde bu alanlarda öncü rol üstlenmek;
• İlk Mikro-Elektronik (Yonga-Çip Tasarımı) laboratuvarını kurup, ilk “Kırmık”8 örneklerini yapmak;
• İlk Yüksek Gerilim Laboratuvarı (1 MV’luk)9 ve ilk uydu yer istasyonu gibi önemli teknolojik uygulamaları
İTÜ kampüslerinde gerçekleştirmek;
• Ülkemizin ilk Bilgisayar Mühendisliği bölümlerinden birini, yine Elektrik-Elektronik Fakültesi bünyesinde kurup geliştirmek ve bağımsız bir fakülte olarak ülkemizin ve üniversitemizin önemli bir fakültesi hâline getirmek.
8 Kırmık: Bugün dilimizde İngilizce karşılığının Türkçe telaffuzu şeklinde kullanılan “çip” sözcüğünün, Türkçe karşılığı olarak geçmişte EE Fakültesinin Türkçe eğitim sistemi içinde kullanılan karşılığıydı.
9 MV: Milyon-Voltluk elektriksel gerilimin birimi; Yüksek Gerilim.
Türkiye’nin siyasi tarihine bakıldığında ise kurum içinden cumhurbaşkanları, başbakanlar ve bakanlar çıkartan İTÜ, Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetiminde de önemli roller üstlenmiştir.10 Bu bağlamda ülkemizin 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal, fakültemizin 1950 yılı Elektrik Mühendisliği (Kuvvetli Akım Kolu) bölümü mezunudur [10, 11]. Bu çerçevede İTÜ Elektrik-Elektronik Fakültesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin bilimsel, teknolojik ve siyasi tarihinde
önemli roller oynamış bir aktörüdür.
Bugün 90 yaşına erişmiş olan Elektrik-Elektronik Fakültemiz için Türkiye’deki teknolojik gelişmenin öncü kurumu
diyoruz; Zira İTÜ ve Elektrik-Elektronik Fakültesi, Türkiye tarihinde yalnızca kendi kurumsal yapısını geliştirmemiştir. Ülkemizin mühendislik eğitimi veren diğer üniversitelerine de destek sağlamıştır. Bu anlamda Elektrik-Elektronik Fakültesinin geçmişteki kadroları, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), Boğaziçi Üniversitesi (BÜ), Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ), Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ), Bursa Uludağ Üniversitesi (Bugünkü adı ile Bursa Teknik Üniversitesi) gibi ülkemizin önde gelen diğer üniversitelerinin de Elektrik-Elektronik Mühendisliği eğitimlerinin oluşturulduğu ilk yıllarda önemli katkılarda bulunmuştur. Bu bağlamda İTÜ Elektrik-Elektronik Fakültesi, eğitim alanında da öncü bir kuruluştur. Üstelik fakültemiz artık ülke sınırlarımızın dışına da taşmış durumdadır...
Geçmişinden gelen paylaşımcı ve geliştirici geleneğini sürdüren fakültemiz, 2015 yılında ülkemizin Afrika’ya açılım politikaları çerçevesinde Cibuti Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi bünyesinde “Enerji ve Elektrik Mühendisliği”
bölümünü yapılandırarak, Cibuti’nin ilk Elektrik Mühendislerinin mezuniyetlerini de sağlamıştır.[12,13]
Bugün, Cibuti Üniversitesindeki Elektrik Mühendisliği programı, tamamen İTÜ Elektrik Mühendisliği Programı ile bütünleşmiş bir yapıdadır. Daha da ötesinde, Cibuti Üniversitesi’ nin ilk mezunlarından seçilmiş başarılı üç öğrenci
de doktora çalışmalarını İTÜ Elektrik Mühendisliği bölümümüzde tamamlamıştır.11
Sonuç olarak, Avrupa’daki Rönesans döneminin sonunda (15-17. yy arasındaki dönem), özellikle Çeşme Savaşı sonrasında fark edilen Osmanlı’nın teknoloji eğitimi ve ordunun araştırma yapısına olan ihtiyacı, imparatorluğun yenilikçi bir hareketi olarak İTÜ’nün çağlar öncesinden gelen tarihî görevini oluşturmuştur. Bu anlamda Elektrik-Elektronik Fakültesi de İTÜ’nün genel rolü içerisinde, 101. yaşındaki Cumhuriyetimizin, 90 yaşındaki öncü bir kurumu hâline gelmiştir.
