×

Bir Topraklama Hikayesi



Bir Topraklama Hikayesi 

H.Avni Gündüz

 
Seminerlerden MİSEM’e Uzanan Yolculuk…
 
İlk topraklama deneyimim ortaokula başladığım yıllarda oldu. Lambalı radyomuz (daha transistörlüsü çıkmamıştı) şarjlı havalarda “carr, carr” diye ses çıkarınca; nereden duyduysak çıplak bir iletkeni pencereden çıkarıp toprağa gömmüştük. Bu arada bir çiviye dolayıp çaktığımı da hatırlıyorum. Ses kesilmedi ama güvenlik önlemi alınmıştı!
Üniversiteye gidinceye kadar topraklamayla irtibatım olmadı. Üniversitede arkadaşlar arasında şasinin topraklanmasını kafamızda canlandıramazdık. Birisi “Uçakta ne yapacağız, saksı mı götüreceğiz?” demişti. Gülüşmüştük ama yanıtını da bilmiyorduk. Derslerin yoğunluğundan araştırma olanağı olmamıştı. Dağıtım dersinde bir şeyler anlatıldı ancak kısa bir özet idi sanırım. Fazla ilgilenmedim. Aklımda kalan, toprağın içine bir plaka gömülüp demir aksamın buraya irtibatlandırılması şeklindeydi. Büyük trafo merkezlerinde ise bakır iletkenler toprakaltına gömülüp yapılıyordu.

Diplomayı aldıktan sonra geçen 2-3 yıl içerisinde verilen işler doğrultusunda proje, şartname, yönetmelik gibi dokümanlar bulabiliyorduk ama bu günkü gibi olanaklar olmadığından bunları edinmek zordu. Fotokopi benzeri cihazlar da olmadığından gerekli yerleri elle çoğaltmak gerekiyordu. Daktilo bulabilirsek birkaç nüsha çıkarabiliyorduk. 

Zamanının en modern iplik fabrikasında topraklamanın çok iyi olduğu söylenmişti. Her tarafa iletken döşemişler. Neden gerektiği noktada bir plaka biraz iletken ile çözmek varken her yere döşemişler? Aliağa’da yapılan rafineri tesisinde Ruslar her yere topraklama şeridi döşemişler. Muhtemelen "müteahhit fazla para kazanmak için yapmıştır” diye konuşmuştuk. Şimdi cahilliğimden hala utanırım. 

İzmir elektrik şebekesinde işe başladığımda trafo ve fider manevraları başta olmak üzere işletmede (vardiya) bir süre çalıştıktan sonra Havai Hat Kablo (HHK) Servisi’ne geçtim. Bildiğimiz anlamda tesis işleri yapıyorduk ancak de arızalara müdahale ediliyordu. İlk haftalarda Bornova Stadı’nın altındaki trafo merkezinde trafo gücünü yükseltme çalışmaları yapılıyordu. İşletme Müdür Yardımcısı Erdinç Özüner trafonun nötr ucundaki işletme topraklamasının 1x50 mm2 NYY kablo ile yapılmadığını görüp devreye almamış. İşi yapan ekip sabah trafo merkezine gidip trafodan toprağa girinceye kadar olan kısmı NYY ile değiştirip toprağın içinde kalan kısmını yine çıplak bıraktıklarını ve kazı yapma zahmetine katlanmadan “işi hallettiklerini” söylediler! Toprağın içine kadar giden bir iletken yeterli olmalıydı. Doğrusu ilk anda bir gariplik görmedim çünkü topraklamayı bilmiyordum.
 

Aynı günlerde İkiçeşmelik’te yapılan bir tadilat sonrasında (bir an önce trafoyu devreye alma düşüncesiyle olabilir) nötr topraklaması yapılmadan enerji verilince evin birisinden duman çıkan radyolarını kapıdan dışarı attıklarını görünce tehlikenin boyutunu canlı canlı görmüş oldum. İşin başında meydana gelen bu olaylar artık her yeni trafo tesis işinde nötr topraklamasına dikkat etmemi sağladı. Bu arada Yüksek Gerilim (YG) direk çukurlarının içini biraz daha oyup topraklama levhasını gömmek de topraklamanın normal (!) bir uygulamasıydı. Bu arada yavaş yavaş yönetmelik ve şartname biriktirmeye başlamıştım.

Meslek içi eğitimin önemi de bu süreçte kafamızda canlanmaya başlamıştı. Belirli aralıklarla yapılan seminerler olmazsa ancak mühendis abilerimize sorarak öğrenebiliyorduk. Serbest olarak çalışan meslektaşlarımızla da anlaşamadığımız noktalar oluyordu. Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) ve daha sonra Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirket’inde (TEDAŞ) İzmir şehir şebekelerinin hemen hepsini kendimiz yapıyorduk; geçici kabul işlemini İller Bankası ve Bayındırlık Bakanlığı uygulamalarını bilen arkadaşlarımızın önerileriyle kendi kendimize proje-tesis-kabul safhalarını ayırarak yapmaya çalışıyorduk. Dolayısıyla eksiklerimizi görme imkanı oluyordu. Usta çırak ilişkisinin biraz daha ötesine geçmeliydik. Bu yıllarda İnternet yoktu ki iki tıklama ile bir arama motoruna soralım...

