Kentsel Isı Adası Etkisi Konusunda Farkındalık Artmalı
Kentsel Isı Adası Etkisi Konusunda Farkındalık Artmalı
M. Remzi Çelik
Kentsel Isı Adası Etkisi; şehirlerin doğal arazi yapısının yoğun kaldırım, bina, ısıyı emen ve tutandiğer yüzeyler ile değiştirildiğinde ortaya çıkar. Buetki, enerji maliyetlerini (daha fazla klimakullanımı), enerji tüketimini (karbon salınımı),hava kirliliği seviyelerini, sıcaklığa bağlı hastalık veölüm oranlarını artırır. Böylece kent atıklarındaki virüs, bakteri ve koku da artar.
İklim değişikliği, muhtemelen yaz aylarında dahasık, daha şiddetli ve daha uzun sıcak havadalgalarına yol açacak. Aşırı sıcaklık, genellikle ilk önce en savunmasız popülasyonlarımızı etkileyecek.
Ağaçlar, yeşil çatılar ve bitki örtüsü, bina yüzeylerini gölgeleyerek, güneşten gelen radyasyonu saptırarakve nemi atmosfere salarak kentsel ısı adası etkilerinin azaltılmasına yardımcı olabilir.
Aslında 1900’lü yıllardan beri LONDRA çalışmaları ile başlayarak, özellikle 1993’te Philadelphia'da,1995’lerde Chicago'da somut olarak sayısal ve istatistiksel etkileri de görülerek, Kent Isı Adası Etkisi’nin birhalk sağlığı problemi ve küresel iklim krizinin tetikleyicilerinden biri olduğu gündeme gelmiştir. Giderekartan sıcaklıklar bu konuyu daha da öne çıkaracaktır.
Bütün canlı hatta cansız varlıklar olarak gerek atmosfer üzerinden iletimle, gerek dokunduğu zamankondüksiyonla, güneşten yayılan radyasyonla bir ısı alışverişi içindeyiz. Vücut sıcaklığımız 36,5 derece gibi buçuğu da olan bir orandır, 35 dereceye düştüğü zaman hipotermiye giriyoruz. 40-41 dereceye varan aşırısıcaklıkta da hastaneye gidiyoruz. Dolayısıyla aslında çok dar bir aralıkta ısı alışverişi yapıyoruz. Homosapiens bunu bildiği halde kentleşmedeki yanlış uygulamalarıyla, sağlıksız kentler inşa ederek geleceğini,sağlığını, türlerin devamını zora sokuyor.
Aldığımız 100 kalorinin 80 kalorisini beynimiz harcıyor, 20’sini eklemler, kaslar kullanıyor. Dolayısıyla buderece hassas bir süreç içinde, biz kötü kentleşmeden ve yanlış yapılaşmadan oluşan ısı adası etkisiyleaslında son derece ciddi bir sağlık problemi yaşama riski taşıyoruz. Isı adasını önlemek yerine klimalarayükleniyoruz. Bu sorun özellikle büyük kentlerin ana problemlerinden biri haline geliyor. Güneş yüzeyi 5000 derece, merkezi 15 milyon derece, güneşi soğutamayız.
İklim değişikliği, muhtemelen yaz aylarında dahasık, daha şiddetli ve daha uzun sıcak havadalgalarına yol açacak. Aşırı sıcaklık, genellikle ilk önce en savunmasız popülasyonlarımızı etkileyecek.
Ağaçlar, yeşil çatılar ve bitki örtüsü, bina yüzeylerini gölgeleyerek, güneşten gelen radyasyonu saptırarakve nemi atmosfere salarak kentsel ısı adası etkilerinin azaltılmasına yardımcı olabilir.
Aslında 1900’lü yıllardan beri LONDRA çalışmaları ile başlayarak, özellikle 1993’te Philadelphia'da,1995’lerde Chicago'da somut olarak sayısal ve istatistiksel etkileri de görülerek, Kent Isı Adası Etkisi’nin birhalk sağlığı problemi ve küresel iklim krizinin tetikleyicilerinden biri olduğu gündeme gelmiştir. Giderekartan sıcaklıklar bu konuyu daha da öne çıkaracaktır.
Bütün canlı hatta cansız varlıklar olarak gerek atmosfer üzerinden iletimle, gerek dokunduğu zamankondüksiyonla, güneşten yayılan radyasyonla bir ısı alışverişi içindeyiz. Vücut sıcaklığımız 36,5 derece gibi buçuğu da olan bir orandır, 35 dereceye düştüğü zaman hipotermiye giriyoruz. 40-41 dereceye varan aşırısıcaklıkta da hastaneye gidiyoruz. Dolayısıyla aslında çok dar bir aralıkta ısı alışverişi yapıyoruz. Homosapiens bunu bildiği halde kentleşmedeki yanlış uygulamalarıyla, sağlıksız kentler inşa ederek geleceğini,sağlığını, türlerin devamını zora sokuyor.
