Çöp Kamyonu Kanunu
.png)
Çöp Kamyonu Kanunu
Levent Taşkın
[Yayım Tarihi: 13 Mart 2025]
Her geçen gün rekabetteki zorlukların artması, işte tutunma güçlüğü, sürdürülebilir bir kazanç elde etme çabası, anlaşılma problemleri, dinlenilmeme, dikkate alınmama, haksızlığa uğrama, adaletli davranılmaması, önemsenmeme ve değer görmeme gibi birçok sıkıntının içinden geçiyoruz. Bütün bu olumsuz tutum, davranış ve ekosistemin getirdiği saygısızlık bizleri de strese sokuyor, gergin hale getiriyor. İçerisinde bulunduğumuz ortama ve karşımızdaki kişinin konumuna göre çoğu kez olumsuz bir davranış gördüğümüzde susmaya ve sakin kalmaya çabalıyoruz. Her ne kadar sakin kalsak ve hatalı bir davranışta bulunmasak da ruhumuz ve bedenimiz bu gerginlikten nasibini alıyor. Kişilerin kızgınlıkla baş etme, pozitif düşünme ve davranma, zor kişilerle başa çıkabilme ve kendisini motive edebilmesi kolay değildir. Bunun için kişilerin kendisini bilinçli olarak geliştirmesi gerekir. Gelişim için önce mental olarak kişi bu zayıf yönlerini güçlendirmeye kendini hazırlamalı, sonra da koçluk, eğitim ve pratikle destek alarak çaba göstermelidir.
Günlük yaşamın getirdiği stres ve omuzlardaki yüklerden dolayı her gün gergin ve stresli kişilerle karşılaşmamız olasıdır. Aslında bu kişilerin o anki sinirleri bize karşı veya yaşadığı anlık olaya karşı olmayabilir. Bir birikmişliğin veya rahatlayamayacağı bir ortamdan çıkıp kendince tepkisini kolay vereceği ilk ortamda yaşadığı küçük bir aksilikteki rahatlama ihtiyacının bir sonucu da olabilir. Sıkıntı ve aşırı tepkinin getirdiği yüksek ses kızgınlığın ifadesi olarak ortaya çıkar. Ancak bu kızgınlık belki de sizden önce yaşanmış bir başka olayın birikimidir. Ya da özel hayatında yaşadığı ve çözüm bulamadığı, onu çaresiz bırakan bir konuyla ilgilidir. Belki de yaşadığı bir acı, sağlık problemi veya maddi sıkıntıların getirdiği çaresizliğin bir tepkisidir. Oluşan kızgınlığın tepkisi aslında bir buzdağının suyun üzerinde görünen parçasıdır. Bu tepkinin asıl nedeni, buz dağının suyun altındaki gizli ve daha büyük parçasında saklı olabilir. Çoğu zaman da öyledir.
Kızgınlığı, öfkeye dönüştüren; onu tehlikeli, yıkıcı ve sağlıksız yapan şey saldırganlıktır. Kızgınlık, doğal ve insanca duygulardan biridir. Kızgınlığı, bağırıp çağırmadan, şiddet kullanmadan, kendimize ve karşımızdakine zarar vermeden, iletişimi ve ilişkiyi zedelemeden ifade etmenin yolları da vardır. Önemli olan, kızgınlığı ifade etmek, kelimelere dökmek; bunu yaparken de ilişkiyi, iletişimi korumak ve sürdürebilmektir. Zamanında ve yerinde söylenen akıllıca seçilmiş kelimeler, kızgınlığınızı ifade ederken karşı tarafı da düşündürür.
Kızgın ve öfkeli kişiler aklına ilk geleni yapmaya meyillidir. Sert ve seri hareket eder. Vücut dilleri ve ses tonları negatiftir. Adrenalini yüksektir ve tepkileri itici ve kavgacı gibidir. Bu nedenle kızgın kişilerle karşılaştığımızda sakin kalmanın yolu olayı kişiselleştirmemektedir. Buzdağının altında bir birikmişlik olduğunu hatırlamaktır. Kişinin içini boşaltması, rahatlaması için bir tepki gösterdiğini anlamaya çalışmaktır. Zor olan hepimizin zaten gergin ve stresli olduğu bir toplumda sakin kalmayı başarmak ve bizi daha fazla zorlayacak kontrolden çıkmış kişilere karşı mantık ve aklımızı kullanarak davranış göstermektir.
