×

Deprem Bölgelerinde Tesis Edilecek Transformatörlerin Sismik Deneyleri, Sertifikalandırılması ve Montaj Önlemleri Yazı Dizisi-1

virlab-042-s2-avi_snapshot_00-15_2016-12-04_18-09-46

 

Deprem Bölgelerinde Tesis Edilecek Transformatörlerin


Sismik Deneyleri, Sertifikalandırılması ve Montaj Önlemleri 


Yazı Dizisi-1


Burçin Baran


Türkiye’de doğal afet denildiği zaman şüphesiz ki akla ilk deprem gelmektedir. Ülkemiz çok uzun yıllardır bu gerçekle ve getirdiği yıkımlarla yüzleşmeye ve yaralarını sarmak için mücadele etmeye devam etmektedir. Yakın geçmişimizden de hatırlanacağı üzere 17 Ağustos 1999 Marmara depremi ve 23 Ekim 2011 Van depremi bunlara örnektir. Her yıkımdan sonra yeniden yapılanma olacağı için burada devlet büyüklerine ve bu konuda söz sahibi olan kişilere büyük görev düşmektedir.

17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen Gölcük merkez üslü depremin ardından yapılan hasar ve can kaybı tespitinde 18.373 ölü ve 48.901 yaralı olduğu görülmüştür. Ayrıca, yıkık-ağır hasarlı 96.796 konut ve 15.939 işyeri, orta hasarlı 107.315 konut ve 16.816 işyeri ve az hasarlı 113.382 konut ve 14.657 işyeri olmak üzere toplam 364.905 hasarlı konut ve işyeri tespiti yapılmıştır.

Ancak yıkımın bu denli büyük olması bile başta hükümet ve diğer siyasi partiler olmak üzere karar verici mekanizmaların yıkımı minimize edecek önlemler almasını sağlayamamıştır. Ülkemizin büyük çoğunluğunun deprem açısından riskli bölgelerde olması tehlikenin boyutlarını arttırmaktadır.

Buna en bariz örnek olarak Marmara depreminden sonra deprem bölgesinde yapılacak yeni binalara önce kat sınırlaması verilmesi ve belli bir süre geçtikten sonra yine hiçbir şey olmamış gibi çok katlı binalar yapılmaya devam edilmesi gösterilebilir.

Önemli konulardan biride deprem anında elektrik enerjisiyle çalışan cihazların çalışmaya devam etmesinin gerekliliğidir. İşte bizde bu noktada depremin etkilerine dayanıklı ve enerjisini kesmeden çalışmaya devam edebilecek kuru tip transformatör üretimi yapmayı görev bildik.Bahsi geçen kuru tip transformatörün tasarımı ve detayları bu yazının konusudur.

Ülkemizde Deprem

Kuzey Anadolu fay hattında oluşan depremler yüzeye çok yakın (5-30 km altta) oluştuğundan oldukça tehlikeli bir karaktere sahiptirler. 17 Ağustosta oluşan deprem bu fay hattının karakteristik özelliklerini taşımaktadır. Merkez üssü, yüzeyin sadece 10-15 km altındadır.

Depremlerin ana karakterlerinden biri de, aynı Marmara depreminde yaşandığı gibi Richter ölçeğine göre 4-6 şiddetlerine ulaşabilen artçı şokları da beraberinde getirebilmesidir. Depremin herhangi bir bölgede meydana getirdiği elastiki stres, diğer bölgelerde yeni streslerin oluşmasına ve artçı şokların artmasına sebebiyet verebilir. Bu hareketlilik yer kabuğunun normal dengesine ulaşmasına kadar aylarca devam edebilir. Türkiye dünyadaki büyük deprem kuşaklarından birisi olan Asya kuşağında yer almaktadır.

Resim 1 ve Resim 2‘de depremin ana kriterlerinden fay hattının kırıldığı nokta (hypocenter) ve simetrik merkez üssü (epicenter) görülmektedir. Burada önemli olan bulunulan yerin merkez üssüne olan uzaklığıyla birlikte sismik kuvvetlerin yatay ve dikey bileşenleridir.

r1

Resim 1


r2


Resim 2


Elektrik Tesisatlarında Deprem Güvenliği ve Yönetmelikler

Tarihte depremin tesisatlar için önemi ve sismik önlemler alınma gereksinimi ilk olarak 1906 yılında meydana gelen San Francisco depremiyle doğmuştur.

Bu konu hakkında ilk yönetmelik 1927 yılında yayınlanan Tekdüze Bina Kodu (UBC – Uniform Building Code) olmuştur. 2006 yılında da bu yönetmelik yerini Uluslararası Bina Koduna (IBC – International Building Code) bırakmıştır. Türkiye de deprem yönetmelikleri hazırlanırken IBC ‘den büyük ölçüde yararlanılmıştır.

Türkiye’de ilk deprem yönetmeliği T.C Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından ilk sürümü 1975 yılında yayınlanmış olan Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik’tir. Daha sonra 1997 yılında Deprem Yönetmeliği olarak güncellenmiştir. 1998 yılında da bu yönetmelikte değişiklik yapılmıştır.

6 Mart 2006 tarihinde Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Esaslar Konulu Yönetmelik yayınlanmış ve 1 yıl sonra devreye girmiştir. 3 Mayıs 2007 tarihinde de bu yönetmelikte değişiklikler yapılarak yürürlüğe sokulmuştur.

Madde 2.4.1 ‘de Etkin Yer İvmesi Katsayısı (Ao) Deprem bölgeleri göz önüne alınarak aşağıdaki gibi tanımlanmıştır

Deprem Bölgesi       Ao

1                               0.40

2                               0.30

3                               0.20

4                               0.10

(Ao) değeri, ülkemizin farklı bölgeleri için belirlenmiş 4 seçenekten ibaret olup, IBC ‘den farklı olarak binanın bulunduğu arazi şartlarını içermemektedir. Bu sebepten neredeyse tüm Marmara ve Ege bölgeleri için bu değer 0,4 alınmaktadır. Oysa zemin şartları sadece birkaç kilometre mesafede bile kayda değer değişkenlikler göstermektedir.

Madde 2.4.2 ‘de de Bina Önem Katsayısı (I) binanın kullanım amacı veya türü göz önüne alınarak aşağıdaki gibi tanımlanmıştır.

I. Deprem ve sonrası kullanımı gereken binalar ve tehlikeli madde içeren binalar: (I):1,5

a) Deprem sonrasında hemen kullanılması gerekli binalar (Hastaneler, itfaiye bina ve tesisleri, PTT, ulaşım istasyonları, vilayet, kaymakamlık vb.)

b) Toksik, patlayıcı vb. özellikleri olan maddelerin bulunduğu veya depolandığı binalar

II.  İnsanların uzun süreli ve yoğun olarak bulunduğu ve değerli eşyanın saklandığı binalar: (I):1,4

 Okullar, diğer eğitim bina ve tesisleri, yurt ve yatakhaneler, askeri kışlalar, cezaevleri, müzeler vb.

 III. İnsanların kısa süreli ve yoğun olarak bulunduğu binalar: (I):1,2

 Spor tesisleri, sinema, tiyatro ve konser salonları vb.

 IV.Diğer binalar: (I):1,0

Yukarıdaki tanımlara girmeyen diğer binalar (Konutlar, işyerleri, oteller, vb.)

Bundan sonraki yazımızda " Transformatör Sismik Dayanım Testi, Test Aşamaları , Montaj Önlemleri " ile devam edeceğiz.
Paylaş:
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Sosyal Medyada Bizi Takip Edin!
E-Bülten Kayıt