Aldığımız 100 kalorinin 80 kalorisini beynimiz harcıyor, 20’sini eklemler, kaslar kullanıyor. Dolayısıyla buderece hassas bir süreç içinde, biz kötü kentleşmeden ve yanlış yapılaşmadan oluşan ısı adası etkisiyleaslında son derece ciddi bir sağlık problemi yaşama riski taşıyoruz. Isı adasını önlemek yerine klimalarayükleniyoruz. Bu sorun özellikle büyük kentlerin ana problemlerinden biri haline geliyor. Güneş yüzeyi 5000 derece, merkezi 15 milyon derece, güneşi soğutamayız.
Islak ve kuru termometre sıcaklığı, psikrometrik diyagramda insankonforunu, insanın konforunun olduğu alanı tarif edecek parametrelerdir.Biz ikisinin birleşimine hava indeksi diyoruz. Nemi de düşünmedenedemeyiz. Aynı çift fanlı, harddiski soğutan bilgisayara nasıl fan gerekiyorsabizim de soğutmamız gereken bir beynimiz var. Onu sıcağa maruztutamayız.
Ayrıca vücudun atmak istediği su var. Eğer havanın içindeki su miktarı artarsa bizim terlememiz zorlaşıyor.Bu, yaşlı insanlarda, diyabetlilerde, kardiyovasküler hastalığı olan insanlarda, çocuklarda, hamilelerdesıkıntıya sebep oluyor ve konforsuz bir alan yaratıyor. İnsanoğlu 24 derecede, yüzde 50-60 arası nemderahat edebiliyor. Çünkü orada deri yoluyla terinizi de atıyorsunuz. Küresel iklim krizinin getirdiği etkiyle okyanuslardaki, nehirlerdeki buharlaşmanın artmasıyla su buharı ve onun bizim üzerimize yaptığı basınçartıyor.
Arabadan çıkan egzozu görebiliyorsunuz. Solumaktan çekiniyorsunuz. Ama ısı adası görünmeyen, halksağlığı üzerine gerçekten sinsi etkisi olan, beyana dayalı bir etkiye sahip. Mesela “çok sıcaktı fenalaştım”deyip hastaneye gidenlerin bu şekildeki beyanlarıyla istatistiksel bir değere ulaşıyoruz. Bu aşırı sıcaklık kaynaklı sağlık sorunları, bir senede 70 bin, 80 bin erken ölümün nedenini oluşturuyor. Tıbben baktığınızda kronik hastalıklar üzerinde ciddi tetikleyici etkileri olduğu için aslında ne derece önemli birhalk sağlığı sorunu olduğu anlaşılmıyor. Ama istatistik bilimi bunu çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Ambulans çağrıları ve hastaneye başvurular arasında bir ilişki kuruluyor. Isı adasının olduğu yerleri takip ediyorlar. Betonlaşmanın olduğu, ağaç ve örtücü bitkilerin çok az olduğu kentlerde bunun ölçümlenmesi gerek. Gelişmiş ülkeler gerek uydularla gerekse öğrencilerin ceplerine veya çantalarına astıkları birbiriyle haberleşen ısı ölçerlerle, merkeze bildirim yapan bu cihazlarla sıcaklık artışını çok rahat görebiliyor. Bizdehenüz böyle bir farkındalık ve düzenli ölçümler başlamadı.
Kentsel ısı adası etkisinden etkilenen bir bölge olan Penrith yakınlarındaki Jordan Springs'te
(Avusturalya) 2019/20 yazı sıcaklıkları.
Resim : Dr Sebastian Pfautsch.
Kentlerin kırsal alanlarla ısı farkı aralığı; kentin beton, asfalt, taş, kompozit malzeme, alüminyum ve camcephelerinin yoğunluğuna bağlı olarak değişiyor. Ama en az 4-7 derece arasında fark edebiliyor.
Betonun, asfaltın ya da Homo sapiens’in hesapsız kitapsız kente boca ettiği ısı tutan malzemelerin saatbeşten sonra ısıyı geri vermesi ve bizim o sıcaklığa uzunsüre maruz kalmamız haricinde bu durumu gidermek içinklimalara yükleniyoruz. Şu anda çimento, demir ve seramiksektöründen sonra klima enerji tüketimi dördüncü tüketimsektörü sayılıyor. Halbuki kentin, kanyon etkisi dediğimizrüzgârlar, kanopi etkisi dediğimiz şemsiye etkisiyle ağaçların bu etkiyi düşürmesi çok önemli. Kentsel dönüşümde Kadıköy'de yüz binlerce ağaç kaybettik.
