×

Renk Kullanımı ve Mekana Etkisi



Renk Kullanımı ve Mekana Etkisi


Prof.Dr. Banu Manav




Öz

İç mimari tasarımda, hacim ölçeğindeki önemli tasarım parametrelerinden bir tanesi olan “renk” konusu, mekana kimlik kazandırmak ve mekan algısı açısından oldukça önemlidir.  Renk kullanımı iyi planlanmazsa istenilen renk duyulanmasından farklı bir sonuç ile karşılaşılabilir. Bu nedenle renk kullanımı için mekan türüne bağlı olarak bir renk düzeni kurulmalı ve mekan algılamayla olan ilişkisi planlanmalıdır. Bu yazı kapsamında renk konusunun mekanın iletişim gücüne katkısı renk,-anlam-mekan ilişkisi üzerinden tartışılacaktır.

1.Giriş

Mekanın anlamsal çözümlemesine neden olan deneyimlemede, beş duyu organıyla gerçekleşen ve belleğin katkısıyla anlamsal bütünlüğe varan süreç algı mekanizmasında etkilidir. Bu süreç, mekan çözümlemede algı mekanizmasının bütüncül bir sistem içerisinde paralel duyumlama süreçlerinin birleşimiyle gerçekleştiğini açıklamaktadır. Yapma çevreler, kimi zaman kişinin beklentilerine oldukça uzak kalmakta ve algı düzeyi düşük, memnuniyet açısından olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Bu durumun tersine, kendine özgün kimliğiyle dikkati çeken yapma çevreler de kişiler için “özel, seçkin, güzel ve benzeri” tanımlarla anılmaktadır.

2.Renk, Anlam ve Mekan

Bir biçim, doku veya renk belleğimizde bir anlam oluşturabilir. Mutluluğun Mimarisi adlı eserinde Alain de Botton, dilimizde birçok metafor olduğunu ve duyguların ifadesinde bu metaforlardan yararlandığımızı tartışmaktadır. Güçlü kavramını anlatmak için yüksek bir yapı, ağır ve kalın bir biçim kullanmak fikri olduğu, dinginlik için az katlı, yatayda sürekliliği olan bir biçim kullanmak önerisi, yumuşak izlenimi için özgül ağırlığı hafif ve açık renk bir malzeme, şeffaf için saydam/yarı saydam malzemeler, hatta demokrasinin simgesi için saydam malzemelerin seçilebileceği anlatılmaktadır[1]. Tüm bu anlamsal ilişki kurma çabaları, mekanı deneyimlemede etkili olmaktadır. Kişilerin çevresindeki elemanlara benzettiği yapı/ mekan/nesne ile iletişim kurması daha kolay ve başarılı olmaktadır. İletişim kurma sürecinde renk kavramının katkısı, fiziksel ve psikolojik açıdan kişileri etkilemesi nedeniyle önemlidir.

Literatürde, rengin anlamsal etkisini araştıran çalışmalar ve bu konuda bazı belirlemeler yer almaktadır. Mahnke tarafından başlatılan, üzerinde birçok araştırmacının çalıştığı renk araştırmaları sonucunda renklerin kişilerde olumlu ve olumsuz etkiler uyandırdığı sonucuna varılmıştır 2 . Konuya çeşitli örneklemler üzerinden yaklaşmak gerekirse;

Beyaz ve siyah, akromatik olarak bilinmektedir. Beyaz saflığın ve temizliğin temsilidir, gün ışığı altında her şey kendi öz renginde görünür, mekana ait tüm kusurlar görünür. Bütün eşyaların, iç mekan renklerinin beyaz olduğu ve yüzeyler arasında doku farkı olmayan bir mekan negatif olarak algılanır, monoton ve sıkıcıdır. Beyaz yüzeyler üzerine düşen ışığı yansıtır; beyaz yüzeylerin parlak olması durumunda ışığın kontrolsüz yansıması kamaşmaya neden olabilir, mekan konforsuzdur.

Siyah, ışığın yokluğunu temsil eder, mekandaki sınırların görünürlüğünü azaltır, kimi zaman yok eder. Mekanı olduğundan daha alçak, dar, basık algılatır. Siyah yüzeyler üzerlerine düşen ışığı yansıtmadığı için ortam koyu, karanlık, durağandır, daha fazla aydınlatma elemanı ihtiyacı gerekir. Bütün eşyaların, iç mekan renklerinin siyah olduğunda ve yüzeyler arasında doku farkı olmayan bir mekan yaratıldığında negatif olarak algılanır, monoton ve sıkıcıdır.

[1] Alain de Botton, Mutluluğun Mimarisi, 2010:80, 98-105.

