Bir Mühendis Olarak Ne Kadar İtibarımız Var?
Bir Mühendis Olarak Ne Kadar İtibarımız Var?
Cihan Karamık
Değerli meslektaşlarım, bu soruyu eminim kendinize değişik kereler sormuşsunuzdur. Ben de kendime sordum çoğu zaman ama kendimi tatmin edecek cevaplar bulamadım malesef. Halbuki insanların üç temel ihtiyacı giyinme, beslenme ve barınma değil miydi? Bu ihtiyaçların karşılanmasıyla ilgili endüstrilerin oluşmasında ve geliştirilmesinde mühendisler ana rolü oynamamışlar mıydı? Her fırsatta isimlerinin başında mesleki ünvanlarını kullanan doktorlar, avukatlar, askerler ve diğer bazı meslek grupları daha mı fazla katkı sunmuştu bu sürece? İnsanların ve toplumların hayatını kolaylaştıran teknolojik gelişmelerin mimarları neden bir problem çıktığında hatırlanıyordu sadece? Neden mühendislerin başarıları hep görmezden geliniyordu ve yapılan işler kendiliğinden olmuş gibi davranılıyordu? Ben neden telefonu açtığımda “buyrun elektrik mühendisi Cihan” diyememiştim hiç? Veya neden kartvizitlerimize “Mühendis Ahmet” yazamıyorduk?
Belediye başkanı da olmuştuk başbakan da... ama ismimizin başına mesleğimizi ekleyememiştik. Zaten eklenmesi abesle iştigal ise neden diğer bazı meslek grupları bunu yapabilmişti ve biz bunu yadırgamamıştık.
Bu soruların ve serzenişlerin sonu yok. Ama asıl vurucu soru; muhatap olduğumuz bu durumun sorumlusu biz miyiz? sorusu. “İtibarlı” algısını oluşturan üç temel unsur var bence: toplumun ihtiyaç duyduğu bilgi ve tecrübe, ilkeli duruş, para veya şöhret. Bu üçlü sac ayağının biri eksik olduğunda sağlam zemine basamıyoruz ve itibarımız oluşmuyor maalesef. Bazen bunlardan birinin belirgin şekilde üstünlüğü, zayıf olan bir alanı perdeleyebiliyor ve dönemsel itibar kazandırabiliyor insana ama bunu sürdürmek mümkün olamıyor.
Bilgi ve tecrübe eksikliği yüzünden kalitesi sorgulanır işler yapıldığında veya doğru yapılan işlerde pazarlama kurguları doğru belirlenmediğinde, bazen etik kurallara riayet edilmediğinde veya hakedilen ekonomik güç ve makam elde edilemediğinde itibar kaybı yaşanması kaçınılmaz oluyor. Örnekleyelim isterseniz: sağlığımız için doktorların bilgisine ve tecrübesine ihtiyaç duyuyoruz, moda tabirle “cool” tavırları bizi etkiliyor, elde ettikleri ekonomik güçle birlikte de toplum içerisinde itibarlı birer meslek sahibi olarak isimlerinin önüne Dr. .. yazmayı çoktan hakediyorlar. Avukatlık mesleği için de çok farklı değil açıkcası. Üçlü sac ayağının benzer kriterleri onlar için de söz konusu. Ya öğetmenlerde durum ne? Sac ayağının biri eksik. Evet bize bilmediğimizi öğretiyorlar, saygıyı hakeden bir duruşları var ama hakettikleri ekonomik güce sahip olamamaları onları da “itibar” açısında dezavantajlı duruma sokuyor.
Peki ya biz mühendislerde ne eksik? Bu tezden yola çıkarsak ya bilgimiz ve tecrübemiz günlük hayata dair değil, ya duruşumuz da bir “diklik” problemi var ya da bir nedenden hakettiğimiz bir ekonomik güce ve şöhrete sahip değiliz. Takdir sizin...
Meslek odaları ve STK lar elbette mensupları olarak bizlerin hakları ve itibarı için çeşitli çalışmalar yürütüyorlar ama bizlerin de bireysel olarak çaba göstermesi çok önemli. Bu arada aman yanlış anlaşılmasın; ben doktarların, avukatların, askerlerin itibarından rahatsız değilim, onu sorgulamıyorum ve kıskanmıyorum da. Bilakis sadece gıpta ediyorum ve bu örnekler üzerinden mühendislerin hakettiği itibarın kazanılması için bir gündem oluşturmak istiyorum.
Değerli meslektaşım Sabri Günaydın Bey’in bu değerli çalışması belki de bu konuda bize ayna tutacak. Bu sayede ümit ediyorum ki eksiklerimizi, yanlışlarımızı görme fırsatı yakalayacağız ve tekrar itibar mücadelimizi canlandırmak için cesaret bulacağız. Sizleri bu inisiyatifi sahiplenme ve desteklemeye davet ediyorum. Gayretiniz bol olsun Sabri Bey...
Paylaş:
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!