Kimi Yöneticiler “Giderken” Mutlu Eder, Kimileri de “Gelirken”
Kimi Yöneticiler “Giderken” Mutlu Eder, Kimileri de “Gelirken”
Levent Taşkın
Herkese merhaba. Hepimiz günümüzün büyük bir kısmını geçirdiğimiz şirketlerde hem kariyerimiz için fırsat yaratmak isteriz; hem de huzurlu, mutlu ve sürekli öğrenecek bir ortamda çalışmak isteriz. Çalışırken mutlu olacak ortamı yaratacak olan şirket yönetimidir; hatta şirketteki yöneticilerdir. Birçok defa ekibimizden verimli ve gelişmeye açık personelin ayrılmasına anlam veremeyiz. Hatta belki de sorgulamayarak hata üzerine hata yaparız.
Uluslararası rekabete açık ve yenilikçi şirketlerde çok iyi işleyen bir İnsan Kaynakları bölümü ve buna paralel personel gelişimine yönelik performans analizleri, on-line ve harici eğitimler, kariyer planlaması, yüksek potansiyel personelin seçilip desteklenmesine yönelik prosesler, personel memnuniyet değerlendirmeleri ve 360 derece performans ölçümleri yapılarak personel için hem ölçülebilir, hem de kariyeri için güven yaratan bir fırsat yaratılmıştır.
Sistemleri uygulayan ve şirket kültürü olarak yerleştirenler de yöneticilerdir. Eğer yöneticinin kendisi ekip çalışmasına, geri besleme almaya, eleştiriye, ölçülmeye ve farklı fikre açık değilse sistem yerine bireysel kaygılardan dolayı huzursuzluk ve verimsizlik o şirketi sarmıştır. İşte bu nedenle kimi yöneticiler “giderken” mutlu eder, kimileri de “gelirken”. Ekibimizin performansını artırmak için, “gelirken mutlu eden” bir ekip lideri olmamız gerekir. Giderken mutlu eden ekip lideri, “zehirleyen” dir. Ekip üyelerinin enerjilerini ve içlerindeki ışığı alır, önlerini ve yollarını karartır. Çünkü ekip üyelerine açık veya dolaylı bir biçimde yetersiz ve hatalı olduklarını hissettirir; onlara fırsat vermediği ve is delege etmediği gibi, onlardan gelen iyi bir fikri de sahiplenir.
Giderken mutlu eden yöneticilerin ortak özelliklerinden birisi de yüksek ve kontrol edilemeyen egosudur.
İş hayatında egonun olumlu ve olumsuz yansımalarını görmekteyiz. Ego yönetilebildiği ve kontrol altında tutulabildiği sürece bir liderin önemli motivasyonu, tatmini ve savaşçı ruhudur. Bu durumda ego, yüksek verim ve başarı şeklinde şirkete getiri sağlar; ekibi iten bir güç olur. Ancak iş hayatında egonun olumsuz kullanımı ve kontrol altında tutulamaması ise felaketi getirir.
Ego, daima haklı çıkmak ister. İnsanlarla mantıklı ve faydalı bir biçimde iletişim kurmak yerine önemsediğiniz tek şey haklı ya da galip çıkabilmektir. Her şeyin merkezinde sadece siz varsınızdır. Başkalarının ne durumda olduğunun hiçbir önemi yoktur. Siz istediğiniz her şeye ulaşın yeter. Bu uğurda başkalarını kötü duruma düşürmek, ezip geçmek gerekiyorsa da bunun bir önemi yoktur.
Ego hiçbir zaman doymak bilmez. Her zaman büyümek, daha fazla beslenmek, tüm dünyayı yutmak ister.
Ego ve hırs kontrol edilmediği surece kişinin önce çevresini sonra da kendisini yok eder.
Yüksek egoya sahip olan; bunu göstermekten çekinmeyen ve hatta bundan zevk alan yöneticiler gözü dönmüş bir savaşçı gibidir. Fazla düşünmezler, hep kendi görüşleri kabul edilsin isterler; eleştiriyi kabul etmezler. Hep biat edilsin ister ve ekibine emirler yağdırmayı çok severler. Kendi hatalarını görmezler, çünkü hata yapmazlar !!!
Büyük egolu bir insan etrafındakileri daima yargılar, kendisinin onlardan daha iyi olduğunu kanıtlamaya çalışır ve sevgi ya da dostluk gibi kavramları algılamakla alakalı ciddi sıkıntılar yaşar. Hiçbir şeyi beğenmez ve asla teşekkür etmez. Çünkü o ekibiyle ve herkesle yarış içerisindedir.
Ego, yalnızca kendinizi dinlemenizi ve kendi bildiğinizi yapmanızı ister. Bu elbette bir noktaya kadar gereklidir fakat işin aşırıya kaçması, etrafınızdaki insanların tecrübelerine kulak asmamak, insanların tavsiyelerini dikkate almamak noktasına gider.
Bu da ekip çalışmasında huzursuzluk, güvensizlik, fikirlerin ortaya çıkmaması, stres, zayıf kişiliklerin ekipte kalması, yaratıcılığın yok olması, iş delegasyonunun olmaması ve kendine güvenin kaybolması gibi birçok olumsuz etki yaratır. Sonuçta şirket performansının ve ekip motivasyonunun düşmesine neden olur.
Egosunu olumlu yönde ve kontrol ederek kullanan yönetici ise güven yaratır.
Bir yönetici hem üst yönetime hem de ekibine karşı güven kazandığında bu güven müşterilere de yansır; basari ve bağlılık oluşur.
Paylaş:
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!