10 T.C. 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal (İTÜ Elektrik Mühendisliği 1950 Mezunu);
T.C. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel (İTÜ İnşaat Mühendisliği 1949 Mezunu);
T.C. 23. Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan (İTÜ Makine Mühendisliği 1948 Mezunu).
11 Cibuti (Djibouti) , coğrafi olarak Aden körfezinde yer alan bir Doğu Afrika ülkesidir. Geçmişte Fransız kolonisi iken 1977’de bağımsızlığını kazanmış bir ülkedir. Konumu bakımından da son derece stratejik bir öneme sahiptir. Cibuti Üniversitesinde, İTÜ sadece Elektrik Mühendisliği alanında değil, İnşaat Mühendisliği Bölümünün kuruluşunda da öncülük yapmıştır. Bu bağlamda halen üç Cibutili öğrenci Elektrik Mühendisliği Bölümünde ve beş öğrenci de İnşaat Mühendisliği Bölümünde, bölüm öğretim üyelerinin yönetiminde doktora çalışmalarına devam etmektedir.
Kitabın içeriğini, İTÜ’nün geçmişten gelen tarihî rolünden yola çıkarak, fakülte bağlamında elektrik-elektronik teknolojilerinin modern yaşamdaki unsurlarını da göz önüne alarak oluşturmaya çalıştım.
Sonuç olarak; bayrağı altında gururla yaşadığım T.C. Devleti ve öğrenciliğim de dâhil 48 yılımı geçirdiğim üniversitem İTÜ’ye ve fakülteme teşekkürlerimi sunmak için yazdım bu kitabı. Kitabın basılmasını ise ülkemizdeki mikro-elektronik sanayiyi geliştirmek üzere fakültemiz bünyesinde, hocamız Prof. Dr. Duran Leblebici önderliğinde kurulmuş bulunan İTÜ-ETA Vakfı üstlendi. Bu bağlamda İTÜ-ETA Vakfının, fakültenin 90. yılını anmadaki bu sorumluluğu üstlenmesi son derece anlamlıdır. Çünkü bu kitap fakültemizin 90. yılı anısına basılmamış olsaydı, hepimiz kurumsal aidiyete ilişkin bir eksikliği içimizde hissetmiş olacaktık. İşte bu sebeple İTÜ-ETA Vakfının ahde vefa anlamındaki bu sorumluluğu çok önemlidir.
Farklı konu başlıklarında ve farklı içeriklerle de bu kitabı yazmak mümkündü ancak ben gelecekteki bu çalışmaları
Elektrik-Elektronik Fakültesinin kurumsal aidiyet duygusunu yaşayıp, yaşatacak olan genç fakülte mensuplarına
bırakıyorum ve onlara şimdiden 100. yılın heyecanını duymalarını hatırlatmak istiyorum.
Üniversitemizin, fakültemizin ve bizlerin gelişiminde emeği geçen hayatta olmayan tüm hocalarımızı rahmetle anarken, hayatta olanları da saygıyla anıyoruz…
Saygılarımla,
Prof. Dr. Serhat Şeker
Sn. Prof. Dr. Serhat Şeker'in 90. Yılında İTÜ Elektrik - Elektronik Fakültesi ve Geleceğe Bakış kitabına ulaşmak için lütfen tıklayınız.
“Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir, Fendir.”
Modern Türkiye Cumhuriyeti öncesinde, 1773’te kurulan İTÜ, imparatorluk döneminde bilim ve teknoloji ihtiyacına olan farkındalık neticesinde ortaya çıkmış ve bu doğrultuda kurulmuş bir kurumdur.6 İTÜ, kurulduğu ilk zamanlardan beri Batı medeniyetini ölçü kabul ederek, gelişimini bu doğrultuda sağlayan ülkemizin ilk üniversitesidir [1, 2].7
Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşunu Batı medeniyeti normlarındaki toplumsal yapı ile temellendirerek, sanayisini de çağdaş bilim ve teknoloji ile geliştirmeye çalışırken İTÜ de bu genç cumhuriyetin gelişimine ve ulusal kalkınmasına, modern mühendislik biliminin getirdiği ölçütlerde yetişmiş genç mühendisleri ile önemli katkılar sağlamıştır.
6 Bu ihtiyaç, özellikle Viyana Kuşatması’nın kaybedilmesi ve Çeşme Limanı’nda Osmanlı donanmasının tahrip edilmesinden sonra farkına varılmıştır.