2 Mahnke, Meerwein, Rodeck. Color Communication in Architectural Space,:Birkhauser, Basel,2007:30-31.





Yukarıdaki iki resimde örneklendiği gibi, siyah-beyaz ekseninde akromatik bir renk düzeni oluşturulmuşsa, mekanda doku farkı, gri tonlamalar ve farklı bir renk ile vurgu yoksa, ortam durağandır, uzun süre vakit geçirdiğimizde mekan izlenimleri olumsuz sıfatlarla aktarılabilir, negatif algı oluşabilir. Pozitif algı ise, bir mekandaki renk kompozisyonu farklı renk türleri ile oluşturulmuşsa, aynı renk türüne ait yüksek doymuşluk derecelerinde renk örnekleri birlikte kullanılmışsa ve/veya yüzey dokuları baskın ise ortaya çıkmaktadır. Mekanın iletisi güçlüdür, doku farkları, renk ile vurgu vardır, mekan sıkıcı değildir. Kullanılan malzeme ve doku özelliklerine göre sıcak, rahat gibi sıfatlarla anlam kazanmaktadır. Aşağıdaki oturma ve yaşam alanı ahşabın sıcaklığı, mobilyaların ölçü, form ve stil olarak uyumu ile rahat ve sıcak izlenimini uyandırmaktadır. Açık renkli duvar yüzeyleri ve aydınlık iç mekan ferah bir ortam yaratmıştır.



Renklerin anlamlarına, kaynaklarda bilinen şekliyle bakarsak canlı, parlak bir kırmızı gücü, neşeyi, mutluluğu harekete geçirir, kullanıldığı mekanda dinamik, canlı bir etki yaratır. Negatif yüzüyle, koyu ve mat bir kırmızı korkuyu, aşırı öfkeyi açığa çıkartır, kan basıncını arttırır. Canlı ve parlak bir turuncu enerji verir, yaratıcılığı ve hırsı harekete geçirir, sıcak bir atmosfer yaratılmasında etkilidir. Ancak turuncu rengin mekan içinde yoğun ve baskın kullanımı nevroz ve huzursuzluk nedenidir. Neşe veren bir renk olan parlak ve canlı sarı bilgeliği, sezgisel kavrayışı ortaya çıkartır, kullanıldığı ortamda dikkat çekici bir etki yaratır. Altın sarısı kullanıldığı mekanda zenginliği ve şöhreti temsil eder. Negatif yüzüyle sarı, çok parlak ve dikkat çekici olduğundan sinir sistemini fazla uyarır, rahatsızlık verebilir. Doğanın rengi olan yeşil bedensel ve zihinsel açıdan yorgunluğu gideren huzurlu ve dingin bir ortam yaratmak için kullanılan bir renktir. Ancak, yeşil baskın olarak kullanıldığında sakinlik temsili tembelliği çağrıştırabilir, koyu yeşil sıkıcı, tedirgin edici bir ortam yaratabilir. Genellikle açık mavi sakinliğin, umudun, uyumun rengi olarak bilinir, bu özelliğiyle sessiz ve sakin bir ortam yaratmak istenildiği ortamlarda tercih edilir. Negatif açıdan koyu mavi, hüzün ve iç karartıcı bir etki yaratabilir, mekan donuk, statik, sıkıcı hissedilebilir. Mor ile mavi arasında bulunan lacivert mantık, sezgi ve disiplini yaratıcılıkla birleştirirken, negatif açıdan bakıldığında durgunluk, zihinsel yorgunluk getiren bir renktir.

Renklerin birlikteliğinde bir mekan sıcak-soğuk-samimi-rahat ve benzeri sıfatlarla tanımlanır ve bir kimlik kazanır. Mekan kurgusunda düşey ve yatay düzlemlerde hangi renk düzenlemesi ile renklerin psikolojik ifadesinin güçleneceği dikkate alınmalıdır. Görsel algılamanın önemi de dikkate alınarak, odak noktalarının hiyerarşisi düşünülerek renkler seçilmelidir. Seçilen ışık kaynağı, malzemeler iç mekan tasarımında birlikte ele alınmalıdır. Rengi, malzemenin özelliklerinden bir tanesi olarak, aydınlatan ışığın özelliklerine bağlı olarak anlamlandırırız. Aynı renge boyanmış iki tekstil malzemenin kullanımını düşünürsek; örneğin parlak bir saten kumaş ve bir kadifenin anlatım dili farklıdır. Saten parlak ve hafif, kadife derin ve sıcak bir etki yaratacaktır.

Mekan içinde malzemelerin birlikteliği düşünüldüğünde, seçilen malzemelerin renk özellikleri, kapladıkları yüzey alanı ile birlikte düşünülmelidir. Tavan-duvar-döşemelerde kullanılan malzemeler geniş yüzey alanına sahip olduğu için, seçilen malzemenin renk özellikleri, değer (içindeki gri miktarı; açıklığı-koyuluğu) ve doymuşluk (kendi öz rengine yakınlığı; soluk-parlak) öğeleri de dikkate alınarak seçilmelidir. Rengin kişilerde uyandırdığı izlenimler mekan algısını etkilemektedir. Renk konusu, mekana kimlik kazandırmak, mekan psikoloji ve kişisel izlenimler açısından önemlidir. Renk kullanımı bir tasarım konusudur, uzmanlık gerektirir. İyi etüt edilmeden yapılan renk uygulamaları kötü sonuçlar doğurabilir.









Paylaş:
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Sosyal Medyada Bizi Takip Edin!
E-Bülten Kayıt