×

Hepiniz Oradaydınız...



three-monkeysR1


HEPİNİZ ORADAYDINIZ...


İlke İbrahim Kider


Söylesem tesiri yok,
Sussam gönül razı değil.
Demiş  Fuzuli.


Susayım diyorum... Umursamayayım diyorum... Gözümü kapatıp başka tarafa bakayım diyorum... Gönlüm razı olmuyor. Zira Ziya Paşa’nın Terkib-i Bend şiirinde belirttiği gibi birilerine “Sen herkesi kör, alemi sersem mi sanırsın?” diyesim geliyor.
Yıllardır, ülkemizde alçak gerilim pano tasarım ve imalatının nasıl yanlış yapıldığından bahseder dururum. Çünkü ülkemizde en kolay açılacak işletmelerden biridir alçak gerilim pano imalathanesi. Ben bugün oturduğum mahallede berber dükkanı açmaya kalksam haftasına kalmaz kapıma belediye dayanır , “Nerede senin ustalık belgen ?” diye sorar. Lakin aynı yerde 5000A pano imal etmeye kalksam kimse sormaz bana ”Arkadaşım sen hangi teknik bilgi ve altyapıya dayanarak pano imal ediyorsun ? “ diye. O yüzden pano imalathanelerinde çalışan her ustanın hedeflerinden biri de kendi panocusunu açmaktır. Biraz el aleti, belki bir bakır bükme makinesi, biraz alan , menşei belirsiz somun civata. Al işte açtık panocumuzu ! Önce işe eski panocuların taşeronluğunu yapmakla başlayalım, zamanla kendi işimizi de yaparız hayırlısı ile !
Yazıya başlarken nelerden bahsedecektim, konu nereye geldi ! Biz konumuza dönelim.
Bu pano imalatının en önemli aşaması panonun tasarımıdır. Hadi daha havalı söyleyelim ; panonun dizaynı. Yıllardır söyleye söyleye dilimizde tüy bitti. Yazdığımız yazıların üzerinden sene geçti, mevsim geçti, ay geçti. Konferanslarda anlattıklarımızın üzerinden hayat geçti, ömür geçti, yaş geçti. Pano tasarımı, hata yapmaya en açık ve tasarruf (!) yapmaya ( içimden geçen kelimeyi söylersem hukuki problem çıkar) en müsait yerdir. Dolayısıyla insan kaynaklı hataları en aza indirmek için yapılması gereken şey bellidir: AG pano tasarımını bir yazılım vasıtasıyla gerçekleştirmek. O panonun orijinal tasarımcısı olan firmanın (standarttaki tanımıyla “original manufacturer) oluşturacağı ve panonun orijinal tasarım kurallarına uygun olarak çalışacak bir yazılım gerekir. Bu sayede tamamen iyi niyetli (!) olarak panoyu mümkün olabildiğince “zip”leyen ( bu tanım tarafıma aittir ) , yani panoyu tıka basa devre kesici ile dolduran pano tasarımcısı arkadaşlarımız engellenmiş olacaktır.
Biz bunu diyoruz ama konu dönüp dolaşıp aynı yere geliyor. Fiyat ! Tasarım kuralı kimin umurunda ? Panoda marka varsa “de facto” (pratikte) kurallara uygun yapılmıştır ! Biz yıllardır yazılım bazlı tasarım diye diye nefesimizi tüketirken, panolarını “devre kesici istifleme” yöntemiyle imal edenler, şimdi “ag pano tasarım yazılımı” diye davul çalıyor !
Sen, “projeci” arkadaşım. Kaçırma gözlerini ! Her ortamda “standartlara uygunluk”tan bahsedersin, şartnamenin tamamen objektif olduğunu, hiçbir markayı tarif etmediğini ve teknik olarak mükemmele yakın olduğunu söylersin. El Hak doğrudur. Ama şartnamende panonun sacının moleküler yapısına kadar tarif ederken, panonun orijinal tasarımına uygunluğu hakkında neden iki cümle yazmazsın ?
Sen, “Son kullanıcı” dostum, basma ekranın sağ üstündeki çarpı işaretine sayfayı kapatmak için. Biliyorum, ağır konuşuyorum biraz ama kabul et ki haklıyım. O panoyu kullanacak olan sensin, ben değil. Kendine araba alırken , ucuz diye Bostancı oto sanayide sağı soluyla oynanmış araba mı alıyorsun , yoksa orijinalliği bozulmamış olanı mı tercih ediyorsun? Sen değil misin, ikinci el araba alırken yanında usta götürüp kontrol ettiren ? Tesisinde kullanacağın panoyu alırken niye sorgulamıyorsun orijinaline uygun imal edilmiş mi diye? Dur dur, sen söyleme , onu da ben diyeyim. Üzerinde “marka” var diye sorgulama gereği duymuyorsun değil mi ? Bak sana küçük bir ipucu vereyim. Kimseye güvenme. SORGULA ! Panoyu aldığın firmaya sor “bu panoyu hangi tasarım kurallarına göre tasarladınız ?” diye.
Sen , müteahhit kardeşim. Neyse, senin çok da umurunda değil zaten. Nihai müşteri kabul ettikten sonra kim bir kuruş ucuza verirse ondan alırsın. Sen de haklısın. Ne diyeyim ki...
Sen , anlı şanlı “marka”ların panosunu imal eden, güzel kardeşim. Anladım, senin de tutturman gereken satış hedeflerin var, iş almalısın ki işçine maaş ödeyebilesin. Ama gözünü seveyim bana bir anlat, tüm rakiplerinin ve dahi aynı marka panoyu imal eden diğer panocunun yaklaşık 10 ton bakır ile yaptığı panoyu 5-6 ton bakır ile nasıl bitiriyorsun? Elektriği bizim bilmediğimiz bir yöntemle iletmeyi mi buldun, veya bakırdan daha iyi iletken ama daha ucuz bir madde mi buldun? Sana bir haber, bulduysan Nobel Fizik ödülün garanti.

Velhasıl, “rekabet şartları” hafifletici sebep sayılmaz. Çünkü bu hatalar yapılırken ,

HEPİNİZ ORADAYDINIZ .

Not: Yukarıda yazılanların ülkemizle en ufak bir ilgisi yoktur. Tamamen yurt dışında edinilen tecrübeler göz önüne alınarak o ülkelerdeki pano sektörüne hitaben yazılmıştır. Tamam yazı Türkçe olabilir, ama tercüme edip okusunlar. Onu da mı ben düşüneyim !
Paylaş:
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Sosyal Medyada Bizi Takip Edin!
E-Bülten Kayıt