7 Humbarahane ve Mühendishane-i Bahri Hümayun kurulurken, Matematik dersleri ağırlıklı Fransız modeline dayalı, zamanının Avrupa’daki mühendislik eğitim biçimi benimsenmiştir.
Öncelikle yol, köprü, demir yolu ve şehircilik gibi bayındırlıkla ilgili olan bu katkılar; daha sonra madencilik, enerji,
elektrifikasyon, telekomünikasyon ve makine sanayi ile de devam etmiştir.
Bu anlamda İTÜ, Türkiye’nin teknolojik gelişiminde daima öncü rol oynamıştır. İTÜ’nün en gözde fakültelerinden
biri olan Elektrik-Elektronik (EE) Fakültesinin de Türkiye Cumhuriyeti tarihinde teknolojiye öncülük yaptığı alanlardan bazıları şöyledir [3-9]:
• Türkiye’de sanayinin gelişimi için son derece gerekli olan elektrik enerjisinin sağlanması ve elektriği toplumun kullanımına sunmak üzere ülkemizin en uzak köşelerine kadar taşıyıp, elektrifikasyon sürecini, mezun ettiği elektrik mühendisleri ile gerçekleştirmek;
• Türkiye’deki ilk TV ve stereo radyo yayınlarını İTÜ’deki stüdyolarda gerçekleştirip, TRT yayınları öncesinde bu alanlarda öncü rol üstlenmek;
• İlk Mikro-Elektronik (Yonga-Çip Tasarımı) laboratuvarını kurup, ilk “Kırmık”8 örneklerini yapmak;
• İlk Yüksek Gerilim Laboratuvarı (1 MV’luk)9 ve ilk uydu yer istasyonu gibi önemli teknolojik uygulamaları
İTÜ kampüslerinde gerçekleştirmek;
• Ülkemizin ilk Bilgisayar Mühendisliği bölümlerinden birini, yine Elektrik-Elektronik Fakültesi bünyesinde kurup geliştirmek ve bağımsız bir fakülte olarak ülkemizin ve üniversitemizin önemli bir fakültesi hâline getirmek.
8 Kırmık: Bugün dilimizde İngilizce karşılığının Türkçe telaffuzu şeklinde kullanılan “çip” sözcüğünün, Türkçe karşılığı olarak geçmişte EE Fakültesinin Türkçe eğitim sistemi içinde kullanılan karşılığıydı.
9 MV: Milyon-Voltluk elektriksel gerilimin birimi; Yüksek Gerilim.
Türkiye’nin siyasi tarihine bakıldığında ise kurum içinden cumhurbaşkanları, başbakanlar ve bakanlar çıkartan İTÜ, Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetiminde de önemli roller üstlenmiştir.10 Bu bağlamda ülkemizin 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal, fakültemizin 1950 yılı Elektrik Mühendisliği (Kuvvetli Akım Kolu) bölümü mezunudur [10, 11]. Bu çerçevede İTÜ Elektrik-Elektronik Fakültesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin bilimsel, teknolojik ve siyasi tarihinde
önemli roller oynamış bir aktörüdür.
Bugün 90 yaşına erişmiş olan Elektrik-Elektronik Fakültemiz için Türkiye’deki teknolojik gelişmenin öncü kurumu
diyoruz; Zira İTÜ ve Elektrik-Elektronik Fakültesi, Türkiye tarihinde yalnızca kendi kurumsal yapısını geliştirmemiştir. Ülkemizin mühendislik eğitimi veren diğer üniversitelerine de destek sağlamıştır. Bu anlamda Elektrik-Elektronik Fakültesinin geçmişteki kadroları, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), Boğaziçi Üniversitesi (BÜ), Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ), Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ), Bursa Uludağ Üniversitesi (Bugünkü adı ile Bursa Teknik Üniversitesi) gibi ülkemizin önde gelen diğer üniversitelerinin de Elektrik-Elektronik Mühendisliği eğitimlerinin oluşturulduğu ilk yıllarda önemli katkılarda bulunmuştur. Bu bağlamda İTÜ Elektrik-Elektronik Fakültesi, eğitim alanında da öncü bir kuruluştur. Üstelik fakültemiz artık ülke sınırlarımızın dışına da taşmış durumdadır...