12 Eylül’de askeri darbenin ardından kapatılan meslek odaları tekrar açılınca, ilk toparlanma sürecinden sonra üyelerin ihtiyaçları doğrultusunda bazı bilgilendirme toplantıları ve seminerler düzenlenmeye başlandı. Alsancak Gazi İlkokulu’nun çapraz köşesindeki EMO İzmir Şubemizin salonunda Sanayi Bakanlığı Sınai Eğitim Geliştirme Merkezi (SEGEM) uzmanlarından Kemal Üçleroğlu birkaç gün süren bir seminer verdi. Şube Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Ulutaş, Üçleroğlu’nu İzmir’e getirmek için o günkü koşullarda epey uğraşmıştı. O seminerde teorik ve pratik olarak topraklama hakkında farkındalığımız gelişti. Ardından şube olarak bir topraklama komisyonu kurulması gündeme geldi ve Güngör Gürsel, Deniz Kültür ve ben komisyon üyesi olarak çalışmaya başladık. Kemal Bakırcıoğlu da doküman olarak epey destek oldu. Güngör beyle işyerlerimiz yakın olduğundan daha fazla irtibat halinde idik. 

Artık işletme topraklaması, koruma topraklaması, topraklayıcı çeşitleri, eşpotansiyel, referans toprağı, sıfırlama, TT gibi kavramlarını daha iyi anlamıştım. Biz de bir ders notu hazırlayalım dedik ve Güngör Gürsel’in yönlendirmesiyle ilk notumuzu hazırladık ve ilk semineri verdik. Sonra Güngör beyle beraber sırasıyla Aydın, Denizli, Antalya, Kütahya, Bursa ve Balıkesir’de topraklama seminerlerine devam ettik. O zamanlarda da uygulamada ortaklaşmanın ve eksik bilgilerimizin seminerler vasıtasıyla tamamlanmasının önemi ortaya çıkmıştı. Sorulan soruların da bize oldukça faydası oluyordu.

Benzer şekilde Ankara Şube’de rahmetli Nihat Taylan’ın verdiği seminere de ben katılmıştım. Çok deneyimli bir mühendis idi. Topraklama konusunda kitap yazmış; onu da aldım. Çok sonraları ben de sizin gibi komisyon çalışmasına katkı sağlayacağım diyen bir arkadaşımız kitabı aldı ve “iç etti”. Kütüphanesinin en değerli yerinde muhafaza ediyormuş! Aklımdan çıkmamış. Hiç olmazsa komisyona çalışmalarına katılıp, katkı koysaydı.

Ardından TEK Müessese Müdürlüğü’ne onaya getirilen proje dosyaları şikâyet konusu olmuştu. Hem içerisine konulanlar hem de dosya sayılarının bazen 3 bazen 4 adeti bulması, hesaplamaların belli bir düzende yapılmamasından yakınılıyordu. Bir seminer de bunun için düzenlendi. Bugünkü dosya düzeni bu şekilde oluştu ve yaygınlaştı. İhtiyaç duyulan hemen hemen her konuda kısa bir süre içerisinde uzman bir üyemiz bulunuyor, konuya ilişkin notlarını hazırlanıyor ve seminerler veriliyordu. 

Çankaya’ya taşınınca Alsancak’taki binamız eğitim merkezi olarak düzenlendi. EMO şubeleri arasında ilk olarak eğitim merkezi İzmir’de açılmış oldu. Esasen eğitim merkezinin temelleri sık sık verilen ve üyelerin heyecanla katkı koydukları seminerler sayesinde burada atılmıştı. Topraklamalar, transformatörler, kesiciler, ayırıcılar derken Yüksek Gerilim İşletme Sorumluluğu ders notları böylece yavaş yavaş oluştu. Bu çalışmaların sonunda EMO’da merkezi düzeyde Meslek İçi Eğitim Merkezi (MİSEM) kuruldu. 

Bugün Şubemizin çalışmalarının ana odağını yine eğitim faaliyetleri oluşturuluyor. Yeni hizmet binamız tasarımı da bu anlayışa uygun olarak gerçekleştirildi. Hizmet ve Eğitim Merkezi’mizde bugün aynı anda birden fazla eğitimin gerçekleştirilebildiği olanaklara sahip olduk. Önümüzdeki dönemde bodrum katta tesis ettiğimiz Yüksek Gerilim Uygulama Merkezi’nde eğitimlerde kullanılmaya başlanmasıyla, teorik eğitimleri uygulamayla destekleme şansımız olacak.

Ortaokul yıllarında lambalı radyoyla başladığım topraklama macerasında bugüne kadar şahit olduğum gelişim aşamalarında; ülkemizin mühendislik birikiminde eriştiği seviye sevindiricidir. Zaman içinde öğrenen, teorik bilgisini uygulamadaki karşılaşılan sorunlara yönelik pratik çözümler geliştiren çok sayıda meslektaşımız bugün MİSEM kapsamındaki eğitimlerde genç meslektaşlarının gelişimine katkı sağlıyor, rehberlik ediyor. Şubemiz düzenlediği kongre ve sempozyum gibi etkinliklerle de deneyim paylaşımına aracılık etmeyi sürdürüyor. Salgın döneminde aksayan eğitim çalışmalarını, uzaktan eğitim araçlarıyla güçlendirerek, mühendislikte doğru uygulamalarının ülke çapında yayınlaşmasına hizmet etmeyi sürdüreceğiz.   

 
Paylaş:
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Sosyal Medyada Bizi Takip Edin!
E-Bülten Kayıt