×

Akıllı Gelecek


Akıllı Gelecek

Yılmaz Özcan

 
Endüstri 4.0 hayatımıza 2011 yılında Almanya’da Hannover fuarında bir kavram olarak ilk defa girdi. 2011’den günümüze gelen sürece bakıldığında iş hayatımızdan özel yaşantımıza, sağlığa, eğitim dünyasına kadar birçok alanda etkileri her geçen artmaktadır. Bunun en doğal sonuçlarından birisi de özellikle bizim iş hayatımızı etkileyen endüstriyel tesisler, imalat endüstrisi ve geleceğin fabrikaları dediğimiz alandır. Geleceğin fabrikaları deyince neyi anlamalıyız? Aslında geleceğin fabrikaları talebe göre, isteğe göre yüksek kaliteli ürünleri üreten fabrikalardır. Burada özellikle düşük adetli üretimler bile olsa müşteri taleplerine göre değişen pazar koşullarına uyum sağlayabilen ve bunlara hızlı cevap verebilen fabrikalardır. Bu fabrikalara bakıldığında genelde siber fiziksel sistemlerle donatılmış olduğunu görmekteyiz.

Fabrikalarda ekipmanların, araç ve gereçlerin, sistemlerin birbiri ile gerçek zamanlı olarak haberleştiğini, bu haberleşmenin sonucuna göre de bir takım kararların alındığını ve verimliliğin de bu sayede arttığını görürüz.  Dolayısıyla geleceğin fabrikalarındaki sistemlerin verimli olması, birbirleriyle gerçek zamanlı olarak haberleşmesi gerçekten önemlidir. Bunun yanı sıra geleceğin fabrikalarına bakıldığında sistemlerin artık sensörler ile ciddi anlamda izlendiğini, anlık olarak takip edildiğini görüyoruz. Hatta bununla da kalmıyor çeşitli simülasyonları yapılıyor ve bu simülasyonların sonucunda da plansız duruşların veya üretim hatalarının önemli oranda önüne geçildiği görülüyor. Bu açıdan da bakıldığı zaman internet, bulut teknolojisi, nesnelerin interneti dediğimiz konular diğer taraftan sistemleri siber saldırılara da açık hale getiriyor. Dolayısıyla geleceğin fabrikalarının karşısına çıkacak en önemli engellerden birisi bu siber güvenlik sistemleri olacaktır çünkü dışarıdan bunlara müdahale etmek, yönlendirmek ve yanıltmak mümkün olacaktır. Burada güvenlik sistemleri üst düzeyde önem kazanacak. Ayrıca geleceğin fabrikaları insan hayatını ve insan sağlığını önemseyen fabrikalar olacak. Şu anda günümüzde rutin tekrar eden işlerin çoğunun insanlar tarafından yapıldığını görüyoruz ve bunların bir kısmı da açıkçası tehlikeli işlerdir. Bunlar insan sağlığını tehlikeye atabilmekte; hatta bir takım yaşamsal sonuçlar da ortaya çıkartabilmektedir. Bu nedenle bu fabrikalarda artık bu tip tehlikeli işler, makinalar ve robotlar tarafından yapılacaktır. Bu da bizi özellikle işçi sağlığı ve güvenliği açısından, insan hayatı açısından çok önemli bir noktaya getirecektir.

Geleceğin fabrikalarında bütün bu sistemlerin yanı sıra aslında en önemli aktör yine insan olacak ve yüksek nitelikli insan fabrikaların merkezinde yer alacak ve karar verme noktasında olacaktır. Dolayısıyla büyük olasılıkla yönetim sistemlerimiz ve çalışma modellerimiz değişecektir. Hiyerarşik dikey yapılar yerine yatay yapılardan konuşabilmek mümkün olacaktır. Takım çalışmalarından ve farklı özellikteki takımların, farklı disiplinlerin bir araya gelerek iş yaptığını göreceğiz.

Dijitalleşmenin ve otonom yapıların gelmesi ile gerçekten insanlarla makinalar arasında veya robotlar arasında sanki birbirinin yerini alma gibi bir durum söz konusudur. Robotlar ve makinaların insanların yerini alacağı düşünülüyor.