Geçmişinden gelen paylaşımcı ve geliştirici geleneğini sürdüren fakültemiz, 2015 yılında ülkemizin Afrika’ya açılım politikaları çerçevesinde Cibuti Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi bünyesinde “Enerji ve Elektrik Mühendisliği”
bölümünü yapılandırarak, Cibuti’nin ilk Elektrik Mühendislerinin mezuniyetlerini de sağlamıştır.[12,13]
Bugün, Cibuti Üniversitesindeki Elektrik Mühendisliği programı, tamamen İTÜ Elektrik Mühendisliği Programı ile bütünleşmiş bir yapıdadır. Daha da ötesinde, Cibuti Üniversitesi’ nin ilk mezunlarından seçilmiş başarılı üç öğrenci
de doktora çalışmalarını İTÜ Elektrik Mühendisliği bölümümüzde tamamlamıştır.11
Sonuç olarak, Avrupa’daki Rönesans döneminin sonunda (15-17. yy arasındaki dönem), özellikle Çeşme Savaşı sonrasında fark edilen Osmanlı’nın teknoloji eğitimi ve ordunun araştırma yapısına olan ihtiyacı, imparatorluğun yenilikçi bir hareketi olarak İTÜ’nün çağlar öncesinden gelen tarihî görevini oluşturmuştur. Bu anlamda Elektrik-Elektronik Fakültesi de İTÜ’nün genel rolü içerisinde, 101. yaşındaki Cumhuriyetimizin, 90 yaşındaki öncü bir kurumu hâline gelmiştir.
10 T.C. 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal (İTÜ Elektrik Mühendisliği 1950 Mezunu);
T.C. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel (İTÜ İnşaat Mühendisliği 1949 Mezunu);
T.C. 23. Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan (İTÜ Makine Mühendisliği 1948 Mezunu).
11 Cibuti (Djibouti) , coğrafi olarak Aden körfezinde yer alan bir Doğu Afrika ülkesidir. Geçmişte Fransız kolonisi iken 1977’de bağımsızlığını kazanmış bir ülkedir. Konumu bakımından da son derece stratejik bir öneme sahiptir. Cibuti Üniversitesinde, İTÜ sadece Elektrik Mühendisliği alanında değil, İnşaat Mühendisliği Bölümünün kuruluşunda da öncülük yapmıştır. Bu bağlamda halen üç Cibutili öğrenci Elektrik Mühendisliği Bölümünde ve beş öğrenci de İnşaat Mühendisliği Bölümünde, bölüm öğretim üyelerinin yönetiminde doktora çalışmalarına devam etmektedir.
Kitabın içeriğini, İTÜ’nün geçmişten gelen tarihî rolünden yola çıkarak, fakülte bağlamında elektrik-elektronik teknolojilerinin modern yaşamdaki unsurlarını da göz önüne alarak oluşturmaya çalıştım.
Sonuç olarak; bayrağı altında gururla yaşadığım T.C. Devleti ve öğrenciliğim de dâhil 48 yılımı geçirdiğim üniversitem İTÜ’ye ve fakülteme teşekkürlerimi sunmak için yazdım bu kitabı. Kitabın basılmasını ise ülkemizdeki mikro-elektronik sanayiyi geliştirmek üzere fakültemiz bünyesinde, hocamız Prof. Dr. Duran Leblebici önderliğinde kurulmuş bulunan İTÜ-ETA Vakfı üstlendi. Bu bağlamda İTÜ-ETA Vakfının, fakültenin 90. yılını anmadaki bu sorumluluğu üstlenmesi son derece anlamlıdır. Çünkü bu kitap fakültemizin 90. yılı anısına basılmamış olsaydı, hepimiz kurumsal aidiyete ilişkin bir eksikliği içimizde hissetmiş olacaktık. İşte bu sebeple İTÜ-ETA Vakfının ahde vefa anlamındaki bu sorumluluğu çok önemlidir.
Farklı konu başlıklarında ve farklı içeriklerle de bu kitabı yazmak mümkündü ancak ben gelecekteki bu çalışmaları
Elektrik-Elektronik Fakültesinin kurumsal aidiyet duygusunu yaşayıp, yaşatacak olan genç fakülte mensuplarına
bırakıyorum ve onlara şimdiden 100. yılın heyecanını duymalarını hatırlatmak istiyorum.
Üniversitemizin, fakültemizin ve bizlerin gelişiminde emeği geçen hayatta olmayan tüm hocalarımızı rahmetle anarken, hayatta olanları da saygıyla anıyoruz…
Saygılarımla,
Prof. Dr. Serhat Şeker
Sn. Prof. Dr. Serhat Şeker'in 90. Yılında İTÜ Elektrik - Elektronik Fakültesi ve Geleceğe Bakış kitabına ulaşmak için lütfen tıklayınız.

Paylaş:
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!