Günlük yaşamın getirdiği stres ve omuzlardaki yüklerden dolayı her gün gergin ve stresli kişilerle karşılaşmamız olasıdır. Aslında bu kişilerin o anki sinirleri bize karşı veya yaşadığı anlık olaya karşı olmayabilir. Bir birikmişliğin veya rahatlayamayacağı bir ortamdan çıkıp kendince tepkisini kolay vereceği ilk ortamda yaşadığı küçük bir aksilikteki rahatlama ihtiyacının bir sonucu da olabilir. Sıkıntı ve aşırı tepkinin getirdiği yüksek ses kızgınlığın ifadesi olarak ortaya çıkar. Ancak bu kızgınlık belki de sizden önce yaşanmış bir başka olayın birikimidir. Ya da özel hayatında yaşadığı ve çözüm bulamadığı, onu çaresiz bırakan bir konuyla ilgilidir. Belki de yaşadığı bir acı, sağlık problemi veya maddi sıkıntıların getirdiği çaresizliğin bir tepkisidir. Oluşan kızgınlığın tepkisi aslında bir buzdağının suyun üzerinde görünen parçasıdır. Bu tepkinin asıl nedeni, buz dağının suyun altındaki gizli ve daha büyük parçasında saklı olabilir. Çoğu zaman da öyledir.
Kızgınlığı, öfkeye dönüştüren; onu tehlikeli, yıkıcı ve sağlıksız yapan şey saldırganlıktır. Kızgınlık, doğal ve insanca duygulardan biridir. Kızgınlığı, bağırıp çağırmadan, şiddet kullanmadan, kendimize ve karşımızdakine zarar vermeden, iletişimi ve ilişkiyi zedelemeden ifade etmenin yolları da vardır. Önemli olan, kızgınlığı ifade etmek, kelimelere dökmek; bunu yaparken de ilişkiyi, iletişimi korumak ve sürdürebilmektir. Zamanında ve yerinde söylenen akıllıca seçilmiş kelimeler, kızgınlığınızı ifade ederken karşı tarafı da düşündürür.
Kızgın ve öfkeli kişiler aklına ilk geleni yapmaya meyillidir. Sert ve seri hareket eder. Vücut dilleri ve ses tonları negatiftir. Adrenalini yüksektir ve tepkileri itici ve kavgacı gibidir. Bu nedenle kızgın kişilerle karşılaştığımızda sakin kalmanın yolu olayı kişiselleştirmemektedir. Buzdağının altında bir birikmişlik olduğunu hatırlamaktır. Kişinin içini boşaltması, rahatlaması için bir tepki gösterdiğini anlamaya çalışmaktır. Zor olan hepimizin zaten gergin ve stresli olduğu bir toplumda sakin kalmayı başarmak ve bizi daha fazla zorlayacak kontrolden çıkmış kişilere karşı mantık ve aklımızı kullanarak davranış göstermektir.
.jpg)
Hayatta sakin kalıp, olaylara akıl ile yaklaşmanın faydasını bilinen kısa bir hikaye ile sonlandırmak isterim:
Kadın taksiye binmiş ve havaalanına gitmek istediğini söylemişti. Sağ şeritte yol alırken siyah bir araba park ettiği yerden aniden yola, önlerine çıktı. Şoförü çarpmamak için sert şekilde frene bastı. Taksi kaydı, ama diğer arabaya çarpmaktan kıl payı farkla kurtuldu. Siyah arabanın sürücüsü camdan başını çıkarıp bağırmaya ve küfretmeye başladı. Taksi şoförü ise gayet sakin ona gülümsedi ve içten bir şekilde el salladı. Kadın bütün bu olanları şokunu yaşarken, taksi şoförünün tavrına daha da şaşırmıştı.
Sordu: "Neden böyle davrandınız? Adam neredeyse arabanızı mahvedip ikimizi de hastanelik edecekti."
Taksi şoförü gülümsemeye devam ederek: "Çöp Kamyonu Kanunu" dedi.
Kadın: "Çöp Kamyonu Kanunu?" diye sordu, anlamamıştı.
Şoför açıkladı: "Pek çok insan, çöp kamyonu gibidir. Her tarafta içleri çöp dolu olarak dolaşıyorlar; kızgınlığı, öfkeyi ve hayal kırıklığını biriktiriyorlar. Ancak doldukça çöpleri bırakacak bir yere ihtiyaç duyuyorlar. Bu bazen ben, bazen de siz olabilirsiniz. Kişisel almayın. Sadece gülümseyin, onlar için iyi şeyler temenni edin ve yolunuza devam edin.
Onların çöpünü alıp işyerinize, evinize veya sokaktaki diğer insanlara dağıtmayın." Başarılı insanlar, çöp kamyonlarının günlerini mahvetmesine ve ellerine geçirmesine izin vermezler. Hayat sabahları pişmanlıklarla uyanmak için çok kısa, dolayısıyla size iyi davranan insanları sevin, iyi davranmayanlar için iyi temennilerde bulunun.'
Hayat; "%10" onunla ne yaptığınız, "%90 "onu nasıl alıp karşıladığınızdır.

Paylaş:
SON YAZILAR

Yöneticinin Kuralları...
25 Nisan 2025

Organik-YZ Savaşında T-İnsan Olmak...
25 Nisan 2025

Karikatürlerle Felsefe Bölüm-13
26 Nisan 2025
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!