Bu noktada daha iyimser bakmamızı sağlayan iki unsur bulunmaktadır:  Birincisi doğada güçlü olanlar değil, değişime ayak uyduranlar hayatta kalır. İnsanoğlunun tarihine bakıldığı zaman türlü badireler atlatmış olmasına rağmen hala soyunu devam ettirebilmiş ve bugüne kadar gelmiştir. Bu noktada da dijitalleşme insanoğlunun kendisine yarattığı bir sorundur. Dolayısıyla insanoğlu bu sorunun çözümünü bulacak durumdadır. Örnek vermek gerekirse Amerika’da 1900’lü yılların başında tarımdaki istihdam %40-%45’ler civarındaydı ama bugün bu oran %2’ye düşmüş durumdadır. Buna rağmen  Amerika’da korkulan bir işsizlik veya  olağanın dışında bir işsizlik yok. Bunun nedenlerine baktığımızda 1900’lerin başında tarım istihdamı varken insanlar tarlada çalışırlarken teknolojinin ve makinaların devreye girmesiyle üretim kapasiteleri artmış ve tarlada çalışan sayısı ciddi anlamda düşmüştür. İnsanlar şehirlere yönelmiş ve traktör fabrikalarında çalışmaya başlamışlar. 1970’li yıllarda robotlar devreye girmiş ve bu sefer  traktör fabrikalarında çalışanların yerini bu sefer robotlar almıştır. Ama insanoğlu yine bir çözüm bulmuş ve orada çalışanlar bu sefer hizmet sektörü veya başka sektörlerde çıkış yolu bulmuştur. Dolayısıyla mutlaka bu yeni dönüşümün, yeni gelişimin bize çıkartacağı iş fırsatları olacaktır. Almanya’da yapılan bir araştırma önümüzdeki on yılda yaklaşık 490 bin işçinin bu dijitalizasyondan dolayı işini kaybedeceğini ama buna bağlı olarak da yaklaşık 430 bin kişinin de Endüstri 4.0 devriminden dolayı kendine yeniden iş bulabileceğini söylemektedir.

Bu açıdan bakıldığı zaman gerçekten otonom fabrikalar ya da dijitalizasyon Endüstri 4.0, insanların işlerini kolaylaştıracak ve gerçekten yaşam standartlarımız, yaşam formlarımız değişecektir. Belki çalışma saatlerimiz azalacak, belki haftada 5 gün yerine 4 gün çalışacağız. Kendi özel hayatımıza, ailemize, hobilerimize daha fazla vakit ayırabileceğiz. Dijitalleşmenin gerçekten insan yaşamına olumlu katkıları olacaktır. Başka bir örnek daha vermek gerekirse insansız savaş uçaklarını ele alalım. Bir savaş uçağını pilotsuz uçurduğunuz zaman bir pilot işsiz kalmakta ama arkasındaki ekibe baktığınız zaman o savaş uçağının uçabilmesi için masa başında bir çok kişinin bunu takip ediyor olması gerekir. O savaş uçağından gelen verileri incelemek için çok insana ihtiyaç var. Böyle baktığınızda gerçekten bu yeni düzen mutlaka yeni iş fırsatlarını beraberinde getirecektir. 

Türkiye açısından baktığımız zaman biz Endüstri 1, 2 ve 3’ü bir şekilde endüstri  transferi ile buraya getirdik. Endüstri 4.0’da gideceğimiz önemli yol var. Bizim için bu bir anlamda risk taşımasına rağmen, riskin bir diğer karşılığı da bir takım fırsatları kendi içerisinde barındırmasıdır. Biz bu noktada çocuklarımızın, gençlerimizin eğitimlerini doğru şekillendirebilirsek, inovasyona ve Ar-Ge’ye dayalı üretimi teşvik edebilirsek çok önemli kazanımlar elde edebiliriz. Çünkü geleceğin dünyasında artık iş gücü kadar önemli olmayacak. Artık müşteriye özel üretimler söz konusu ve bir üründen bir milyon tane üretmenizin size getireceği bir fayda yok. Dolayısıyla belki bir milyon tane yerine on adet üreteceksiniz ama bunu üretebilecek tesisleri yapmanız gerekiyor. Bu tesisleri çalıştıracak insanlara ihtiyacınız var ve günün sonunda insanlar ikili ilişkilerinde, işlerinde öyle veya böyle dijital bilgiyi kullanmaktadırlar. İnsanlar biraz analog çalışıyor ve zaman zaman sezgilerimizle karar veriyoruz, risk alıyoruz veya almıyoruz. İşte bu sebeplerden dolayı geleceğin fabrikalarında, geleceğin endüstrisinde insan yine olayın merkezinde olacaktır.

 
Paylaş:
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Sosyal Medyada Bizi Takip Edin!
E-Bülten Kayıt