,
Hollanda 200 kilometrelik, şehirlerarası beyaz boyalı bisiklet yolları yapıyor ve ağaçlık altından şehirleri birbirlerine bağlıyor. Ne yazık ki biz Kadıköy Meydanı,Taksim Meydanı, Üsküdar Meydanı gibi kent merkezlerinin bitki ve ağaç yapılarını yok ediyoruz.Kadıköy'ün çok ciddi bir ısı adası problemi var. Kadıköy Belediyesi de bunu çok önemsiyor. Stratejikplanında, iklim eylem planlarında ısı adası çok önemli bir yer tutuyor. En azından Kadıköy’de bufarkındalık var. Ancak uygulamada, kontrolde, bölümler arası koordinasyonda büyük sorun var.
Isı adasının bir tanımı da çeperdeki sıcaklıkla merkezdeki sıcaklık arasındaki farktır. Dolayısıyla mesela Fikirtepe, Kadıköy'ün soğumasının önünde büyük bir engel olmuştur. Çünkü o yüksek katlı binalar birperde görevi görüyor. Doğal soğuma, rüzgârla ve tünel etkisiyle gerçekleşemiyor. Bunun kaynağı,planlama hatasıdır. Dolayısıyla bu konunun esas sahipleri; kent plancıları, mimarlar, mühendisler ve akademisyenlerdir. Sağlık konusu ise tabiplerindir.
Kentsel Isı Adası Etkisinin sonuçları olarak alerji, astım, kardiyovasküler rahatsızlıklar, asit yağmuru, ozontehlikesi, kirlilik, haşerenin çoğalması gibi çok majör şeyleri sayabiliriz, ayrıca bu durumda İstanbul’daki su ihtiyacımız da artıyor. İstanbul, her zaman nüfusu hızla artan bir kent olduğundan, Bizans'tan gelen birkronik su sıkıntısı var. Dolayısıyla bunun önüne geçebilmek için de gerçekten bazı tedbirleri ivedilikle almak lazım. Birincisi planlama yaparken ısı adası etkisi göz ardı edilemeyecek bir faktör olmalı. İkincisi Kent Isı Adası Etkisi ve kentlerin serin tutulması konusunda farkındalığın artırılması gerekiyor.
Ağaçlar ve bitki örtüsü şehir peyzajının çoğaltılması gereken unsurları. Yollar boyunca kanopi etkisi yapacak şekilde büyük yaprakları olan, gölgeleme etkisi fazla olan ağaçlar tercih edilmeli. Bu bütün parkbahçelerin ana görevi Kentsel Isı Adası Etkisini düşürmek olmalı. Ayrıca yeşil çatı dediğimiz; çatılarınbitkilerle, yeşil örtücülerle kaplandığı (çünkü çatılar da çok ciddi bir ısı tutucu ve yayıcı fonksiyon görüyor)planlamalar yapılmalı. Enerji, sağlık, hava kirliliği maliyeti, ağaç dikme, örtücüler yapma maliyetinden çokyüksektir.
Teknik tanımına göre; herhangi bir yüzeyin üzerine düşen güneş ışığını yansıtma kapasitesine albedo deniyor. Albedo, yüzeyin yansıtma gücü ya da yansıtma yeteneği olarak da ifade ediliyor. Bir cismin albedosu; güneş ışığının geliş açısına, cismin yüzey alanına, dokusuna veya rengine bağlı olarak değişiyor. Dolayısıyla asfaltların, bisiklet yollarının beyaza boyandığı, gri kaldırım taşlarının tercih edildiği birsüreçten geçiyoruz. Farkındalığın olduğu belediyelerde bu tercihler yapılıyor.
Mesela güneşin altında bekleyen siyah bir araba yüzeyinde sıcaklık 70-80 dereceye kadar çıkabiliyor. Çelik,beton gibi yüzeyler ve koyu renkte oluşu ısı tutma ve yayma kabiliyetini artırıyor.
Kentlerin nüfusları arttıkça toprak azalıyor. Mümkün olduğunca kentlerin topraksızlaştırılmamaları gerekiyor. Deniz kıyılarında 70, 80 dereceye kadar ısınan beton yüzeylere yağan yağmur, bu ısıyı denizlere taşıyor. Yani kıyı şeridindeki habitat etkileniyor. Yarım derece fark bile bir deniz canlısının türünü bitirebilir.
Kentsel Isı Adası Etkisi, bir ağaç ve bitki sorunundan önce halk sağlığı, enerji verimliliği, evcil hayvanlarınpati yanması, kentin virüs, bakteri ve koku sorunu gibi yaşamsal konusudur. Şehir planlamasının enönemli parametrelerindendir.
Paylaş:
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!